- 6.02.2018 00:00
Elbette Afrin kahramanlarının komutanından Temel Paşa’dan bahsedeceğim fakat sadece ondan değil NATO paşalarından ve onların karşısına adam gibi dikilen yiğitlerden, milletinin emrinde dün 15 Temmuz’da ihanete karşı duran, bugün Afrin’de, yarın Kandil’de destan yazan yazacak olan bin yıllık bir geleneğin adamlarından bahsedeceğim. Onlardan rahatsız olanları, onların apoletlerine el uzatmaya niyetlenenleri söz konusu etmeyeceğim, zaten tarih de söz etmeyecek yani varlar mı yoklar mı belli olmayanlar mevzu bahis değildir!
“NATO paşalarından milli ordunun paşalarına derken, Sovyetler Birliği’ne karşı bir savunma ve işbirliği örgütü diye yapılanan kuruluşta görev almış veya almakta olan paşaları kastetmediğimi, NATO karargâhlarının muhtelif servisleri tarafından devşirilip, Türkiye’ye karşı kullanılan elemanlardan bahsettiğimi açıklamaya gerek var mı? Onların son örneklerinin Türkiye’ye karşı giriştikleri o büyük ihanetten sonra bulundukları ülkelerin NATO karargâhlarında nasıl sığınma istediklerini duymayan kaldı mı?”
Siz kimin adamısınız?
Çok uzaklara gitmeye gerek yok, daha yakın senelerde onlardan bahsedilirken ‘hangi şarap marklarını beğendikleri, hangi dansları Amerikalılardan veya bilmem kimlerden daha iyi yaptıklarını’ onları kamuoyuna takdim etmekle, tabiri caizse parlatmakla meşgul medya mensupları anlata anlata bitiremezlerdi. Bu sayede onları görevdeyken muhtelif cuntaların ‘devrimci paşası’ olarak görmek mümkün olabileceği gibi, 27 Mayısçı, militarizmin sözcülüğünü yapmayı şartlara göre bazen devrimcilik, bazen Kemalizm bazen de açıkça cuntacılık şeklinde yansıtan o ünlü gazetenin sayfalarında ya yazı dizileriyle, ya kendileriyle yapılan röportajlarda ya da sahibinin sesi haber yorumlarda görürdünüz.
“Onların yazdıklarına veya söyleşilerinde ifade ettiklerine bakarsanız ‘çağdaşlık’ adı altında ikinci sınıf bile sayılamayacak kaba saba sözüm ona bir ‘siyaset anlayışına’ sahip oldukları fark edilirdi; sık sık utanmadan Atatürk’ten bahseden bu ‘mandacı zihniyetin adamlarının’, dil-mil bildikleri kabul edilen bu zevatın nasıl bu kadar cahil kaldığına şaşardınız. Ağızlarından düşürmedikleri o Gazi Paşa’nın kendi zamanının en büyük siyaset filozoflarını doğrudan kendi kitaplarından okuyup yanlarına el yazısıyla notlar aldığından bu cahillerin haberlerinin olup olmadığını bir yana, Mustafa Kemal Paşa’nın Nutuk’unu orijinalinden okusalar yüzde kaçını anlayacak durumdadırlar bilinmezdi? “
İşin ilginç tarafı bu adamlar hallerine bakmadan her şeyi en iyi kendilerinin bildiğini düşündükleri gibi ‘kesin inançlı’dırlar, hiçbir fikre tahammülleri yoktur; zaten medya bütünüyle onlarla aynı zihniyeti paylaştığı için yapılan bir eleştiri mevcut olmadığı gibi kimsenin de böyle bir cesaret göstermesine de tahammül edilemezdi.
Milli ordunun askerleri
NATO paşaları kendi görev sürelerinde eğer bir darbe, bir müdahale olup devlet içinde yeni bir konum elde edemezlerse yine de boşta kalmazlar, bir kayıp içinde olmazlardı. Yakın zamanlara kadar Türkiye’nin en büyük holdinglerinde yönetim kurulu üyesi olarak ‘o engin bilgilerinden’istifade edilmeye çalışılır, ülkenin spor kulüplerinin üst yönetimlerinde yer alırlar, medya kuruluşlarında ya da büyük özel bankaların üst düzey kurullarında sıkça adlarına rastlanırdı ki bu durum sanırım ‘Türkiye kapitalizminin al afranga yapısını’ yansıttığı kadar, hangi güç ilişkileri üzerinden kamusal rantlara dönük fırsatlar peşinde olunduğunu göstermesi bakımından da ilginçtir.
Bugün Türkiye muhtelif uluslararası kuruluşlar üzerinden oluşturulan bağımlılık ilişkilerini söküp attığı gibi NATO çerçevesinde devşirilen milli ordu geleneğinden kopuk zihniyetin adamlarını da tasfiye etmektedir. Bu bakımdan Türkiye’yi bağımlılık ilişkilerine götürmek isteyen siyasetçilerin hayal kırıklığı yaşamasını, Metin Temel Paşa gibi kahramanlardan rahatsızlık duymalarını anlamak durumundayız!
Yorum Yap