Bildiğiniz gibi önceki gün konut satış istatistikleri yayınlandı. Buna göre ocak ayında konut satışları bir önceki aya göre yüzde 36 oranında gerileyerek 134 bin 666’dan 86 bin 167’ye geriledi. Bu arada geçen yılın aynı ayına bakıldığında bu defa konut satışlarında yüzde 1,7 oranında gerileme olduğunu da hemen belirtelim.

Dolayısıyla bu veriler bize konut satışlarında önemli bir düşüş olduğunu gösteriyor. Hattâ ilk el konut satışlarında Ocak 2015’te, Aralık 2014’e göre epeyce gerileme olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü ilk el konut satışlarının 65 bin 844’den 37 bin 791’e düştüğüne şahit olduk. Bu rakamlar bize inşaat sektörünün iyi durumda olmadığını gösteriyor.

Bu tespiti yaptıktan sonra şimdi gelelim Merkez Bankası’nın faiz indirimine…

AKP’nin son dönemde petrolcüler ve faizciler olarak ikiye bölündüğünü belirtmiştik.

Faizciler inşaat sektörünün ucuz krediyle alıcı bulmasını istiyorlardı. Dolayısıyla konut kredilerinin gerilemesi için faiz koridorunun üst bandının gerilemesi gerekiyordu. İşte bu nedenle Merkez müteahhitleri temsil eden siyasetçilerin baskısına dayanamayarak faiz koridorunun üst bandını yüzde 11,25’den yüzde 10,75’e indirdi.

Yine Merkez’in borçlanma faizini yüzde 7,5’tan yüzde 7,25’e, repo işlemleri yoluyla borçlanma imkânını yüzde 10,75’ten yüzde 10,25’e düşürdü. Bu arada politika faizi olarak ilan edilen bir haftalık repo faiz oranlarını da yüzde 7,75’ten yüzde 7,25’e geriletti. Ve Merkez faiz oranlarındaki indirimin ölçülü tutulduğunu belirtti. Aslında bu faiz indiriminin siyasi baskı nedeniyle müteahhitlere destek için yapıldığı zaten Merkez’in bu cümleden anlaşılıyor.

HÜKÜMET’İN BÜYÜME STRATEJİSİ YOK

Bu arada Merkez’in belirttiği bir önemli konuyu ele alalım…

Merkez dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmelerin cari dengenin iyileşmesini desteklediğini söylüyor. Evet, küresel petrol fiyatlarının gerilemesi petrol ithalat maliyetini düşüyor. Ama iç fiyatlara yansımayan bu fiyat gerilemesi Türkiye’nin rekabet gücünü olumlu etkilemiyor.

İşte bu nedenle önümüzdeki aylarda ihracat artmayacak. Hattâ ihracat kârlı olmadığından yatırımlar ihracat malları üreten sektörlere yapılamadığından kaynak dağılımı bozulmaya devam edecek. Çünkü, Türkiye, dış ticarete konu olmayan konut ve inşaatla büyüyemez. Önümüzdeki dönemde büyüme hızının cüce kalacağını söyleyebiliriz. Yani yüzde 3’ün altında kalan büyüme hızıyla Türkiye’de işsizlik artacak.

Bu arada hükümetin bir büyüme stratejisinin olmadığını belirtelim. Yani bundan böyle yeterli büyüyemeyen bir ekonomi olacağımızı şimdiden duyurmakta fayda var.

suleymanyasar26@gmail.com