Ankara’da TBMM’ne yakın bir bölgede gerçekleştirilen ve 29 kişinin ölümüne neden olan saldırı sonrasında siyasi partilerin imzaladığı teröre karşı ortak bildiri metnine HDP imza atmadı. İmza atmadıkları gibi meydan okurcasına terörist için kurulan taziye çadırına ziyarette bulundular! Çünkü o terörist Türkiye’yi engellemek gibi bir amaca hizmet ettiği için onların gözünde kahraman sayılıyor! Alçak insanlar, küresel baronların hedefleri için öldürdükleri herkesi kahraman ilan ediyorlar!

Kuşkusuz PKK’nın Suriye kanadı olan PYD/YPG gibi terör örgütleriyle yüzbinlerce sivil insanı katleden Esed rejimine ve emperyalist ülkelere sadık bir partiden teröre karşı ortak vicdan çağrısı yapmasını bekleyemezdik. Rusya, İran, İsrail ve ABD’nin emelleri için bölgede terör estiren PKK/YPG/PYD gibi taşeron terör örgütlerine destek veren bu sözde halkların partisi(!) kazılan hendeklerle de zavallı Kürtlerin emdikleri sütü burunlarından getirdi. Sırtını PKK/PYD/YPG/YDGH/YPJ gibi aynı babanın çocukları olan bu vahşi terör örgütlerine yaslayan partinin eş başkanı Demirtaş, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin obüslerle PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’nin silahlı gücü YPG’nin mevzilerine top atışları yapmasının ardından utanmadan “AKP, IŞİD’in siyasi uzantısıdır” şeklinde açıklamalar yapı.

Bilirsiniz son yıllarda FETÖ, PKK gibi örgütlerin ve destekçilerinin yayın organlarında Türkiye terör örgütü DAEŞ’e yardım eden terörist bir ülke olarak gösterilmeye çalışıldı. AKP eşittir DAEŞ şeklinde kuvvetli bir algı operasyonu üretildi. Cumhuriyet Gazetesi’nin yayın yönetmeni örneğin, MİT tırlarını manşet yaparak Erdoğan’ı Lahey’de yargılatmak istedi. Oysa gerçek DAEŞ, YPG, PYD ve Esed işbirliği ile yüzbinlerce sivil insanın katledilerek, küresel güçlere alan açılmasıydı. Ne diyordu Sur’dan kurtulan Gülten Kışanak; Şu anda Rusya ile anlaşmaya varmak üzereyiz. Rusya bize destek verecek silah gönderecek. Bu direniş devam etmeli. Kandil’in talimatı bu yönde…”

Dahasıterör örgütü DAEŞ temsilcisi ile terör örgütü YPG temsilcisinin ismiyle imzaladıkları ve mühür bastıkları antlaşma/ittifak geçenlerde belgeleriyle basına yansıdı. AKP, IŞİD’in siyasi uzantısıdır diyen Demirtaş’ın bölgedeki tüm terör örgütlerinin Türkiye aleyhine faaliyet yürüttüklerini bilmiyor mu sanıyorsunuz? İçeride terör örgütlerine psikolojik moral motivasyon pompalayan sözde aydın magandalarının bu gerçeği bilmediklerini mi sanıyorsunuz? Yayınladığı taziye mesajında terör örgütleri PKK, PYD ve YPG’nin isimlerini kullanmayan üstelik bir de “köksüz ağaçlar gibi devrilecekler” tehdidini savuran Fethullah Gülen’in olan bitenlerden haberi olmadığını mı düşünüyorsunuz? Birtakım ülke düşmanı medya organlarının içerideki ve dışarıdaki tüm terör örgütlerinin Türkiye’yi bölgeden uzak tutmak ve engellemek için küresel güçlerin emellerine hizmet ettiklerini bilmedikleri mi sanıyorsunuz? Hem de çok iyi biliyorlar.

Tüm bunlar olurken Abdullah Gül’e 12 yıllık danışmanlık yapmış Abdullah Sever, Can dostunadokunaklı bir mektup göndererek “sana bunları yaşatan zihniyet, yenilecek” diyor. Arınç, dik duran, ehl-i vicdan sahibi yazarlara trol, troliçe şeklinde hakaret ederek bir de “cübbemi giydirmesinler” diyerek gözdağı veriyor. Gün yüzü görmemiş hakikatler de cabası… Mahçupyan adındaki yazar ise Cumhurbaşkanı’nın danışmanlarına hedef alıyor ve faiz lobisine göz kırpıyor. Milletvekili olamadığı için depresyona giren, Can’ları sıkılan bazı insanlar da başkanlık modeli ile ilgili endişelerini dile getiriyor. Hiç ummadığımız kişilerden de Mısır ve Suriye konusunda hata yaptık, ülkeyi batırdılar keşke AB ile yeniden başlasak türünden açıklamalar geliyor. Hadi bu yukarıda saydığım malum kesim vazifelerini icra ediyor. Peki, AK Parti içinde makam, mevki tutmuş insanlara ne oluyor? Bu insanlar olan bitenin farkında değil mi?Türkiye, Mısır’da ve Suriye’de hata yaptı da ne demek? Bu ülke düşmanlarının söyledikleri şarkının nakarat kısmı değil mi?

Daha en başında Esed’i halkı için reform yapmaya zorlayan, Esed zulme başladığında da uluslararası hukuk çerçevesinde diplomasi yürüten, Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan, savaş mağduru 3 milyon mülteciyi ülkesinde en üst seviyede, modern tesislerde ağırlayan, bölgenin selameti için terör örgütleriyle sahici anlamda mücadele eden Türkiye, nerede hata yaptı? Esed’le işbirliği yapıp sivil katliamlara sessiz kalsaydı, doğru olanı mı yapmış olacaktı? İslam dünyasına sırtını dönüp, batı ile ağız birliği yapıp Mısır’da darbeye darbe demeseydi daha mı iyiydi? İsrail’e çocuk öldürmeyin, BM ise dünya beşten büyüktür demeseydi mi? Türkiye, yerli ve milli siyasetçileriyle bağımsız bir dış politika geliştirmesin mi? Kaldı istenmeyen de bu! Türkiye medeniyet perspektifli bir vizyon geliştirmesin ve sürekli bağımlı bir ülke olsun isteniyor. Bize bu yüzden saldırmıyorlar mı? O halde siz hangi taraftasınız?

@sivildemokrat

ufukcoskunn@gmail.com