Evren geleceğine Enver gelsin!

  • 21.01.2014 00:00

 Yeniden “İstiklâl Harbi” ilân edildi. Seferberlik kapıda! Tarihimizde hiç yenilgi olmadığına göre, mutlak zaferden sonra belki bir yeni öndere ve bir yeni tek partiye kavuşulur, kim bilir!

Yüz yıldır memleketin başına örülen bunalım çoraplarının ipliği hiç bu kadar pazara düşmemişti. Hangi ucundan çeksen makara boşalıyor. “Modern- kanat İttihatçı”lar geçmiş bunalımlarını kalpaklı bayrak ve Onuncu Yıl Marşı ile aşmaya çalışmıştı. “Muhafazakâr- kanat İttihatçı”lar bunalımıÇanakkale Destanı ve kalpaksız bayraklarla aşmaya çalışıyor. Hem yaşanan bunalımı aşmak, hem de yaklaşan “2015- Soykırım” badiresini atlatabilmek için modern- muhafazakâr işbirliği gerekiyor. Ayrıca Cumhuriyet’in yüzüncü yılını “milli birlik” hâlinde karşılamak ve ortak “Yüzüncü YılMarşı” ısmarlama işi vakitlice gündeme alınmalı.


ŞEYTAN ALDI GÖTÜRDÜ

Hırsızlık suçtur.

Şanlı tarih şahittir ki, yüz yıllık siyasi geçmiş tamamıyla bunun tersini söyler: “Hırsızlık eğer millideğilse suçtur.” Her suçüstünden sonra aynı sözler gelir: Kendim için yaptıysam namerdim! Millet menfaati için yaptım!..

Hırsızlar yakalanır ve yargılanırlar.

Şanlı tarih şahittir ki, hırsızın “yakasına yapışmak” gibi en sert yaptırımlar uygulanır, sonuçta “yaka elinizde kalır” ve hırsız “yakayı sıyırır!” Çünkü:

Hırsız eğer bizden değilse yakalanır ve yargılanır.


Bizden
 olan hırsız veya katil “yanlışlıkla” yakalandıysa “bayrak önünde birlikte fotoğraf” bile çektirilir. Bazen hapishaneden kaçırılır veya az cezayla sıyırması için “hukuk” işletilir. Hatta katil ve hırsızdan “kahraman” bile yaratılır. Zamanla yaptıkları “lânet”lik işler “hasret” ile anılır. Hatta, Tal’ât Paşa gibi hürriyetlere son veren biri, 1943’te Nazilerden alınıp İstanbul’da “Hürriyeti Ebediye” (Sonsuz Özgürlük!!!) tepesine taşınır. “Ganimet” geleneğini sürdüren ve Hıristiyan milletin malını “gasp” eden resmî ve sivil “İttihatçı çeteci”lerin adları; üniversite, havaalanı, stadyum, park ve sokaklara verilir. Resmî olarak “Suçu ve suçluyu övmek” bir İttihatçı gelenek ve güç gösterisidir!

Milli menfaat, hukuktan ve ahlâktan üstündür!

Bir kamuoyu yoklaması yapılsa ve bu cümle sorulsa sonuç ne çıkar sizce? “Mevzubahis olan vatansa gerisi teferruattır!” İttihatçı ilkesi gereği “milli menfaat üstündür” sonucu çıkar hiç kuşkunuz olmasın. Bu hâl herkesçe bilindiği hâlde “hukukun üstünlüğü” ve “yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı” nutukları atılır. Yüz yılın başından sonuna yaşanan, yüce “devlet yargısı” eliyle dayatılan “üstünlerin hukuku”dur, vesselâm.


YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM!

 İttihatçılar “İstiklâl” mücadelesine doymaz; 1915, 1922, 1934, 1955 başta olmak üzere Müslüman olmayanlara karşı verilmiş pek çok “İstiklâl” mücadelesi sayılabilir. Şimdi de 2014 İstiklâl Harbi gündemde. Cumhuriyeti “kurucu parti” ile “ortakçı parti” anlaşırlarsa bu da olur. Anayasa değişikliği yapılır ve “İstiklâl Mahkemesi”nin önü açılır belki.

Edirne’ye Enver geleceğine Bulgar gelsin!

Bu bir “dokundurma”, bir dolaylı söz. Enver’in kötülükleri “düşman”dan gelebilecek kötülükten de büyüktür, demeye getiriyor. Müslüman’ın İttihatçısı Hıristiyan Bulgar’ın komitacısından da kötüdür demeye getiriyor. Ama burnundan kıl aldırmaz “İttihatçı zihniyet” sahibi bu sözü kaldıramıyor. Onunki; “İslam’ın en kötüsü bile Hıristiyan’ın evliyasından iyidir” zihniyeti. İlkesel olarak darbelere karşı olmak değil onunki, bazı darbeciler sevilebilir de! Evren’in “kumpas” sonucu “diktatör” olarak yargılandığını düşünebilen “zihniyet” sahibi, elbette Enver’i de “kahraman” olarak görür.


YÜZ YILLIK YALNIZLIK

Suçlu ancak güçlü ise “inkâr” para eder. Milli suçlarda güçlü olmak için “milli birlik” şarttır. Milli birlik hâli ve “biz” öznesiyle akan sular durur. “Biz Türkler” ya da “biz Müslümanlar” ifadesi bütün milleti suça ortak etmenin en kestirme yoludur. Eşine, dostuna bile bu kadar sınırsız “kefil” olamayanlar, Enver ile Tal’ât’ın zulmüne “biz” ile ortak oluverir. Ya da, hukuk sürecinin sonuçlanmasıyla belli olacak bir “yolsuzluk” suçlaması “bizim taraf”a yöneltiliyorsa yargı baştan verilir: Biz öyle şey yapmayız! Burada “biz” iyileri, “onlar” kötüleri tarif eder.

İttihatçı zihniyet “kuvvetler birliği”ne inanır. Mecburi demokrasi hizmetinde üç kuvvet sayılır: Yürütme, Yasama ve Yargı. Eksiktir. Yüz yıllık İttihatçılığın asla vazgeçemediği bir dördüncü kuvvet vardır: “Silahlı kuvvet!” Esas kuvvet budur. Silahlı kuvveti “kuvvet”ten saymamak ya nezaketten, ya cehaletten ya da korkaklıktandır.

Muhalefet, bütçe görüşmeleri sırasında “Sayıştay” raporlarını ısrarla gündeme getirdi, iktidarı sıkıştırdı! Bravo. Ama ne iktidar ne de muhalefet, galiba nezaket gereği, Askerî Sayıştay ve askerî harcamalar konusuna girdiler! Hatta kendini “milletin iradesi” olarak tarif eden iktidar, muhalefetin dediğine geldi ve “kumpas” kuruldu diye “çete”leri aklamaya soyundu. İktidar ve muhalefetin sözde değil özde, yani İttihatçı zihniyette birliğinin resmidir bu.

2010 Referandumu bağımsız yargı yönünde bir kapıyı aralamıştı. O gün “evet” diyen AKP “HSYKarızalandı” gerekçesiyle bugün “hayır” diyor; o gün “hayır” diyen CHP kronik arızası nedeniyle bugün “evet” diyor. İttihatçı zihniyette “ilke” olmaz, “menfaat” olur ve o da her daim “milli menfaat”tir.

Menfaat icabı yarın iktidar ile muhalefet kol kola girip “yetmez ama evet” diyenlere “beddua”ya girişirlerse, şaşırmayın!


ulusoytalat@yahoo.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums