- 15.05.2014 00:00
Soma’da helal rızık peşinde koşturan yüzlerce insanımızı kaybettik. Bu acı çok derin, anlatılacak, yazılacak gibi değil. Rabbim şehadetlerini kabul etsin. Geride kalanlara sabır versin. Mahsur kalan işçilerimizin de inşallah iyi haberlerini alırız. İşçi bir ailenin çocuğu olarak alın teriyle ekmek parası kazanmanın ne demek olduğunu iyi bilirim. Her kuruşu helal bir paradır kazandıkları. Namuslu, haysiyet sahibi bir o kadar da asil insanlardır.“Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin” diyecek kadar asil ve nezaket sahibi kaç kişi kaldı şuracıkta. Lakin ne desek boş… Oturduğum yerden edebiyat yapacak değilim. Hem derin bir acı hissediyor hem de birtakım hasta ruhlu insanların söylemlerinden tiksinti duyuyorum.
Vicdanlı insanlar Soma’daki elim ölümler sebebiyle derin bir üzüntünün içerisindeyken ve inandıkları Allah’a dualar ederken bazıları fırsattan istifade eline geçirdiği bir kartona alelacele “Katil AKP!” ya da “Kahrolsun Kapitalizm!” gibi sloganlar yazıp çoktan bir köşe başı bulup dizilmişler bile! AK Parti’yi bir kaşık suda boğmak için fırsat kollayan Gezici ve paralel tayfanın sosyal medyada yazdıkları tahrik edici sözler de cabası. Bu tip hasta ruhlular için ölümler, kazalar, afetler birer fırsattır. İnanır mısınız, bu elim ölümleri ayakkabı kutularıyla bağlantı kuran insanlar bile çıktı. Bu kokuşmuş zihniyetin ürettiği haysiyet yoksunu insanların yaşadığı bir ülkede insan diyecek bir şey bulamıyor. Bu kadar büyük bir acı karşısında bir insanın sahip olduğu ideolojisinin reklamını yapması kadar insandan uzak ne olabilir ki?
Bırakın önce yasımızı tutalım. Mahsur kalanlar için dualarımızı edelim. Cenazelerimizi defnedelim. Bu kazanın sorumluları elbette bulunacaktır.11 savcılı bir soruşturma çoktan başlatıldı bile. Elbette ölenleri geri getirmeyecek ve acımızı unutturmayacaktır ama bu işin gerisinde neler olup bittiğini de bilmemiz gerekiyor. Türkiye her türlü ihtimalin göz önünde tutulacağı bir ülkedir. Bu işte kasıt olup olmadığı ve varsa hangi amaç uğruna onca yürek acısının yaşatıldığını bilmek hakkımız. Bir mühendisin yaptığı açıklamaya bakılacak olursa ilk elde görülenin bir elektrikçi hatası olduğu yönünde. Çünkü kendi kendine patlamaz diyor.Yanlış bağlantı olabilir. Bir yağ kaçağı olabilir. Aşırı yüklenme olabilir. Gücünün çok üstünde bir akım kullanılmışsa trafo ona dayanamamış olabilir vs.. Her ne ise titizlikle üzerinde durulmalıdır.Her şey aklımıza geliyor.Bu ülkede kandan, ölümlerden medet uman o kadar hasta ruhlu insan var ki!
Türkiye maden ocağı kazalarında bugüne kadar 3 binden fazla işçi hayatını kaybetmiş. Bu dehşet verici bir rakam… Bu tür acı kayıpların verildiği bir ülkede Taksim’de işçi hakları diyediye yeri göğü inleten hemen her darbeye kucak açan sendikaların sağlıklı önerileri ve projeleri var mı yok mu tartışma konusudur.”Kahrolsun Kapitalizm” demekle bu tür kazaların önü alınır mı o da apayrı bir garabet. Hükümetlerin iş güvenliği ve sosyal güvenlik sistemi konularında attıkları adımlar da masaya yatırılması gereken konuların başında duruyor. Devletin tekelindeki sosyal güvenlik sisteminin artıları ve eksileri belki de en çok konuşulması gereken konulardan biridir. Bunlar olur, tartışırız,alternatif çözüm önerileri sunulur ve inşallah en sağlıklı en makul çözümler üretilir. Ne var ki bu tür ölümler üzerinden“hükümet istifa”, “katil AKP”, “kahrolsun kapitalizm” gibi sloganları haykırmak işin en iğrenç, en mide bulandırıcı tarafıdır. Bu bir fırsatçılıktır.
Ben ilgili bakanların istifa etmesi gerektiğini de düşünmüyorum. Bugün insanlıktan istifa edenlerin, vicdanları köseleye dönmüş, gözlerini hırs bürümüş ajitasyoncuların, fitnecilerin kimseye akıl verme hakları yoktur.. Şu halde bırakın vicdanlı insanlar, insanlıklarını ensamimi biçimde dile getirsinler, onlar sizin gibi “ölü seviciliği” yapmıyorlar. Daha çok ölünün AK Parti’yi daha fazla yıpratacağını düşünmüyorlar. En samimi hisleriyle üzülüyorlarve mahsur kalanlar için Rablerine dua ediyorlar. Bizim gündemimizde “insanlık” var. Soma semalarına üşüşen akbabalara benziyorsunuz. Bir susun Allah aşkına!
Yorum Yap