Tabii hâkim ilkesi ve hâkimin tarafsızlığı

  • 2.02.2015 00:00

 Tabii hâkim (olağan hâkim), kanunla olaydan önce kurulmuş yetkili yargılama makamındaki hâkimdir. Tabii hâkim ilkesi, yürütme erkinin yani siyasi iktidarın yargılama makamları üzerindeki muhtemel tesirini önlemek için kabul edilmiş bir güvencedir. Olağanüstü hâkim ise, bir olaydan sonra o olaya yönelik olarak kurulmuş veya olaya göre sonradan yetkili kılınmış hâkimdir. Hâkimin gözü hattâ kulağı kapalı olarak elindeki terazinin tam tartmasının en önemli koşulu tüm etkilere ama özellikle siyasi iktidara karşı korunmasıdır. Buna hâkimin tarafsızlığı ya da objektifliği denir. Hâkimin tarafsız kalamayacağı veya tarafsızlığının tehlikeye girdiği görülen hâllerde hâkimin reddi usulü işletilerek o hâkimin yargılama yetkisi kaldırılır ve tarafsızlık sağlanır.

Dönemin başbakanı yolsuzluk soruşturması üzerinden kendisine darbe yapıldığını, bu darbenin hizmet hareketi olarak tanımlanan cemaatin uzantıları tarafından gerçekleştirildiğini, bunun bir terör faaliyeti olduğunu, bunların üzerine gidilmesi için gerekli kanuni değişiklikler yapıldığında inlerine girileceğini, operasyonların hız kazanacağını belirterek özgürlüklerimizin sınırlanması konusunda kapalı devre çalışacak bir sulh ceza mahkemeleri sistemi yaratmıştır. Bu düzenleme bütün bir ceza muhakemesi birikimini ve ilkelerini yok etmiş, hukuk güvenliğini ortadan kaldırmış, özgürlükleri tehlikeye atmıştır. Böylece siyasi iktidar meydana gelmiş bir olaydan sonra açıkça tabii hâkim ilkesine aykırı hâkimlikler kuracağını beyan etmiş ve Adalet Bakanı’nın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndaki konumundan istifade ederek kendi amacına hizmet edecek hâkimleri nakletme fırsatını bulmuştur. Bu durumda bu mahkemeler en baştan olağan hâkim olmaktan çıkmış ve objektifliklerini yitirmişlerdir. Üstelik özgürlüklerimizi kısıtlama yetkisi verilen bu hâkimliklerin kararlarına bir üst mahkemede itiraz edilebilmesi imkânı kaldırılarak hak ve özgürlüklerin yok edilmesi sonucunu doğuran kapalı devre sistemine geçilmiştir. Bu durum siyasi iktidarın planlı bir objektiflik ihlalini hedeflediğini göstermekte.

Başta Hidayet Karaca müdafii olmak üzere aynı soruşturma dosyasında şüpheli olarak bulunanların müdafileri yukarıda belirtilen gerekçelerle birlikte sözkonusu hâkimlerin soruşturma sırasındaki davranışlarını ve tutuklama ve tutukluluğun devamına ilişkin kararların Ceza Muhakemesi Kanunu ve Anayasa’daki esaslara ve AİHM içtihatlarına aykırı olarak gerekçesiz sayılacak şekilde verilmesini gerekçe göstererek tüm sulh ceza hâkimleri için reddi hâkim talebinde bulunmuşlardır. 29.Asliye Ceza Mahkemesi CMK’dan kaynaklanan yetkisi dâhilinde ret başvurusunu inceleyerek evrensel hukuka ve özellikle AİHM içtihatlarına uygun bir karar vermiştir. 24/ 04/ 2015 tarihli bu kararın gerekçelerine bakalım.

Doğal yargıçlık ilkesi; bir uyuşmazlık hakkında karar verecek olan hakimin, o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olmasını ön gören ilkedir. Bu prensiple uyuşmazlığın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla kurulacak bir mahkeme tarafından yargılamasının yapılması yasaklanmaktadır. Aydınlanma çağında keyfiliğe engel olmak üzere geliştirilen bu ilkeyle kişiye ve olaya özel mahkeme kurma imkanının ortadan kaldırılması hedeflenmiştir. İç hukukumuzda 1982 Anayasanın 37. maddesinde düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesinin 20 Ekim 1990 tarih, K 1990/30 sayılı kararıyla hukuk devletinde doğal yargıçlık ilkesinin tanımı yapılarak çerçevesi çizilmiştir.

…….Sulh Ceza Hakimliklerinin kapalı devre yargı düzenini getirdiği dolayısıyla AİHS Ek 7 nolu protokolün 2. maddesinde düzenlenen ‘cezai konularda iki dereceli yargılama hakkı’ ilkesine aykırı olduğu kamuoyunda gündeme getirilen konular arasında yer almış ve Sulh Ceza Hakimliklerinin kuruluşuyla ilgili tartışmalar da son bulmamıştır.

Hakimin bağımsızlığı; hakimlerin bağımsız bir organ tarafından atanması, atandıktan sonra siyasi ve idari etki, telkin ve baskılardan uzak durması, ortamdan bağımsız hareket etmesidir. Yargının devlet organlarının etki ve müdahalesine karşı korunmasına ‘dış bağımsızlık’, meslek içi etki ve baskılara karşı korunmasına ise ‘iç bağımsızlık’ denmektedir.

Sözkonusu kararla devam edeceğim.

umitkardas@gmail.com

www.umitkardas.com

twitter.com/umit_kardas

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums