Gizli Alevi Örgütü!

  • 1.07.2013 00:00

 İttihatçı Cumhuriyet sadece Kürtler, sadece doğudaki Aleviler, sadece Dersim ile uğraşmadı. Güney Marmara, Ege ve Akdeniz’in Alevilerine, Tahtacı milletine de çok çektirdi 

 Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalarına başlanan Kapıkaya Köyü’nden sanıkları Cumhuriyet Savcısı şunlarla suçluyor:


1- Şeyhliğin, tarikatların ortadan kaldırılması hakkındaki 677 numaralı devrim yasasına karşı gelmek,

2- Halkı askerlikten soğutma yolunda telkinlerde bulunmak,

3- Kurallara aykırı vergi toplamak,

4- Suç işlemek için örgüt kurmak.

Ardından “Bu suçlardan her biri yalnız başına bile devletin güvenliği ve halkın huzuru adına olağanüstü öneme sahip olmakla birlikte özellikle birinci ve ikinci maddelerdeki suçlar doğrudan doğruya devrime karşı doğrudan doğruya gerici bir hareket oluşturması nedeniyle dikkat ve özen ile izleme ve hadlerini bildirmeye değer görülmektedir...” buyuruyor Bay Savcı, ve muhabir:

“Sanık sandalyesinde oturan bu şahısların gelişmiş ulusların en çağdaş yasalarıyla ulusa hayat, bilim ve anlayış sunan Cumhuriyet ’in nimetlerinden uzak kalarak gizli bir örgütle cahillik ve taassup geleneklerinin karanlıkları içinde yaşamayı seçmeleri ve bugün hiçbir akıl ve mantığın kabul edemeyeceği gizli inançlarla maddi âlemle ilişkilerini kese kese dağlarda sefil bir görünüşte insanlıktan uzaklaşmalarının nedeni, Cumhuriyet’in kahredici darbelerle başını ezdiği ve bugün hâlâ gücü tükenmiş, can çekişme çırpınışlarına tanık olduğumuz irtica planının ruhundan ibaret olduğu”nu ve“Cumhuriyet’in devrim törelerini kurduğunu ve devrim yasaları karşısında herhangi bir tarikatın, gizli inancın kabulüyle birtakım ayinler yapılmak suretiyle o kötü geleneklerin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşamasına olanak kalmadığı...”nı yazarak yorumlu haberini sürdürüyor.

Yukarıdakiler, bin yıldan beri Anadolu’ya kök salmış bir inanç ve geleneğin “ölüm fermanı” gibi. Alevilerin Osmanlı’dan çektiği yetmemiştir, haklarında devlet yine ferman etmiştir, ama devlet saltanat değil, artık Cumhuriyet’tir.

Sene 1933, günlerden nisan 1! Ama yukarıdaki satırlar şaka değil. “Onuncu Yıl” marşının doğduğu yıla ait bir İttihatçı Cumhuriyet Mahkemesi’nden. Kaynak 3 nisan tarihli Yeni Asır gazetesi.

Yargılananlar Ege’nin Alevileri. Kapıkaya Bergama’nın bir Tahtacı köyü. Gazetede duruşma bütün ayrıntılarıyla anlatılıyor. Ben sadeleştirdim, kısalttım ve koyular da bana ait. Bir de beşinci suçlama var, onu yukarıda yazmadım: Şapka giyme zorunluluğu hakkındaki yasaya karşı gelmek! Eğer yazsaydım “eski zaman” haberi olduğu hemen anlaşılacaktı. Oysa ilk dört “ağır cezalık suç” ve kullanılan dil ne kadar da “taze”liğini koruyor değil mi? Bugün kimi Alevi dedelerinin o devirde babalarına, dedelerine zorla giydirilen “şapka” ile dolaştığını görürseniz şaşırmayın! Cumhuriyet’in başarısı: Unutma kültürü!

Alevi yurttaşlar arasında bile “Cumhuriyet Aleviler için kurtuluş olmuştur” gibisinden yaygın bir kanı var. Burada derin bir unutturma, hafıza silinmesi olgusuyla karşı karşıyayız. Sıkıştırın yaşlıları, karıştırın 1926 sonrası gazeteleri, yurt çapında birçok “Alevi millete zulüm” örnekleriyle karşılaşırsınız. “Tekke ve zaviyelerin kapatılması”ndan sonra, sadece Sünni tarikatlar üzerinde değil, Aleviler üzerinde de yıllarca süren baskılar başlamıştı. İttihatçı Cumhuriyet sadece Kürtler, sadece doğudaki Aleviler, sadece Dersim ile uğraşmadı. Güney Marmara, Ege ve Akdeniz’in Alevilerine, Tahtacı milletine de çok çektirdi.

Bugünün siyasi rolleriyle yetinmeyen her düşünceden ve inançtan özgürlüğüne düşkün insan, her şeyden önce geçmişi “belgeler”i ile hafızaya geri çağırmalıdır. Yoksa “her çalana oynamak”zorunda kalır ve ömür boyu özgürlük bekler.

Türk-İslam sentezinin “Amerikan emperyalizminin Türkiye’ye biçtiği rol” olduğuna mı inanıyorsunuz? Hayır, Türkİslam sentezi İttihatçı Cumhuriyet’in ana ayaklarındandır ve Cumhuriyet tarihi boyunca dönemine göre ayar verilir. Bugün AK Parti’nin Aleviler konu olunca“ayak sürümesi” biraz da bu “hassas ayar” çabasındandır.

İttihatçı Cumhuriyet eliyle kurulan Diyanet bir “dinler dairesi” olarak değil, “Türkİslam dini”nin, yani “tek din”in “yorum, kurum ve kadro” merkezi olarak tasarlandı. Bugün de bu özelliği ısrarla sürdürülmektedir. Bu devlet dairesine İslam’ı “Kemalizm ile terbiye” veya “dinî vesayet” kurumu demek pek yanlış olmaz.

“Devrim” savcısı Alevilik’i ilkellik olduğu için değil, “tek din” anlayışına aykırı olduğu için“sakıncalı” buluyor. “Tek din” dışında kalan her inanç ilkeldir İttihatçı Cumhuriyet zihniyeti için. Bin yıllık tasavvuf ve irfan geleneği de ilkellikti, değil mi?!

Yıllardır analar, babalar korku içinde çocuk büyüttüler: Dışarıda “sakın Ermeni’yim deme”, “SakınAlevi’yim deme”, “sakın Çerkez’im deme”, “sakın ‘hu’ çektiler deme” dediler. Sadece örgün eğitim değil, korku temelli korumacılık da sildi süpürdü geçmişimizi.

İttihatçı Cumhuriyet ile AK Parti’nin Alevilere bakışındaki yakınlık ilginçtir. İttihatçı Cumhuriyet tamamlanmış, bitmiş bir yapıdır ve hâlâ hepimiz o köhne yapıda oturuyoruz. Orada “tek din” vardır ve “yüzde doksan dokuz Türkİslam” nüfusu rekoruna erişilmiştir! AK Parti Diyanet üzerinden“tek din mümini” yetiştirmek istemekle; hem “oy” olarak dünyalığını, hem de “sevap” olarakahretliğini kazanmak istiyor. Hem benim vergimle, hem de Kemalizm’in “kara” yolundan! Bu işte“haram” yok mu? Bir de Atatürk gibi protokolde Diyanet İşleri Başkanı’nı ön sıraya alabilseler tamam...

İttihatçı Cumhuriyetçi’lerin gönlü ferah olsun, yapı sağlam kurulmuş! Alevilerin “inanç ve ibadet” özgürlüğünün tanınmasına AK Parti’nin hâlâ yanaşmaması, İttihatçı Cumhuriyet’in “dinî vesayeti”nin dışına çıkamadığını gösteriyor. Yeni anayasayla bu engel aşılmalı.

İnançlara eşit davranmayan devlette, millet eşit olur mu?
 

ulusoytalat@yahoo.com

Taraf

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Nihat Taştan
    Nihat Taştan
    2.06.2014 20:50

    Sayın KORU elinize sağlık. yazınızdan bu zevata çıkar binlerce soru. 1990 ve 2000 yıllarında seri şekilde devam eden faili meçhul cinayetleri işleyen katilleri alkışlayanlar, postal yalakalığı yapanlar, 1995 ve 28 şubat sürecine "BALANS" ayarına tekerlek görevini üslenen, Seyhan Soylu, nam-ı diğer Sisi, ve O kılıklı kişileri yani ne idüğü belli olmayanların ön safta ve moderatör olmaları kime ve neye hizmet? dün irtica adı altında Mütedeyyin Müslümanlarla alay eden sermaye babalarının, bu gün tamamen masumane başlayan bu çevre harekatını, kirleterek kirli kimlikleri öne sürerek finans-ör olmaları, uluslar arası çetelerle AB ve ABD çıkarlarına paralel çalışan yerli işbirlikçilerle ittifak yapan bu patronlar neoconlardan mı emir alıyorlar? ve devletin önemli kurumlarını işgal eden azgın azınlığın bürokratın yetkileri ellerinden alınınca onlarda gezide basın açıklaması yapmakla tatmin olmuyorlar mı? yüzlerce ahmetler mehmetler yarı canlı asit kuyularına atılınca bu bu güruh neredeydi? üzülerek söyleyelim gezinin ekseni kaydı rantçılar yine yapacağını yapıyorlar. vesselam

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums