- 18.06.2015 00:00
İktidar partisi AKP, seçim öncesi, eğer kendileri tek başına yine iktidar olmazlarsa istikrarın bozulacağı söylemini sık sık tekrarladı. Oysa ekonomide istikrar AKP’nin tek parti iktidarının son yıllarında bozuldu.
Özellikle son dönemin antidemokratik yasal düzenlemeleri yerli ve yabancı yatırımları durdurdu. Öngörülemeyen hukuk sitemi nedeniyle 2014 yılında 4,7 milyar dolar tutarında yerli sermaye diğer ülkelerde doğrudan yatırım yaptı. Kısaca Türkiye hukuk devletinden uzaklaşınca sermaye kaçtı. Tüketici güven endeksi 2014’ün mayıs ayından itibaren gerilemeye başladı. Ve seçim öncesi son yedi yılın en düşük düzeyi olan 64,3 seviyesine indi. İşsizlik yüzde 11’i aştı. İhracat bu yılın ilk beş ayında her ay üst üste geriledi. İşlenmemiş gıda enflasyonu yüzde 18,8’e yükseldi. Tarımda üretici fiyatları son beş ayda yüzde 13,8 arttı. Hattâ bir önemli fiyat artışını da hemen hatırlatalım; Ramazan pidesi bu yıl yüzde 20 oranında zamlandı. Bu zam bize 949 lira aylık alan asgari ücretlinin AKP hükümeti tarafından nasıl zor duruma düşürüldüğünü gösteriyor.
Yine hukuk devletinden uzaklaşıp müsadere, çıplak arama, uzun gözaltı sürelerinin getirilmesi, internet yasakları ve vergi denetiminin siyasileşmesi yatırım iklimini bozdu. Bütün bu tuhaflıkların ardından doğal olarak 2014’ün son üç ayı ve 2015’in ilk üç ayında ekonomi üst üste küçülerek resesyona yani durgunluğa girdi. Buna büyüyememe krizi de diyebiliriz.
TEK PARTİ HÜKÜMETİ OTORİTERLEŞEREK EKONOMİDE İSTİKARSIZLIK YARATTI
Gelelim bütün bunları niye anlattığımıza…
Anlattık, çünkü AKP iktidarının sık kullandığı “Hükümette tek parti olmazsa istikrarsızlık olur” söylemi doğru değil. Çünkü AKP’nin tek parti döneminde ekonomi üst üste iki çeyrek küçülerek resesyona girdi. Ve bu resesyonu, AKP’nin hukuk kurallarını tanımayan tek parti yönetimiyle otoriterleşmesi ortaya çıkardı. Bu arada AKP’nin istikrarsız yönetimi nedeniyle Türk parası Amerikan Doları karşısında son 24 ayda yüzde 55, son altı ayda yüzde 24 oranında değer kaybetti. İşte bu nedenle tek parti hükümeti istikrar anlamına gelmiyor artık. Pekâlâ koalisyon hükümetleriyle istikrarın sağlanması mümkün. Çünkü koalisyon hükümetlerinde karşılıklı denetim mekanizması işlediğinden otoriterleşme ve keyfî yönetim ortadan kalkıyor.
TÜRK PARASI GELİŞMİŞ ÜLKE PARA BİRİMLERİNE GÖRE YÜZDE 19,4 ORANINDA DEĞERLİ
Bütün bu anlattıklarımızın ardından gelelim şimdi doların ne olacağına…
Merkez Bankası Tüfe bazlı reel kur endeksine göre; gelişmiş ülke para birimleri karşısında Türk parası yüzde 19,4 oranında değerli görünüyor. Fakat gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında Türk parasının değeri düşük. Hattâ reel kur endeksi 68.33’ü gösterdiğinden yüzde 31,67 oranında Türk parası düşük değerli.
REEL KUR NOMİNAL KURA EŞİT OLURSA DOLAR 3 LİRA 22 KURUŞ OLABİLİR
Bu nedenle ortalama reel kur ve nominal kur eşit hâle geldi. Ama gelişmiş ülke para birimlerine göre Türk Lirası yüzde 19,4 değerli göründüğünden nominal kur ile reel kur eşit hâle geldiği takdirde mevcut dolar/euro paritesi koşullarında ve Merkez döviz satarak müdahale etmediği ve faiz artırmadığı takdirde dolar 3 lira 22 kuruşa kadar yükselebilir. Bu durumdan sorumlu olan tabii ki AKP hükümeti oluyor. AKP hükümetinin izlediği “sıcak parayla lüks tüketim yap” politikası Türk parasını bu hâle getirdi.
İşte bu nedenle bir iç ya da dış şok nedeniyle dolar yükseldiğinde “bakın işte koalisyon geldi dolar yükseldi” söylemi doğru değil. Çünkü Merkez Bankası’nın Tüfe bazlı reel kur endeksi şu anda AKP dönemi icraatını gösteriyor.
O hâlde Türkiye’de kurulacak bir koalisyon hükümetinin AKP’nin tek parti hükümetinde kaybolan istikrarı sağlayacağını söyleyebiliriz. Çünkü ekonomi yönetiminde AKP son 24 ayda en kötüsünü gösterdi. Bundan daha kötüsü olamaz artık.
suleymanyasar26@gmail.com
Yorum Yap