Başbakan Alevilerin Ali’sini tanımlayabilir mi

  • 10.06.2014 00:00

 Safevi Devleti16. yüzyılın başlarında Anadolu’dan Hazar’a kadar uzanan topraklarda Osmanlı çıkarlarını tehdit eden etkin bir devlet hâline gelmiş, Alevi inancı üzerinde etkisini artırmıştı. Anadolu’da ezilmiş olan Batıni inanç topluluklarının Sünni inanç dayatmalarına ve Osmanlı’nın baskısına karşı Safevilere eğilim duymaları ve sembollerini benimseme sürecine girmeleri kolaylaşmıştı. Bu etkilerden biri başta Pir Sultan Abdal olmak üzere Anadolu deyişlerinde yer alan 12 imam,Ali veKerbela katkısıdır. Bu döneme kadar Aleviler arasında böyle bir kültür bulunmamakta, Kerbela matemi tutulmamaktaydı.

12 imamAli veKerbela kültünün benimsenmesi Erdebil tekkesi ve onun denetimindekiSafevi etkisiyle olmuş, aynı dinsel teolojiyi paylaşmaları, aynı dili konuşmaları Safevi inanç önderlerinin Anadolu Alevilerinin inançlarını sistemleştirip, ritüelleri aynileştirecek kadar etkili olmalarını sağlamıştır. II. Bayezid, Alevilerin kontrolü amacıyla Hacı Bektaş Dergâhınınbaşına getirdiği Balım Sultan aracılığıyla 12 imam anlayışını Bektaşiliğin içine almıştır. Daha sonra Bektaşilik de Osmanlı ile işbirliği yapan Babagan kolu ile, Alevilerin haklarını savunanDedegan kolu olarak bölünmüştür

Ali veEhl-i Beyt’in uğradığı haksızlık ve Kerbela direnişi hızla toplumsal bir mit hâline gelirken, bu içselleştirme İslami meşruiyetin bir dayanağı oluyor, aynı zamanda Osmanlı’ya karşı bir direnişin itici gücünü oluşturuyordu. Böylece Osmanlı’nın İslamlaştırmaya yönelik şiddete dayalı asimilasyonuna karşı bir koruyucu kalkana sığınılmış olunuyordu. Ali, Alevi teolojisine sahip olduğu teoloji ile değil, kahramanlığı, adalet ve eşitlik gibi savunduğu değerler üzerinden alınıyor, Batıni teoloji çerçevesinde tanrılaştırılıyordu. Yani Alevilik, Erdebil tekkesi üzerinden benimsediği Ali’yi kendi teolojisi çerçevesinde yeniden tanımlıyordu. Alevi inancındaki Ali, Tanrının yeni bir ifadesi olarak ortaya çıkmış ve Hazreti Muhammed’in bir izleyicisi değil, Alevi inancının merkezindeki bir varlık olarak kabul edilmiştir.

Sünni Müslümanların Ali’si savaş, kadın, ahret inancı, kâfir, haram, helal konularındaki anlayışı ve ibadet şekliyle bir bütün olarak Ortodoks bir örnektir. Ali’nin öldürülmesinden sonra başlayan Şia-Sünni ayrışması aslında iki şeriatçı kesimin ayrışması olarak süregeldi. Ali’nin izini takip edenler Şii Ortodoksluğunu oluşturdular. Alevilik ise Şiilikten farklıydı. Anadolu Aleviliğinin Ali’ye yüklediği anlam Batıni felsefesiyle ayrı bir senteze ulaştı. Ali12 imamveKerbela bir kült olarak temel bir Alevi değeri olmakla birlikte semboliktir.

Alevilikte Ali’nin kozmik ve aşkın bir anlamı vardır. Batıni toplulukların Ali ile tanışmasından önce Tanrı- insan birliği yani Enel Hak anlayışı Hallac-ı Mansur ile dillendirilmişti. Bu felsefenin temeli olan Hinduizm’e dayalı panteizmevrenin tek ruhu olan Tanrının fizik ve metafizik tüm varlıkları kapsadığını ve onların her zerresinde var olduğunu kabul eder. Yani her şey Tanrıdır, Tanrının değişik biçimlerde belirmesidir. Bu anlayışta yaratma değil, belirme vardır. Tanrı evrendir ve ot, böcek, yıldız, insan olarak görünür. Yaratan, yaratılan yoktur, sadece Tanrısal bir varoluş süreci vardır. Mansur, enel-hak derken kendini Tanrılaştırmamakta, kendini Tanrıda yok etmektedir. Bu nedenle Bâtıni düşünce,Musevi,Hıristiyan,Sünni,Şii her türlü ortodoksiden temel bir ayrımla Tanrıyla daha özgün ve daha özgür bir ilişki kurar. İşte bu düşünce, Ali’nin Anadolu Aleviliğine girmesiyle Ali’nin tanrısal özdeşliği olarak ortaya çıkacaktır. Aleviler için Ali Tanrının ismi ve evrendeki yansımasıdır.

İrene MelikoffAli’den başka Tanrı bilmem diyen Alevinin Ali’si ile gerçek Ali arasında dağlar kadar fark olduğunu belirtir. Alevilik İslam’ın bir mezhebi ya da tarikatı olmadığı gibi, Şiilikle de karıştırılmamalıdır.

Başbakan, Alevilerin Ali’sini ya bilmemekte ya da bilmezden gelerek tarihsel asimilasyoncu şiddeti çağrıştıracak bir dil kullanmakta. Alevilerin önemli bir bölümünü Ali’siz Alevi nitelemesiyle ötekileştirmekte ve aşağılamakta. Kullanılan dilin önemini Yunus Emre’den öğrenelim.“Söz ola kese savaşı/ Söz ola bitire başı/ Söz ola ağılı aşı/ Bal ile yağ ede bir söz.

umitkardas@gmail.com

www.umitkardas.com

twitter.com/umit_kardas

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums