Ümitsizlik, her gelişmeye engeldir

  • 15.02.2013 00:00

 Sistemden kaynaklanan ve kronik hale gelen köklü sorunlar akşamdan sabaha çözülemezler. Hele sorun çok boyutlu ve çok aktörlüyse çözüme ulaşmak da çok boyutlu ve kapsamlı çabaları gerektirir. Kürt meselesi bağlamında ortaya çıkan terör belasından kurtulmak da daha büyük bir gayret ve sabır gerektirir.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin dediği gibi, “Yüz seneden beri harâba yüz tutan birşey, birden yapılamaz”.

Türkiye demokratikleştikçe, adalet ve hakkaniyet sistemin kılcal damarlarına kadar sirayet ettikçe tedrici bir şekilde sorunlarımızdan kurtuluyoruz. Demokrasi ve özgürlükler devrimsel bir şekilde bir gecede hayata geçemiyorlar.

Said Nursi zamanında da bugünkü anlamda demokratik bazı kazanımları temsil eden Meşrutiyet’in bir anda hayata geçememesinden rahatsızlık duyulmuştur. Üstad hazretleri işin zorluğunu anlatırken sosyal ve siyasi yapının kökleşmiş olumsuzluklarının perde olduğunu şöyle ifade eder: “Zîra sizin şu vahşetengiz, cehaletperver husumetefza olan sarp dağ ve derelerinizdeki vahşet ayılarından, cehalet ejderhasından, husûmet kurtlarından bîçare meşrûtiyet korkar, kolaylıkla gelmeye cesaret edemez. Eğer siz tembel kalıp da onun yolunu yapmazsanız, tembellik etseniz, yüz sene sonra tamamen cemâlini göreceksiniz.”

O dönemdeki ağalıklar, feodalite, cehalet üzerine kurulu bir kısım ataerkil yapılar demokratik yöntem ve değerlerin yerleşmesini zorlaştırmıştır. Yakın dönemde ise toplumsal yapıdaki zorluklardan ziyade siyasi yapıdaki olumsuzluklar asıl büyük engel olarak öne çıkmıştır. Menfaat şebekelerinin arkasına gizlendikleri ideolojilerle örülen vesayetçi yapılar demokratikleşmenin önünü kapattıkça kronik sorunlar daha da kangren hale gelmiştir.

***

Doğu ve Güneydoğu’da demokratik siyasi değerlerin yerleşememesi ve normal akışına kavuşamaması, terör sorununun doğurduğu gayrıtabii durumun bir neticesidir. Baskı, zulüm, tehdit ve korkutma, özgür iradenin şekillenmesini, alternatif yapıların ortaya çıkmasını zorlaştırmaktadır. PKK ve uzantıları sadece kendiyle ilişkili yapıları üzerindeki serbestliği sorun olarak takdim ederken, gerçekte bizatihi bu yapılar bölge insanının özgürlüğünü boğmaktadır.

Bediüzzaman bugünden çok da farklı olmayan o günkü hali şöyle tasvir ediyor: “Zîra eski zamanın adamlarına benzersiniz. O nazik meşrûtiyet, İstanbul havalisindeki yılanlardan kurtulsa, şu uzun mesafeden geçmekle, cehalet gibi müthiş bataklığı, fakr gibi mütevahhiş kıraçları, husûmet gibi gayet keyşer dağları katetmekle beraber, eşkiyaya rast gelecektir.” Baskı ister feodal yapılardan gelsin ister terör örgütünden fark etmiyor. Bu tür baskıcı yapılar neticede gelişimin önüne set çekiyor, gelişme istidadını törpülüyor.

Meşrutiyet sürecinde nasıl engeller çıkmışsa bugünkü demokratik çözüm sürecinde de bir kısım engeller ortaya çıkmaktadır. Yine Üstad’ın dilinden devam edelim: “Ezcümle, bazı ceza-i sezasını (layık olduğu cezayı) hazmetmeyen, bir kısım da başkasının etini yemekten dişi çıkarılan ve bazı bir meşhur Bektaşi gibi mânâ verenler, yol üzerine çıkıp, gasp ve garet (yağma) ediyorlar. Daha onların öte tarafında da bir kısım gevezeler vardır; bazı bahane ile, parça parça etmek istiyorlar. Öyle ise, ona bir yol veyahut bir balon yapınız.”

Her hayırlı süreci farklı gerekçelerle akamete uğratmak isteyenler çıkabiliyor. Hatta çözüm ister gibi görünen çoğu aktörün söylemlerine bakınca insanın ‘gölge etmeyin başka ihsan istemez’ diyesi geliyor. Özellikle Kandil’den yapılan açıklamalar süreci yokuşa sürmekten başka bir anlam ifade etmiyor.

En iyisi Bediüzzaman’ın şu anlamlı sözleriyle noktayı koyalım: “Yeis (ümitsizlik), aczden gelir. Yeis, mâni-i her kemâldir (her gelişmeye engeldir). Hamiyet ise, şiddet-i mevânia (engellere) karşı şiddetle metânet etmektir. Çabuk yeise inkılâp eden hamiyet, hamiyet değildir.”

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Hrac Madooglu
    Hrac Madooglu
    11.02.2015 20:03

    Kemalist iktidarlar milliyetcilikle (irkcilik aslinda) birlikte dini de kullanarak bu ulkeyi kasip kavurdular. Gayrimuslum vatandaslara yalniz etnik koken uzerinden degil, din uzerinden de baski uyguladilar ve sonucta bu ulkede "gayrimuslum azinlik" diye bir sey kalmadi. Erdogan da dinle birlikte milliyetciligi kullaniyor simdi. Tam bir Turk - islam sentezcisi oldu cikti. Kacak Saraydaki 16 Turk Devleti tiyatrosu buna en iyi ornektir. "Yeni" Turkiyenin okullardaki tarih kitaplarina bakarsan irkci propagandanin eskisinden de daha asiri bir sekilde yapildigini gorursun. Soykirimin 100. yilinda 24 Nisan gununu Canakkaleyi anma gunu olarak ilan etmesi de ittihatci bir hamle. Zaten yolsuzluk bataginda debelenen ve dikta rejimini kabul ettirmeye calisan bir liderden ne ulkeye ne millete hayir gelmez. %50 oy alabilir ama bu kafayla hicbir yere varilamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums