- 3.10.2011 00:00
Son bir kaç sayıdır gazetemizin haber sayfalarında ''Kongre Hareketi''nin oluşum ve faaliyet haberlerini okumaktasınız.
Seçimlere ‘’Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’’olarak giren ve seçilen 36 milletvekili ile BDP’ye geçen Blok bileşenleri, çok sayıda siyasi parti, sivil toplum örgütü ve doğa-çevre aktivisti grupla, kimi sendika yöneticisinin de içinde yer aldığı ‘Kongre Hareketi’ne dönüştü.
Hareket, Türkiye’nin tüm illerinde ve büyük ilçelerinde hazırlık çalışmaları yürüterek, 15-16 Ekim’de Ankara’da yapılacak Büyük Kongre’ye hazırlanıyor.
Kongre Hareketi olarak biraraya gelen kesimler, AKP ve CHP’nin temsil ettiği siyaset tarzı ve parti programlarının dışında 3.bir seçenek olarak bir araya geldiklerine vurgu yaparken, muhalefetin yeni odağı olmak yerine, sahici bir iktidar alternatifi olarak bir arada durduklarının da altını çiziyor.
Burası gerçekten çok önemli.
Dünya devrimci hareketlerinin tarihinde ilk defa, bir ülke sınırları içinde ulusal bazda devrimci bir azınlık hareketi, o ülkenin devrimci dönüşümü için, çoğunluğun göreli olarak daha cılız devrimcilerini ortak davranmaya çağırıyor.
Bu çağrıyı anlamlı kılan üç konjonktürel faktörden sözedilebilir; İlki, kızışan savaş ortamı içinde onurlu bir barışın aciliyeti. İkincisi, dünya kapitalist blokunun 1930’lardan beri yaşamadığı derinlik ve ölçekte küresel bir ekonomik kriz içinde debelenmesi. Üçüncü faktör ise, Kongre Hareketi bileşenlerinin gerek örgütsel gerek kişiler bazında çeşitliliği ve kapsayıcılığı.
Yeni bir krizler çağında devrimci-demokratik bir program etrafında örgütlü, yeni bir iktidar biçiminin nüvesi oluşturulmaya çalışılıyor. Neden olmasın..
Düzce Kongre Hareketi ne durumda?
Kongre Hareketi Düzce’de çalışmalara hızlı başladı. Ön hazırlık toplantısını yapan bileşenler, toplantı sonucunda oluşturduğu Komisyon eliyle Düzce ve ilçelerine yönelik çalışmalarını sürdürüyor.
Düzce Komisyonu, Kongre Hareketi’nin oluşum amacını; ‘’Halktan, ezilenden, yok sayılandan, doğadan, emekten, özgürlükten, eşitlikten, barıştan, adaletten ve demokrasiden yana olanların, yeni bir toplum, insanca bir yaşam için ortak mücadele zamanının geldiğini, her türden baskı, sömürü ve ayrımcılığa karşı olan birey ve örgütlerin; yani halkın kendi yönetimini kurmasını sağlamak üzere, birlikte mücadele etmesinin gerekliliği’’ üzerine kurarak anlatıyor.
Bu çalışma uyarınca Düzce’de bulunan tüm demokratik siyaset odakları, sendikalar, STÖ’ler, doğa – çevre ve hayvan hakları aktivistleri, yöre dernekleri ile tüm farklı etnik ve kültürel kimliğe sahip gruplar, Kongre bileşenleri tarafından ziyaret edilerek, programın detayları anlatılıyor.
Komisyon ayrıca 6 Ekim Perşembe günü saat 19.00’daKalıcı konutlar mevkii 5. Bölge’de, seçilmiş bir ya da bir kaç milletvekilinin de hazır bulunacağı geniş katılımlı bir halk toplantısı düzenleyerek, programın ayrıntılarını halkla tartışmak ve çalışmanın yerel ihtiyaç ve önceliklerini belirlemek istiyor.
Halk toplantısının afişlerini ve davetiyelerini de hazırlamış olan Komisyon, 6 Ekim’e hazır gibi. Gerisi Düzcelilere, yani bize kalıyor.
Kendi kaderimiz, çocuklarımızın hayatı ve geleceği üzerine gerçek karar sahipleri olabilmek, her türden baskı, sömürü ve ayrımcılığa dur diyebilmek için Düzce ve ilçelerinde birleşik ve güçlü bir mücadele yürütmek, hem daha gerekli hem de daha mümkündür.
Düzce ilini diğer vilayetlerden ayıran özgün bir niteliği var. Düzce, bünyesinde tuttuğu kültürel kimliklerin çeşitliliği ile Türkiye’nin sosyal dokusunun bir izdüşümü adeta…
Bu topraklarda yaşayan tüm halklar, ya inkâr edilerek yok sayıldılar, ya da sistematik olarak asimile oldular. Egemenlerin başta Ermeni, Rum, Süryani, Kürt, Laz, Yahudi, Çerkes, Arap, Gürcü, Abhaz, Roman halkları olmak üzere tüm halklara yönelik inkâr ve asimilasyon politikalarına karşı durmak, geçmişte yaşanan katliamların ve karanlık tarihin aydınlatılması, yüzleşme ve hesaplaşmanın sağlanması için sesini yükseltmek bugün herkesten çok Düzcelilere düşüyor.
Türkiye’nin farklı dilleri en çok konuşulan bir ilinde, anadil hakkını temel bir hak olarak kabul ettiğini şimdi beyan etmeyecekse Düzce halkı, daha ne zaman edecek.
Sonuç olarak, Kongre hareketi kurulma amacını, tüm ezilenlerin birliği ve eylem gücü olarak formüle ediyor ve daha yolun başında bir siyasi akım olarak, Düzce’de fena da bir sınav vermiyor.
Gerisini hep birlikte zamanla göreceğiz. Açık olan bir şey varsa o da şudur; Kongre Hareketi’nin Düzce’de başarılı olması, kimin neyi ne kadar istediği ve bunun için ne ölçüde mücadele ettiğine bağlı olarak gelişecektir.
Doğrusu, Düzce halkları ve emekçileri bir sınav sürecinden geçiyor…
Yorum Yap