Dün açıklanan enflasyon verilerine göre tüketici fiyatları bir önceki aya göre mayıs ayında yüzde 0,40 oranında arttı. Bu arada üretici fiyatları mayısta bir önceki aya göre yüzde 0,52 oranında geriledi. Böylece tüketici fiyatları yıllık bazda yüzde 9,34’den yüzde 9,66 oranına yükselirken, üretici fiyatları yıllık bazda yüzde12,98’den yüzde 11,28’e geriledi.

Peki, üretici fiyatlarındaki bu gerileme ne anlama geliyor?

Bu gerileme şu anlama geliyor; döviz kurlarındaki yükselmenin diğer mal ve hizmet fiyatlarına aktarımının artık durduğu hatta gerilediğini bize gösteriyor. O hâlde üretici fiyatlarındaki bu gerilemenin önümüzdeki aylarda tüketici fiyatlarına yansıyacağını dolayısıyla enflasyonun gerilemeye başlayacağını söylemek herhalde hatalı olmaz.

Gelelim mayıs ayı enflasyon rakamlarından yapabileceğimiz önemli bir tespite...

Türkiye’de rekabetçi döviz kurunun iç talebi kısarken ihracatı artırdığını ileri sürebiliriz.

Niye bunu söylüyoruz?

Çünkü üretici fiyatları gerilerken ihracat artıyor. Böylece dış ticarete konu olan malların üretiminin arttığını ama aynı oranda dış ticarete konu olmayan malların üretiminin çoğalmadığını görüyoruz. Böylece rekabetçi döviz kurunun hem ithalatı azaltması hem de ihracatı çoğaltması bize dış dengenin döviz kurlarıyla kurulmasının daha sağlıklı olduğu kanıtlıyor.

Bu arada hemen beş aylık ihracat rakamlarını verelim. Bu yılın ilk beş ayında ihracat 67 milyar dolara ulaşarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8 oranında çoğaldı. Yine bu yılın ilk dört ayında ithalat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,1 oranında azalarak 78,1 milyar dolar oldu. Demek ki rekabetçi döviz kuru bu ülkenin dış ticaret açığının azalmasında etkin bir rol oynuyor.

Gelelim faiz lobisine...

Faiz lobisi rekabetçi döviz kuru etkisini görmezden gelmeye devam ediyor. Ve tasarrufların yüksek faizle artacağını ileri sürerek vatandaşı aldatmaya çalışıyor. Bildiğiniz gibi tasarruf gelirin tüketilmeyen kısmı oluyor. O hâlde döviz kurlarını rekabetçi düzeyde tutarak tüketimi engellemek, tasarrufu artırmak, böylece daha çok ihracat yapmak pekâlâ mümkün oluyor. Dolayısıyla sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ekonomide yüksek faizle tüketimi engellemenin mümkün olmadığını daha önce gördük. Şimdi rekabetçi döviz kurunun tüketimi azaltıp, ihracatı artırdığına şahit oluyoruz.

Anlayacağınız, rekabetçi kur düzeyinden taviz verilmediği takdirde faiz lobisinin esiri olmaktan kurtulmak mümkün olabilecek. Tabii kurtulmak için dirençli bir ekonomi yönetimi gerektiğini söyleyelim.

suleymanyasar26@gmail.com