Kırgızistan niye başkanlıktan parlamenter sisteme geçti

  • 6.10.2014 00:00

Kırgızistan’da yaklaşık yirmi yıl başkanlık sistemi uygulandı. 2010’da Devlet BaşkanıBakiyev’in halk devrimiyle indirilmesinin ardından parlamenter sisteme geçildi.

 

Peki, niye başkanlık sistemi terk edildi? İşte bu sorunun cevabını Kırgızistan eski Sağlık Bakanı bugünün milletvekili Damira Niyazaliyeva verdi; başkanlık sistemi tek bir kişiyi memnun eder, yani başkanı. Onun, istediğini almasını sağlar. Oysa parlamenter sistem herkesin kararlara katılmasını sağlar. Herkesi memnun eder. Dolayısıyla başkanlık sistemi Kırgızistan’da otoriterliğe yol açtı. Basına müdahale edildi, ifade özgürlüğü kısıtlandı, bu nedenle başkanlık sistemini terk ettiklerini, söyledi. Bir de Kırgız atasözü var “Baş kesilir söz kesilmez”. İşte bu nedenle Kırgızların ifade özgürlüklerine çok düşkün olduklarını belirtelim.

 

Tabii bu arada dinlediğimiz diğer yetkililer ülkeden kaçarak Belarus’a yerleştiği söylenen Bakiyev’in yolsuzluklarının ayyuka çıktığını ileri sürüyorlar. Şöyle ki; Bakiyev, ülkedeki doğal tekellerin özelleştirilmesi işini oğlunun başında bulunduğu yatırım ajansına devrediyor. Kırgız telefon, Kırgız elektrik dağıtım kuruluşları Cayman Adaları, Şeysel Adaları türünden vergi cennetlerinde sahipleri belli olmayan fonlara satılıyor. Özelleştirmelerin ardından bir de ürün fiyatlarına yüksek oranlı zamlar yapılıyor. Bunun üzerine halkın sokak protestoları başlıyor. Tabii Bakiyev ve ailesi kaçıyor. Ardından Kırgız telefon ve Kırgız elektrik dağıtımın sahiplerinin ortaya çıkması isteniyor. Ortaya kimse çıkmayınca bu iki şirkete devlet el koyuyor.

 

Niye anlattık bütün bunları? Şundan anlattık gelişmekte olan ülkelerde demek ki başkanlık sistemi çalışmıyor.

 

 

KIRGIZİSTAN EKONOMİSİ

 

Gelelim Kırgızistan’ın ekonomisine... Nüfusu 5,5 milyon olan Kırgızistan’da tam bir milyon kişi yurtdışında çalışıyor. Bu nedenle ülkenin en önemli gelir kaynağını işçi dövizleri (remittance) oluşturuyor. Fert başına gelir 2 bin 500 dolar düzeyinde bulunuyor. Ama satın alma gücü paritesinin yüksek olduğunu belirtelim. Örneğin benzinin litresi bir dolar. Etin kilosu dört dolar düzeyinde. Ülkenin maden kaynakları zengin. Hayvancılık gelişiyor. Hemen unutmadan belirtelim, ülkede tam 50 üniversite var. Bu üniversitelerden bir tanesi YÖK’ün 1995’te açtığı Manas Üniversitesi oluyor.

 

 

HER KÖY OKULUNDA PİYANO VAR

 

Ülkede eğitim seviyesi iyi. Sovyetler Birliği döneminde her köye okul inşa edilirken, yanına muhakkak tiyatro ve sinema salonu yapılmış. Hatta köy okullarında piyano ve piyano çalan öğretmenler var. Ve öğrenciler piyano eşliğinde sahne etkinliklerini rahatça yapabiliyorlar. Bu köylerdeki bir yetim okuluna, Kimse Yok Mu Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği, öğrencilerin yetiştirmesi ve aynı zamanda soğuk kış aylarında sebze tüketebilmeleri için bir sera inşa etmiş. Bu seranın öğrenciler tarafından işletilmesini izledik. Ardından Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev’in daveti üzerine gittiğimiz yine Kimse Yok Mu Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği tarafından işletme masrafları dâhil üç milyon dolara inşa edilen 570 öğrencilik yetimler okulunu ziyaret ettik. Yetimlere yatılı olan okulda, on bir yıllık zorunlu öğretimin sonunda çocuklar hem Kırgızca, Rusça, Türkçe ve İngilizce öğreniyorlar hem de kuaförlük, terzilik, aşçılık türünden meslek sahibi olabiliyorlar.

 

Bir de hemen dikkat çeken bir anket sonucunu açıklayalım. Ülkenin çeşitli bölgelerinden okula toplanan yetim ve öksüz çocuklara ne olmak istediği sorulduğunda ilk geldiklerinde “fırıncı olmak istiyorum” cevabı alınıyormuş. Bunun nedeni yetim ve öksüz çocukların, aç kaldıkları, bu nedenle ilk mesleki tercihlerinin fırıncılık olduğu biçiminde yorumlanıyor. Fakat çocuk okula alınıp karnı doyup, çekingenliğini üzerinden attıktan sonra mesleki tercihini öğretmenlik, mühendislik, ressamlık, yazarlık olarak değiştirdiği görülüyormuş. Anlayacağınız sivil toplum örgütleri din, dil, ırk farkı gözetmeden artık Türkiye’nin şefkat elini tüm dünyaya uzatıyorlar.

 

 

***

 

Engin Ardıç fıkraları

 

Namaz kılmaz, oruç tutmaz, yaşı gelip geçtiği hâlde Hacca da gitmeyen hem ateist hem İslamcı, Cem Uzan’ın Star gazetesinin 9 Kasım 2002 tarihli nüshasında dönemin siyasetçilerine orço Abdullah, pezo Vecdi, hibino Recep, beşlik Bülent, tekerlek Abdüllatif gibi sıfatlar takan paralel Engin Ardıç’ın Ankara’ya ekonomi danışmanı olacağını duyanlar şimdi fıkra göndermeye başladılar.

 

Fıkra şöyle; ormanda tavşan pür telaş kaçarken onu bu hâlde gören ormanın kralı aslan seslenmiş, tavşan kardeş neden kaçıyorsun, bu korku niye?

 

Tavşan; Ankara, zürafalardan vergi almaya karar vermiş işte bu nedenle kaçıyorum.

 

Aslan bu cevap üzerine şaşırmış; sen zürafa değilsin sana ne, diyecek olmuş.

 

Tavşan hemen cevaplamış; Ankara’ya demanslı Engin danışman oldu. Gel de zürafa olmadığını ona anlat bakalım. Aklın varsa sen de hemen kaç. İşte böyle.

 

suleymanyasar26@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums