İçim rahat, teşekkür ederim

  • 6.02.2015 00:00

 YüzdeOn.5'e, son sayıya, şöyle biraz matrak, biraz sivri dilli, seçimden hemen önce okumalık, moral veren, güç veren bir yazı yazayım diye niyetlenmiştim. Çarşamba gecesi, yazıya oturacağım sıralarda, Bingöl'de HDP seçim minibüsünün tarandığını, minibüs sürücüsü Hamdullah Öge'nin araçtan indirilip az ötede öldürüldüğünü (ya da naaşının götürülüp araziye atıldığını) öğrendik.

Seçim çalışmaları döneminin başlangıcından beri HDP'ye yapılan türlü saldırılar böylece tam teşkilatlı, JİTEM tipi bir cinayetle taçlandırılmış oldu. Tabiî ben bu yazıyı teslim ettikten sonra bu defa askeriye değil AKP için çalışan ilgili devlet kurumları çeşitli yeni vukuatla karşımıza çıkmazsa...

Dokuz çocuk babası Hamdullah Öge için ne söyleyebilirim? Ne diyeceğiz onun çocuklarına? "Babanız, şu memlekette insan gibi yaşanabilsin diye bu şekilde öldürülen kırk bin küsuruncu Kürt'tü" mü diyeceğiz? "Burada siyasî meseleler halledilirken genellikle bir şekilde bir aşamada bazı Kürtler öldürülür" mü diyeceğiz?

Korkunç işler bunlar. Ve ne yazık ki bizde devletin, siyasetçilerin en iyi bildiği, en tecrübeli olduğu işler.

HDP’nin estirdiği barış rüzgârı

HDP'ye karşı izlenen tavırla, hem devletin hem siyasetçilerin kendilerini inkâr ettiklerini mutlaka ama mutlaka kayda geçirmek gerek. Çünkü hemen istisnasız herkesin üzerinde anlaştığı konu, bundan sonrasında Kürtlerin silahla elde edebileceği bir şeyin olmadığı, her türlü sorunun "ovada siyaset"le çözülebileceği, Kürtlerin "Türkiye siyaseti" izlemesi gerektiğiydi ve HDP tam da bu yönde bir adım mahiyetinde ortaya çıkmıştı. Bütünleştirici, yatıştırıcı bir siyaset için tam bir nimet sayılması gereken "Demirtaş faktörü" ile HDP, her şeyden önce bir barış rüzgârı estirdi, geleceğe yönelik umutlar yeşertti.

Ancak daha işin başında, engel olunmazsa fazla yüksek bir dalga haline gelebileceği sezilen bu demokrasi-çoğulculuk hareketini boğmak için Türkiye'nin -Kürt illeri hariç- hemen her yerinde, gayet organize ve kontrollü saldırılar tertiplendi. Birçok ilde, doğrudan can tehlikesi yaratıldı. Başka birçok yerde, HDP yerel örgütleri çalışamaz hale getirilmeye uğraşıldı. Bunlara rağmen çalışılabildiyse, insanların korkusuzca, yer yer kahramanca davranması sayesindeydi. Kimi illerde HDP'ye seçim bürosu kiralanmadı, yer verilmedi. Normal seçim çalışması için sokağa çıkılması, kalabalık saldırılarla karşılık gördü.

Yani "ovaya" çağrılanları ovaya sokmamak için ne lazımsa yapıldı.

En sonunda -umuyorum ki sondur- Bingöl'deki cinayet. İşleniş tarzıyla '90'ları hatırlatan, "mesajı" çok açık olan bir operasyon.

Bütün bunlar karşısında "Türkiye'nin batısı"nın gösterebildiği tepki, yine iliklere işlemiş o mahut milliyetçi, ırkçı önyargılar yüzünden cılız kaldı, kalıyor.

Oysa işin şakası yok: iki-üç gün sonra kaderimize dair karar vereceğiz. Oy vermekle de iş bitmeyecek, oylar doğru dürüst sayılsın, hile yapılmasın, olay çıkarılmasın diye yine sağduyu göstermek, sükûneti elden bırakmamak ve dikkatli olmak gerekecek. İş bununla da bitmeyecek. HDP barajı aşarsa, "Türk tipi başkanlık" hevesi kursağında kalmış muktedirler kimbilir ne dümenler peşinde koşacak ne şeytanlıklar tertipleyecek.

Kendimize bakalım

Derim ki, karşımızdakilere değil kendimize bakalım. Demirtaş'ta simgelenen çizgisiyle HDP, hepimiz için büyük bir imkândır. Hem de öyle bir anda ortaya çıkıvermiş, göz alıcılığı sırf yeniliğinden, güzelliğinden gelen bir imkân değil. Ardında, zemininde, Kürt hareketinin kırk senelik tecrübesi, Türkiye solunun bir bölümünün yine azımsanmayacak deneyleri, Gezi'nin yarattığı hava ve zengin, çoğulcu içerik, güleryüzlü üslûp, açıkça seküler ve açıkça dindar insanları biraraya getirebilen, deyim yerindeyse nezaket ortamı, bütün bunlardan ileri gelen bir haklılık duygusu, haysiyetine sahip çıkma duygusu... var.

HDP'nin seçim bildirgesi, bu memlekette şu ana kadar yazılmış, ilan edilmiş en sağlam siyasî programı içeriyor, muhtemelen. Böyle bir program, önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin toplumsal muhalefetinin ortak zeminini oluşturacaktır. Çünkü bizimki gibi karmaşık, heterojen bir topluma seslenebilecek ölçüde kapsayıcı, yeniliğe ve değişime açıktır.

Şahsen, HDP'ye ve Demirtaş'a, göğsümü gere gere, herhangi bir hesapla değil, bile isteye, -söylemeye utanıyorum :) ama bir şeyler de umut ederek- oy atma imkânını bana sundukları için teşekkür etmek istiyorum. Demirtaş'ı dinlerken kendimi her şeyin bambaşka olduğu, insanca bir toplum hayatının hüküm sürdüğü, bambaşka bir ülkedeymiş gibi hissettim. İstanbul mitinginde, sahnedeki adaylar arasında arkadaşlarım vardı; adayların çoğu benim gibi konuşuyordu. Bunlara rağmen, öyle bir bileşim tutturuldu ki, benim gibilerin kötü kaderi olan marjinallik tehlikesiyle yüzyüze değiliz. Buna teşekkür etmeyeyim de ne yapayım?

Bu seçimde HDP'ye atılacak her oy, daha insanca bir geleceğe açılan minik bir penceredir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums