Fuat Sezgin yılı ve MEB

  • 17.09.2018 00:00

 27 yaşındaki Biruni ile 18 yaşındaki İbn-i Sina’nın yazılı münakaşaya girdiği yıllara gidelim. Bu iki genç adam “ışığın sürati ölçüsüz müdür yani la mütenahi midir yoksa ölçülebilir mi” tartışması yapıyor.

Biruni deseniz tam anlamıyla bilime aşık, müthiş bir adam. Aletlerini bir deveye yükleyerek Gazne’den çıkıyor Bağdat’a kadar zikzak çizerek yol alıyor. Tam 8000 km yol gidiyor. Gittiği her mesafeyi arşın arşın ölçüyor. Sonuç itibariyle ölçtüğü enlem boylam derecelerini, bugün ölçülen boylam dereceleriyle mukayese edildiğinde fark 6 dakika gibi küçük bir değer.

830 senesinde ilk rasathaneyi Bağdat’ta kuruyorlar. Yunanlılar ölçümlerini yaparken daireyi 360’a bölerlerken  Müslümanlar ise o tarihlerde bir de dakikayı 60’a bölüyorlardı. Dolayısıyla buradan da zamanı dakikayla ölçen ilk saati yapmayı başardılar.

Bilim tarihçileri örneğin Kepler’le İbnü’l Heysem’i, Aristoteles’le Cabir İbn-i Hayyan’ı mukayese bile edemiyorlar. Çünkü Müslüman alimlerin tarzı ve metotları karşısında hayrete düşüyorlar.

Kuşkusuz bilimler tarihi bütün insanlığın müşterek tarihidir. Babil, Mısır, Yunan, Hint, Çin ve İslam coğrafyası arasında muazzam alışverişler oluyor. Lakin Müslümanlar ilim sahasında ortaya koydukları yaratacılıkları ve özgünlükleriyle tarihte ayrıca önemli bir yere sahipler.

Cabir İbn-i Hayyan diyor ki; “Allah, insana kainatın bütün sır perdesini yırtacak kabiliyeti vermiştir.”  Şu özgüveni ve bilime olan alakayı düşünebiliyor musunuz?

Durum böyle olunca Avrupa’nın 19. yüzyılda vardığı noktaya Müslümanlar 9. yüzyılda varmışlar. Bilhassa meteorolojide, med ve cezir, rüzgar, dolu gibi doğa olaylarının bilimsel açıklamaları insanı hayrete düşerecek cinsten.

Yahudi kökenli bir Alman bilgini olan Julius Hirschberg, 1928 yılına kadar Avrupa’da Galen’in olarak bilinen kitabın aslında Huneyn bin İshak’a ait olduğunu ortaya çıkardı. Aynı şekilde Aristo’nun adıyla yayınlanan kitabın da İbn-i Sina’nın “taşa dair” kitabı olduğu ispat edildi.

Müslümanlar bilgiyi alırken hiç komplekse kapılmadan kaynak göstermekten de çekinmediler. Bilindiği gibi bugünkü haritaların gerçeğe en yakın olanlarını Müslümanlar yapmıştı. Öyle ki örneğin Kolomb adındaki denizcinin elinde Müslümanların yaptığı harita vardı.

Buna rağmen Katip Çelebi bile eserinde Mercator adında bir coğrafyacıya büyük bir hayranlık besleyerek anlatabiliyordu. IV.Murad Osmanlı’nın haritasını yapması için Batı’dan bir coğrafyacı çağırabilmişti. Şunu demek istiyorum. Nasıl olduysa 17. yüzyılın başından itibaren tuhaf bir şekilde aşağılık kompleksine giriyor Müslümanlar.

Oysa 800 yıllık ilimler tarihinde muhteşem  bir yaratıcılık dönemi var karşımızda. Peki, bunları nereden öğreniyoruz? 60 ihtilalinde ülkeden kovulan 147 akademisyenden biri olan rahmetli Fuat Sezgin’den.

Yani, günde ortalama 17 saat çalışarak 27 dil öğrenen ve  60 yılda 60 ülkenin kütüphanesinde 400.000 el yazmasını tarayarak bize muazzam bir eser/miras bırakan bu çok kıymetli bilim insanından.

Ömrü boyunca şu soruyu sordu. “Müslümanlar tarihte bu kadar ilerlemelerine rağmen neden şimdi bu kadar gerideler? Sonra “en büyük noksanımız yaratıcılık özelliğimizi kaybetmemiş olmamız ve aşağılık kompleksine kapılmamız” diyerek işe koyuldu.

El-İdrisi’nin, Halife el-Me’nun’un haritasını temel alarak çizdiği Dünya Haritası’nın kopyası, Takiyeddin’in yaptığı Mekanik Saati, el-Cezeri’nin (1200 yılları) kitabından Fil Saati ve Hacamatı, Ebu Said Es-Siczi’nin Planetaryum’u, Abdurrahman eş- Sufi’nin Gök Küresi, Hıdr el-Hucendi’nin Usturlabı, 12. Yüzyılda Abdurrahman el-Hazini tarafından yapılan su ve ağırlık prensibine göre çalışan Dakika Terazisi, İbn-i Sina’nın el-Kanun fi’t Tıp Kitabı gibi, daha birçok önemli bilim adamlarının icatlarının sergilendiği bir müze açtı.

“Müslümanlar bugün sosyal medyada, makam-mevki peşinde, trende, uçakta vs vakit harcıyor. Oysa düşünmeleri ve düşünüp fikir geliştirmeleri gerekir. Biraz feragat etmesini bilmek lazım. Okuyan, düşünen bir millet olmalıyız” diyordu.

Bizim ülkenin çocukları Müslümanların bilim tarihine olan katkılarını bilmez çünkü bu insanlar çocuklarımıza tanıtılmadı. Bu yıl Fuat Sezgin yılı ilan edildi. MEB sene başında bu kıymetli insanın hayatını, eserlerini ve nihai hedefini tanıtan çok güzel bir belgesel hazırlayıp çocuklara ve hocalarına takdim edemez miydi? Ederdi. Lakin ondan önce tarihimize ve ilim kültür birikimimize ilgi alaka duyması gerekir. Bu yok. Varsa yoksa Batı.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums