Muhalif sesler susturuluyor mu?

  • 19.12.2012 00:00

 Siyasi konularda mübalağa yapmak, ifrat ve tefrite düşmek, kategorik davranmak çoğunlukla yanlışa sebep olur. Küçük bir hakikati genellemek, bir ton hasenatı bir kilo seyyiata feda eder. Aynı şekilde küçük emareleri görmezden gelmek de elbette farklı sıkıntılara kapı açar. Bu yüzden 'itidal', 'adalet' ve 'hakkaniyet' kavramlarını ölçü yapmak gerekir.

AK Parti iktidarına yönelik muhafazakar medyadan veya daha yakın görünen kesimlerden gelen eleştiriler için de bu ölçü geçerlidir. Sürekli haksız suçlamalara, saldırılara, iftiralara, karalama operasyonlarına ve psikolojik harekata maruz kalan bir iktidarı eleştirmek elbette eğer doğru yöntem ve doğru bir dil'le yapılmazsa yanlış algılara sebep olabilir. Algı kayması da oluşabilir, istemediğiniz yerde konumlanma da…

Muhafazakar medyada hükümeti uyaran, eleştiren, ikaz eden bir çok yazı kaleme alınıyor. Çoğunluğu samimi ve hasbi bir özellik taşıyor, yapıcı bir katkı yapmayı hedefliyor. Dostane uyarılar, hasbi eleştiriler hiç de 'çatlak ses, saldırı, fitne, düşmanlık' falan gibi algılanmıyor. Bu konuda bir önkesme, susturma, etkisizleştirme gibi bir çaba da yok…

Son olarak İhsan Dağı, iktidarı eleştiren iki yazı kaleme aldı… Dağı, bazı eleştiri yöneltenlerin PKK muhibbi olarak yaftalandığını, bazılarının ise 'onlar dindar değil' diyerek ekarte edildiğini, çeşitli şekillerde itibarsızlaştırıldığını söylüyor. Doğrusu, eleştiri yöneltenlerin suçlanması, yaftalanması, etiketlenmesi son derece yanlış olur. Ben böyle vahim bir tablo göremiyorum. Ama PKK'nın her türlü katliamlarına, zulüm ve baskılarına sessiz kalıp, PKK'yı mağdur gösteren, hükümeti ise rahatça yerden yere vuran kişiler olduğu da aşikar… AB reformlarına alkış tuttukları halde dindar hak-özgürlük meseleleri gündeme gelince seçkinci kesilenlerin bunu bir toplumsal dayatma gibi lanse ettiği de malum. Bir de AK Parti iktidarıyla ilişkili alanların içindeyken sessiz kalıp, dışında kalınca sesini çıkaranlar, kıyamet tellallığı yapanlar var. Söylenenlerden ziyade bu tavrın rahatsızlık uyandırdığı da düşünülebilir…

İhsan Dağı'nın PKK muhibbi veya dindar haklarından rahatsızlık duyacak bir kişi olmadığını bildiğimize göre, hiç katılmasak ve yanlış bulsak da onun görüşlerini dikkate almak gerektiği düşünülebilir.

Dağı, muhalefet etmenin giderek zorlaştığını söylüyor. Bu kanaatinde hükümetin suçlu olduğu yargısı hakim. Çünkü ona göre hükümet çoğunluğun desteğini arkasına alarak topluma tercih dayatıyor, bir nevi postmodern otoriterlik tesis ediyor.

Ona göre hükümet, 'alternatifi olmayan, yani demokratik denetim mekanizmasından vareste bir iktidar' ve sahip olduğu büyük gücü kendisine alternatif oluşturacak bir muhalefetin denetimi olmadan kullandığından sıkıntılı bir durum var.

Muhalefetin zayıflığı, alternatif olamaması, hükümetin bir sorunu olarak görülüyor. Muhalefetin çapsızlığının ve beceriksizliğinin faturası adeta AK Parti'ye kesiliyor. Muhalefetin zayıf olduğu için AK Parti'nin sınırsız, kuralsız, müdahaleci ve dayatmacı davrandığı tezi hiç de doğru değil. AK Parti bugüne kadar Kıbrıs'tan AB'ye, Kürt meselesinden yargı reformuna kadar bir çok alanda önemli adımlar attı, bunların hiçbirinde muhalefetin yapıcı bir katkısı veya rolü olmadığı halde reformdan geri durmadı. Hükümet, 10 yıldır yolsuzluğa bulaşmadan devasa yatırımlar yapıyor, bunların hiçbirinde muhalefetin denetim eksikliğinden yanlış yollara sapmış değil. Başından bu yana AK Parti toplumsal desteğe ve siyasi güce sahip olmasına rağmen müdahaleci, dayatmacı, baskıcı bir karaktere bürünmedi.

Dağı ikinci olarak şunu söylüyor: "Kemalist vesayet düzenine ve onun militarist uzantılarına muhalefet etmek hiç de zor değildi. Rejimin ideolojisi arkaik, toplumsal desteği cılız, kurumları dökülüyordu". Buradaki zorluktan kasıt sanırım, malzeme bulma zorluğu çekmeme anlamındadır, çünkü o zaman eleştirilecek çok konu vardı ama devletin gücü, muhalefet etmeyi gerçekten zorlaştırıyordu. Şimdi ise toplumsal desteğe sahip, kurumları fonksiyonel, önemli icraatlar yapan bir hükümet var. Bunu eleştirmek elbette zor, çünkü eleştirilecek konu bulmak kolay değil. Sırf eleştirmek için eleştirmek ne kadar manasızsa, hala vesayetçi anlayışla mücadele eden ve demokratikleşme sürecini ilerletmeye çalışan hükümete 'devletçi, otoriter, milliyetçi, statükocu' gibi laftalar yakıştırmak da hiç adilane değil.

Hükümetin eleştirilebilecek bir çok eksiği, yanlışı elbette olabilir ve bu her zaman olacaktır. Bunları eleştirenler de hiçbir zaman vatan haini, AK Parti düşmanı falan olarak da görülemez. Ancak Dağı'nın da 'muhalefet dili'ne vurgu yaptığı gibi, geçmişten daha farklı muhalefet dili geliştirmek, geçmişteki pozisyonlara düşmeyecek bir tarzda eleştiri yöneltmek gerekiyor. Bu hassasiyet, hükümetin eleştirenleri farklı bir yerde konumlandırmasından öte, hâlâ varlığı devam eden ve sivil siyasete karşı mücadeleyi sürdüren odakların ekmeğine yağ sürmemek için gerekli…

 YASİN DOĞAN

Yeni Şafak

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums