Ergenekon’un pabucu dama mı atıldı?

  • 31.12.2012 00:00

 Demokratikleşme maceramız, derin devlet olgusu etrafında dönen tartışmalarla sürüyor. Derin devleti anlamadan darbeci anlayışı ve vesayetçi anlayışı anlamak mümkün olmadığı gibi, derin devleti etkisizleştirmeden de ileri demokrasiye ulaşmak mümkün değildir. Derin devlet, milleti mümeyyiz görmediği gibi milletin temsilcisi olan siyasetçileri de mümeyyiz görmez.

Siyasi iktidarın iradesine ipotek koymak, siyaseti dizayn etmek, ülkenin mukadderatına hükmetmek derin devletin vazgeçemediği bir durumdur. Devletin imkanlarını kullanarak devletin asli sahibi ve milletin maliki gibi davranmak bu hastalıklı yapının temel özelliğidir.

Anti-demokratik, kayıtdışı ve hukuk dışı uygulamalar, halka dönük olduğunda ulusal menfaatin gereği gibi algılanarak mazur görülmüştür. 90’lı yıllarda siyasi iktidarlar derin devleti kullanmayı yeğlemişlerdir. Derin devlet gücü bazen de siyasi iktidara karşı girişimler şeklinde ortaya çıkmıştır. Yani derin devlet gücünü halka rağmen kullanan iktidarlar vardır, siyasi iktidara karşı kullanılan derin devlet gücü vardır.

90’lı yıllarda terörle mücadelede görülen hukuksuzluklar, faili meçhuller, yargısız infazlar bu gücün kullanılmasının sonucudur. 28 Şubat sürecinde ise derin devlet, post modern darbede kullanılmış, bu kez seçilmiş iktidara yönelmiştir.

Kendisini ülkenin gerçek sahibi zanneden, kayıt ve hukukdışı şekilde devlet gücü kullanan bu yapı, farklı maskeler, ideolojiler, hassasiyetler üzerinden kendisini meşrulaştırmaya çalışmıştır. Darbeler, derin devlet gücünün zirve noktasıdır, ama vesayetçi anlayış ve siyaset mühendisliği çabaları da bu anlayışın tezahürüdür.

***

Radikal gazetesindeki röportajımda derin devletin zombi gibi olduğunu, öldü sanılan zamanlarda başka vücutlar üzerinden hayatiyetini sürdürdüğünü belirtmiştim.

Bazı internet siteleri derin devlet tanımlamalarımız üzerine ‘cemaat’i kastediyor’ şeklinde yorumlar yaptılar, hatta bazıları bunu Soner Yalçın’ın tahliyesi ve Odatv’nin ‘derin devletin yeni vücudu cemaat’ laflarıyla ilişkilendirmeye kalktılar. Zaman zaman Hükümeti Ergenekon’la yakınlaşmakla suçlayanlar da oluyor.

Lafı evirip çevirmeden söyleyeyim: Şahsen ben, Ergenekoncular’ın topunu herhangi bir İslami cemaatin tırnağına değişmem. Hükümet de celladına aşık olmak gibi alçak bir karaktere sahip değildir.

Ben, bahsedilen röportajda Gülen Hareketi’ne yönelik samimi kanaatimi ve muhabbetimi dile getirdim, bu tür konularla ilişkilendirilemeyeceğini vurguladım. Söylediğim gibi, derin devlet sisteme dışarıdan adam sokmuyor, tasfiye edilenlere veya cezaevine girenlere karşı başka uzuvlar üzerinden hayatiyetini devam ettirmeye, yeni vücutlarda yeniden dirilmeye çalışıyor. Bu tanımlama yeni aktörleri ama eski anlayışı ifade ediyor. AK Parti, karanlık odakların her türlü saldırısına maruz kalmış, vesayetçi anlayışın her türlü engellemelerine uğramış, derin devlet anlayışının zorlamaları sonucu üretilen delillerle kapatma davalarına muhatap olmuştur. Bu mücadelenin tarafları çok açık bellidir.

Gelinen noktada ne taraflar yer değiştirmiştir, ne de tarafların vasıfları değişmiştir.

Derin devlet olgusu, silah, istihbarat, medya, yargı ve sermaye gücünü kullanarak iş tutuyor. Bunları kendine devşiren ve yönlendirebilen odaklar derin devlet olarak görülüyor.

Aslında derin devlet bizatihi bir aktör olmaktan ziyade bir araçtır. Bu aracı kullananlar var, bu aracın kullandıkları var. Bu yüzden hükümetler, cemaatler veya başka bir aktör derin devlet olarak adlandırılamaz. Bu aracın kullandıkları ve kendini kullandırdıklarından söz edilebilir. AK Parti ve Gülen Hareketi, bu aracı kullanan değil, bu aracı kullananların hedefi olmuştur.

Türkiye’nin yakın dönem demokratikleşme tarihi aynı zamanda bu gücün etkisizleşmesi ve devredışı bırakılması tarihidir. AK Parti iktidarı farklı toplum kesimlerinin de desteğiyle bu yolda önemli başarılar elde etmiştir. Gülen Hareketi, özellikle son anayasa referandumuna verdiği toplumsal destekle sürece önemli katkılar yapmıştır. Bugün bazılarınca yeni derin güç olarak yaftalanmaya çalışılan polis de karanlık odakların tasfiyesinde takdir edilecek roller oynamıştır.

Ergenekoncular derin devletin mağduru değildir, aksine derin devlet üzerinden mağdurlar üreten bir örgüttür. Ne Ergenekon’un yeşili-beyazı vardır, ne Ergenekon hasımlarının içine sızarak onları dönüştürmüştür, ne de Ergenekon’un papucunu dama atan yeni bir yapı vardır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums