Hendeğin hedefi

  • 13.12.2015 00:00

 KYB Başkanı Mesud Barzani, Ankara’da HDP heyeti ile yaptığı görüşmede hendeklerin bir an önce kapatılması gerektiğini belirtmiş. Barzani barış ikliminin kırılmasının ve savaş durumuna geçilmesinin kimseye kazandırmayacağının altını çizmiş.

Barzani, görüşmede bir de hendeklerle ilgili bir anısını anlatmış. Bağdat yönetimi ile çatıştıkları dönemde bir kenti almak istediklerini, ancak babası Mustafa Barzani’nin “Doğru strateji olmaz. Sonradan müdafaa edemeyeceğiniz bir yere girip işgal etmek, hem oradaki halka hem de işgal edene zarar verir” diyerek buna engel olduğunu aktarmış. 

Gerçekten de hendeklerle girilen yol bir çıkmaz. Hendeğin önü de arkası da, sağı da solu da tek bir sonuç üretiyor: Ölüm, tahribat, yıkım… Buna rağmen PKK hendeklerde ısrarcı. Kürt illerini köstebek yuvasına döndürmekten, hayatı yaşanılmaz kılmaktan geri adım atmıyor. Kandil, siyaseti tamamen paranteze almış, demokratik mücadeleyle elde edilen kazanımlara sırt çevirmiş durumda. Acaba neden? Üç ihtimalden bahsedilebilir:  

“Kurtarılmış bölgeler”

1. PKK, hendeklerin kendisine gerçekten de bir başarı sağlayacağını düşünüyor olabilir. Bugün şehirlerde PKK’nin yeterli derecede elemanı var, devletle mücadele etmesini sağlayacak kadar mühimmat stokladığı da belli. PKK’nin devletin giremediği “kurtarılmış bölgeler” yaratma çabasında gözettiği iki amaç var: Biri, göç gösterisinde bulunmaktır. Buralarda egemenin kendisi olduğunu göstermektir. Diğeri ise, devletin aşırı bir reaksiyon vermesini sağlamak, bunun halkta oluşturacağı öfke üzerinden bir ayaklanmayı örgütlemektir.

2. PKK, Suriye’deki tecrübeyi Türkiye’ye aktarmayı isteyebilir. HDP’nin yüzde 80’lerin, hatta yüzde 90’ların üzerinde destek aldığı yerleri PKK’nin hendeklerle oymasının ve buralarda öz yönetim ilan etmesinin buraları özgürleştirmek veya kurtarmakla ilgisi olamaz. Gaye, Suriye’deki benzer kaotik bir iç çatışma durumu yaratıp bundan azami kazanım elde etmektir. Burada söz konusu olan Kürtlerin değil, PKK’nin kazanımlarıdır. Zira bir süredir Kürtlerin hakları ile PKK’nin örgütsel menfaatleri arasındaki makas açılıyor ve PKK öne kendi örgütsel çıkarlarını koyuyor.

3. PKK, savaşı şehirlere taşıyarak Türkiye’yi zorda bırakmayı ve iki noktada devleti kendi çizgisine çekmeyi planlayabilir. Bunlardan biri, Suriye’deki iktidar sahasının Türkiye tarafından da kabul edilmesidir. Diğeri ise devleti müzakere masasına çekmek ve o masaya eli daha güçlenmiş bir şekilde oturmaktır.

Kürdistan’da kim yaşayabilir?

Elbette Ortadoğu’nun hali ve PKK’nin içine girdiği müttefiklik ilişkileri dikkate alındığında, bunlara başka ve daha karmaşık ihtimaller de eklenebilir. Ama öyle ya da böyle, PKK’nin hendeklere atfettiği anlam çok yüksek. PKK, hendekleri yeni dönemdeki amaçlarına ulaşmasını temin edecek merkezi bir hamle olarak görüyor. Bu sebeple bu hamleyi eleştirenlere çok sert tepkiler veriyor. Hendeklerin yanlış olduğunu söyleyenler, ister Altan Tan gibi HDP’li ve ister Tahir Elçi gibi tarafsız şahsiyetler olsun, PKK medyasında çok ağır suçlamalara tabi tutuluyorlar. Öyle ki bu medyada iş, “PKK’yi eleştirenlerin Kürdistan’da yaşamaya haklarının olmadığını” söylemeye kadar varabiliyor.

Aslında tepkinin büyüklüğü, yapılanın ne denli yanlış olduğuna delalet ediyor. PKK, hendekleri eleştirilemez kılmakla tercihinin sorgulanmasını, hatalarının görülmesini ve bunlar üzerinde konuşulmasını engellemek istiyor. Ancak bu, imkânsız. Zira Mücahit Bilici’nin deyimiyle ortada “bir öz yönetim değil bir öz yıkım” var. PKK'nin yapması gereken, bu eleştirileri susturmak değil, bunlara kulak verip öz yıkıma dönüşen bu ölümcül hatadan bir an önce dönmek olmalı. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (2)

  • fidel mestan
    fidel mestan
    22.04.2013 15:04

    yazıda etnik kimliğe vurgu yapılmasına rağmen en büyük ekisklik de, egemen bir anlayışla Zazaları Kürtlerin adı altında zikretmektir. Halbuki Zaza dili, Kürtçe ve Farsça ile sadece akrabadır ve Şafii Zazaların birçoğu kendisine -din kardeşleri olmalarına rağmen- Kürt olarak görmez. "Ma u Kurmanci ma yew mılet niyê" (biz Kurmanclarla aynı millet değiliz) diye yanıt verirler. Sosyolojik bir deneme adına bile olsa, bilim burda millietçiliğin ve önyargıların oluşturduğu kalıplara alet olmamalıdır. Zazalar Kürt değildir, Kürtlerin amca çocuklarıdır

  • faruk eren
    faruk eren
    19.04.2013 09:02

    zaza aşiretler kasrı şirin anlaşmasında yoktular. hamidiye alaylarında yoktular.zazalar göçebe değildi. sürü sahibi zaza aşiret yoktu. ümmet birliği içinde olmak hariç kürtlerle hiç ülkü birlikleri olmadı (son otuz yılda gençlerin birlikte davranmaları ölçü alınabilinir mi?). dilleri farklıdır, tarih maceraları farklıdır. Zazalar ve kürtlerin islamla tanışmaları farklı dönemlerdedir. zaza kişiliğin farklılığı tarihsel ve etnik farklılıklardan yola çıkılarak düşünülmeli.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums