TTB Genel Sekreteri: Önümüzdeki bir-iki hafta çok önemli

TTB Genel Sekreteri: Önümüzdeki bir-iki hafta çok önemli
24.03.2020 - 05:30
807

 Türkiye koronavirüsle mücadelede kritik bir aşamada. İlk vakanın görüldüğü 11 Mart’tan bu yana vaka sayısı da, ölüm sayısı da artıyor.

Uzmanlar yapılması gerekenler ve alınması gereken önlemler konusunda hükümeti ve yetkilileri uyarmaya devam ediyorlar.

Türkiye, İtalya ve İspanya ile kıyaslanıyor.

Peki durumumuz ne?

Hangi aşamadayız?

Bundan sonra ne yapmalıyız?

Türk Tabipler Birliği (TTB) de, bu süreçte sağlık Bakanlığı’nı uyarmaya devam ediyor.

Biz de TTB Genel Sekreteri Dr. Bülent Nazım Yılmaz ile son durumu konuştuk.

***

Bugün itibariyle Türkiye'nin koronavirüs ile mücadelesi ne aşamada?

Şuradan başlayayım. Türkiye virüs ile mücadeleye kötü başlamadı. Alması gereken önemli tedbirleri ilk zamanlarda aldı. Örneğin Çin’den getirilen bir uçaktaki 65 kişi şüpheli göründü ve onlar hemen Ankara’da eski bir hastanede karantinaya alındı. Bu çok önemliydi.

Sonra virüs İran’a sıçradı. Orada vakalar arttı, ölümler meydana geldi. Türkiye bu dönemde gerekli önlemleri ne yazık ki  geç aldı. Geç kaldık açıkçası. Bunu da ticari kaygılar ve benzeri ilişkiler üzerinden açıkladık.

Bu arada yurtdışından gidiş-gelişler devam etti. Burada konuştuğumuz zaman aralığı Ocak ortası-Şubat ortası dönemi.

Bildiğiniz gibi bu salgın, Çin’de Aralık ortasında çıktı. Biz Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak o günlerde sık sık tedbir alınması gerekiyor diye çağrıda bulunduk. Ama ne yazık ki, bu çağrılarımız o günlerde cevap bulmadı. Bu arada salgın Avrupa ülkelerine de sıçramıştı.

Kısa bir sürede nasıl yayıldı bu virüs böylesine geniş bir coğrafyaya?

Salgının bu kadar sürede dünyanın farklı bölgelerine yayılmasında en önemli nedeni, Çinlilerin dünyanın farklı yerlerinde ticari olarak, iş gücü olarak var oluşları. Gerek işçi olarak gerekse ticaret yapanlar olarak, taşıyıcı oldular ve virüs böylece yayıldı.

Bahsettiğiniz Ocak-Şubat döneminde hangi tedbirleri alabilirdik?

Bu dönemde Avrupa ülkelerinden, Türkiye’ye geliş-gidişleri daha sıkı kontrol edebilir, test uygulayabilir ve hastalık riski taşıyanları izole edebilirdik. Ama yapamadık. Üstelik koruyucu tedbirleri de alamadık.

Sadece Avrupa’dan geliş-gidişler mi bizi etkiledi?

Hayır. Türkiye için asıl vurucu darbe, umreden dönüşlerle oldu. Özellikle umreden ilk dönüşler yani 8 Mart öncesi ülkeye giriş yapanlar. Bu yaklaşık 8-10 bin kişilik bir kafile demek.

Bunların gelişinde hiç tedbir alınmadı mı?

Sadece ateşleri ölçüldü ve 14 gün evlerinde kalmaları istendi. Fakat bunların takipleri yeterince yapılmadı. Ki bunu Sağlık Bakanlığı da dolaylı olarak ifade etti.

Eğer bugün salgın Türkiye için bir risk ise en büyük etki, 8 Mart öncesinde umreden dönenler konusunda yeterli tedbir alınmamasından olacaktır. Ki bu dönem salgının sadece yayıldığı değil etkisinin de ortaya çıktığı, ölümlerin olduğu dönemdi.

Yani 8 Mart öncesi umreden dönenlere karantina uygulansaydı, bugünkü durum daha kontrol altına alınmış olabilir miydi?

Evet. Öyle düşünüyoruz. O süreçlerde bir boşluk oluştu. O gelenlerin içinde muhtemelen hasta olanlar vardı. İzole edilmedikleri ya da karantinaya alınmadıkları için, onları ziyarete gelenler, onların görmeye gittiği çevrelere de bu hastalık bulaşmış olabilir diye düşünüyoruz. Yani hastalık büyük ölçüde bu insanlar üzerinden yayıldı.

Zaten bu hastalığın yayılmasını engelleyemezsek, müdahale etmek zorlaşır. Sonuçta bir kişinin 625 ve daha fazla kişiyi riske soktuğu ifade ediliyor. Ve artış geometrik değil katlanarak oluyor.

Ki bu hatanın büyüğünü İtalya yaptı, İspanya da. Zamanında gerekli tedbirleri almamanın maliyetini ödüyorlar.

Ama ödemeyen ülkeler de var. Mesela Güney Kore, Almanya, Singapur…

Evet bu açıdan Almanya ve Güney Kore salgın ile mücadelede iki başarı hikâyesi tüm dünya için.

Örneğin Almanya çok disiplinli bu konuda. Test sayısını yüksek tutarak, izolasyonu gerçekleştirerek hastalığın yayılmasını ilk dönemde önledi. Hastaları ve taşıyıcıları hemen belirledi ve onları izole etti. Elbette bu süreçte Almanya’nın koruyucu sağlık hizmetinin güçlü oluşunun da payı var. Takip eden süreçte sosyal hayatı da salgının yayılmamasına göre dizayn ettiler.

Benzer biçimde Güney Kore de başarılı oldu. Bu ülkelerin başarısı ilk dönemde test sayısını yüksek tutarak hastaları tespit ettiler. Testi pozitif olanları izole ederek, salgının yayılmasını önlediler.

Test sayısının fazlalığı yayılmayı önlüyor mu?

Evet, hastaların ve taşıyıcıların tespit edilmesi aşamasında çok önemli. Onları tespit edip, karantinaya aldığınızda zaten salgının yayılmasını büyük ölçüde durdurmuş oluyorsunuz.

Biz yaklaşık iki aydır, tanı merkezleri çoğaltılsın, çok fazla insan test yapılsın dedik. Çünkü hastalar ve yayıcıları tespit edip onları izole edince büyük ölçüde başarılı oluyorsunuz.

Aradan geçen süre içinde ortaya çıkan tablo bizim haklılığımızı ortaya koydu. Bugün bile günde en az 40 bin kişiye test yapmamız gerekiyor. 

Ama test sayısı son üç günde düşüyor…

Sağlık Bakanı toplamda 20-21 bin civarında test yapıldığını söyledi ki, bu çok düşük bir rakam. Vaka çıkalı 12-13 gün olmuş 20-21 bin testten bahsediyoruz. Bu sayı bizim önerdiğimiz günlük test sayısının yarısı. Test sayısının acilen yükselmesi gerekiyor.

Salgını durdurmanın yolu test sayısını artırmakta. Test olanları, hastaları ve onların temasta olduğu insanları tespit etmek ve onları izole etmek için ilk adım.

Yapılması gereken bir başka önemli şey daha var.

Nedir?

O da vatandaşlarımızın önemli bir sağlık sorunu olmadıkça hastanelere, sağlık kurumlarına gitmemeleri. Bu hem sağlık çalışanlarının meşgul etmemek hem de hasta olmamak için tercih edilmeli. Aksi durumda sağlık sistemi bu salgınla baş etmekte yetersiz kalabilir.

Kendini iyi hissetmeyenler hastanelere gelmemeli, sağlık çalışanları bu hastalara gitmeli. Böyle bir organizasyona ihtiyaç var.

Peki şu aşamada en acil kimlere test yapılmalı?

Umreden dönen herkese ve onların temasta olduğu herkese hızla test yapılmalı ve bu insanlar hızla izole edilmeli. Dışarıya çıkmaları da engellenmeli. Bunun için hâlâ geç değil.

Bu işlem bir-iki gün içinde yapılıp bitirilmeli. Zaten bu insanlara test birkaç gün içinde yapılmazsa iş işten geçmiş olur. Bir hafta sonra yapılmasının da bir anlamı kalmaz.

Bu açıdan önümüzdeki bir-iki hafta çok önemli. Eğer test sayısı arttırılıp hastalar ve onların temasta oldukları insanlar tespit edilip izole edilmezlerse durum ağırlaşabilir.

Sonuçta ne olursa olsun bu aşamada artık hızlı testlere ve onun sonuçlarına ihtiyacımız var. İşte o zaman süreci kontrol altına alabiliriz.

Başka kime test yapılmalı?

Şüpheliler dışında tabi ki sağlık çalışanlarına. Çünkü en fazla risk altında olan onlar. Diğer yandan hastaneler salgının yayıldığı yerler aynı zamanda. Wuhan’da öyle oldu. Sağlık çalışanlarından şikâyeti olanların testleri de bir an önce yapılmalı.

TTB olarak bu çağrılarınıza kulak verilmedi mi?

Onu diyemeyiz. Bilim Kurulu’ndan bizim önerilerimiz dikkate alan, paylaşanlar oldu. Ama yürütmedeki yetkilerden o günlerde bir tepki almadık.

Bizim TTB olarak derdimiz yürütme sürecine katılmak değil, bizim dersimiz bizim önerimize kulak verilsin. Uzun süredir bizim Sağlık Bakanlığı ile ilişkilerimiz çok sınırlıydı, hatta bakan seviyesinde yoktu. Ama son zamanda Sağlık Bakanı ve TTB başkanı arasında görüşmeler var, bu önemli. Bu süreçte bazı taleplerimiz gerçekleşiyor. Bunlar yeterli mi? Değil.

Bizim bakanlıktan 19 talebimiz var. Bu talepler, salgının durdurulması için. Yoksa kurum olarak bizim özel bir bilgi talebimiz yok. Bizim derdimiz öğrendiğimiz bilgiler üzerinden panik yaratmak değil. Biz bu salgınla TTB olarak daha etkin mücadele etmek için bilgi, şeffaflık talep ediyoruz.

Bizim derdimiz toplum, toplum sağlığı, hekimler ve tüm sağlık çalışanları, tabii ki onların sağlığı.

Sokağa çıkma yasağı gerekli bir tedbir midir?

Meseleyi sadece sokağa çıkma yasağına indirgerseniz hata edersiniz. 65 yaş üstü yasağı da buna dahil. 65 yaş üstü sokağa çıkamıyor ama onunla aynı evde yaşayan 65 yaş altı olanlar çıkabiliyor. Yani 65 yaş üstü ile temas olanlar sokaktaysa onları eve kapatmak anlamlı değil. İspanya ve İtalya sokağa çıkma yasağı uyguladı ama çözüm olmadığını gördük.

Alacağımız en önemli tedbir izolasyon konusunda disiplin. Burada da kimi izole edeceğiniz önemli. 65 yaş üstünü evde tutup, 50, 40 yaşında Batı’dan, umreden gelmiş kişileri, ya da bunların temas ettikleri kişilerin test yapmadan topluma karışmasına izin verirseniz bu olmaz.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Evet izolasyon önemli ama herkesin değil, şüphelilerin. Özellikle de umreden gelenler, onlarla teması olanlar. Batılı ülkelerden gelenler ve onlarla teması olanlar. Hemen test yapılmalı ve izole edilmeliler.

Bir önemli konu da, hastanelerin rahat olması. O yüzden acil bir rahatsızlığınız yoksa hastanelere gitmeyin. Hem kendi sağlığınız hem de sağlık çalışanlarının rahat çalışabilmeleri için.

***

Evet TTB Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz’ın söyledikleri böyle.

Umarız test sayısı artar ve şüpheliler kısa sürede izole edilip salgını durdurulabilir.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums