- 15.01.2018 00:00
Eğer olağan üstü bir olay yaşanmazsa, siyasal süreç işin normal akışı içinde gelişmeye devam ederse MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin geçen hafta kahvaltılı basın buluşmasında yaptığı açıklamalardan sonra AK Parti ve MHP arasında ortaya konulan ittifak iradesi ‘oyunun bittiğini’ işaret etmektedir. “Evet, 2019 seçimlerine iki yıla yakın bir zaman kalmış olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dr. Bahçeli arasında yapılan görüşme ve hemen sonra kurulan ittifak çalışmalarını yapacak heyetin belirlenmesi, şimdiden Devlet Başkanlığı seçimlerinin nasıl seyredeceği konusunda bir tablonun ortaya çıktığını göstermektedir.”
2019’a dönük sağda solda muhtelif arayışlar içinde olanlar, çeşitli oyun kurucular şimdi şaşkınlık içindedirler; haklı olarak ne yapacaklarını bilememektedirler çünkü kurulacak oyun için artık ortada bir zemin kalmamıştır.
Bu ittifakın anlamı nedir?
“AK Parti ve MHP arasında oluşan mutabakat anlayışından sonra, ortaya çıkması muhtemel gelişmeler nelerdir? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığını koyması durumunda MHP’nin aday çıkarmayacağını açıklaması CHP açısından açık bir soruyu ortaya koymuştur: CHP’nin adayı kim olacaktır? Burada, CHP Genel Başkanı’nın aday olması gerektiği açıktır. 2019 seçimlerinde CHP’nin başka bir aday çıkarması asla söz konusu olamaz, çünkü bu seçim daha önceki Cumhurbaşkanı seçiminden tamamen farklıdır. Hükümet sistemi değişip başkanlık sistemine geçildiği için, partilerin göstereceği adaylar ülkeyi yönetmek için seçime katılacaklardır ve seçilmesi durumunda kendi hükümetini, kabinesini teşkil ederek doğrudan ülkeyi yönetecektir.”
Bu durumda ana muhalefet partisi olarak CHP’nin önündeki mesele, seçim kazanmak ve hükümetini kurmak üzere Genel Başkanı’nı aday olarak gösterip Türkiye’nin yönetimine talip olmaktır. CHP’nin böyle bir karar vermede tereddüt yaşaması, Genel Başkanı’nı aday göstermemesi ana muhalefet partisi olma konumuyla çelişir ki o zaman Genel Başkan’ın kendi işlevini kaybetmesi, varlığının gereğini inkâr etmesi anlamına gelen garip bir durum ortaya çıkar. Bunun manası açıktır: CHP ya Genel Başkanı’nı aday yapacaktır ya da Genel Başkan’ı partisinin Türkiye’nin yönetimine talip olmadığını açıklayarak aday olmayacaktır, bu ihtimal aynı zamanda CHP’de yeni lider arayışının başlangıcı olmaz mı?
Yolun sonu
Bir başka muhtemel gelişme ise, CHP’nin Meclis’teki diğer parti veya Meclis dışındaki partilerle ittifak yapması ihtimalidir. Burada CHP’nin önündeki problemlerden ilki HDP ile yapılacak ittifakla ilgidir. “Bu partinin Türkiye’nin barış projesi olan ‘çözüm sürecini’ bitiren terör örgütüne karşı tavır almak bir yana onun eylemlerini savunan, terör saldırılarına gerekçe üreten bir parti hüviyetindeyken, CHP’nin onunla ittifak/işbirliği yapması tam anlamıyla çıkmaza girmesi, siyaset yapma kabiliyetini kaybetmesi demek olacaktır. PKK/PYD yapılanmasının ABD’nin binlerce tır dolusu silah yardımıyla Suriye’yi parçalayıp, Türkiye’ye dönük saldırıları yöneten örgütün siyasi sözcüleriyle, etno/ faşizan, bir anlayışla ittifaka yönelmesi CHP için ancak yolun sonu olabilir.”
CHP’nin muhtelif küçük ‘sağ/muhafazakâr’ partilerle yapılacak ittifak girişiminde başka sorunların ortaya çıkması ihtimal dâhilindedir; bu partilerden herhangi birinin liderini veya sağ kimlikli bir siyasi şahsiyetin Cumhurbaşkanlığı için CHP tarafından aday gösterilmesi veya desteklenmesi durumunda bunu kendi tabanına açıklamakta güçlük yaşayacağını söylemek için kâhin olmak gerekmez. Kısaca, her biri farklı gerekçelerle ‘hayır’ veren seçmenleri bir ‘blok’ gibi görmek ciddi bir yanılsamadır ve CHP’nin yanlışı buradan başlamıştır. Netice itibarıyla yolun sonu görünmüştür, ‘oyun bitti’ denilebilir.
Yorum Yap