CHP’nin referandum stratejisi

  • 6.02.2017 00:00

  Cumhurbaşkanlığı sistemini içeren Anayasa değişikliği için yapılacak olan referanduma doğru hızla yol alıyoruz. İzleyebildiğim kadarıyla çok ilginç bir kampanya dönemi geçiriyoruz. AK Parti- MHP ittifakı üzerinden gelişen “Evetçi” kampanya, tahmin edilebildiği üzere bütün gücüyle ağırlığını koymuş durumda. Beklenen, buna mukâbil, başını CHP'nin çektiği, ona HDP ve “küskün MHP'liler”in de eklemlendiği “Hayırcı” cenâhın kuvvetli bir kampanya yürütmesiydi. Ama bu olmadı. Tam tersine “düşük profilli” sayılabilecek bir kampanyayı tercih ettiler. Bu konuda el altından da olsa CHP ile HDP arasında herhangi bir stratejik dayanışma kurgulandı mı, bilmiyoruz. Ama fiilen bu partiler aynı stratejide uzlaşmış gözüküyor. Parti düzeyinde bakıldığında, kuvvetli bir muhalif tonun karşılığı bile yok. Belki de sürece asılan en iddialı “hayırcı” cenahın, herhangi bir siyâsal partide karşılığı olmayan “Küskün MHP”liler olduğunu söyleyebiliriz.


Teknik ve objektif olarak bakıldığında, bu tercihin bâzı nedenleri olduğu söylenebilir. Meselâ HDP, Kasım Genel Seçimi sonrasında yürüttüğü berbat siyâsetlerin sonucunda bir hayli “kan kaybetmiş” gözüküyor. Bu hâliyle etkili bir kampanya yürütecek mecâlinin kalmamış olması sessizliğinin ardındaki en nesnel sebep olarak değerlendirilebilir. Bu durumu kendilerince bir avantaja dönüştürmek adına sessiz kaldıkları düşünülebilir. Bir bakıma ; Kürt kökenli seçmenlerin ağırlıkta olduğu Doğu ve Güneydoğu'da, AK Parti-MHP ittifâkının, bizzât AK Partili seçmenlerde bile “menfî” bir tesir bırakacağını; bu kadarının bile kendilerine bir kazanım olarak döneceğini düşünmüş olabilirler.

İyi de CHP'nin “düşük profil” göstermesini nasıl açıklayacağız? Aslında bu CHP'ye hâkim olan bir siyâsal kültürü de dışarıda bırakan bir tercih..CHP 'de olduğu kadar, “pireleri deve yapmaya” teşne olan mutândan bir siyâsal refleks in başka hiçbir partide mevcut olduğunu düşünmüyorum. Bir ahbabımla geçenlerde sohbet ederken bu konu gündeme geldi. Ahbabım bunun, CHP'ye bir şekilde, bir yerlerden “telkin edilmiş” olabileceğini söyledi. Onu bilemem.

Ama CHP'nin yürüttüğü, kendi vasatlarının bir hayli dışında ; kendisi açısından hayli akılcı sayılabilecek bir kampanya olduğunu düşünüyorum.

Şöyle düşünelim: CHP'nin, artık Türkiye'yi taşımadığı çok âşikâr olan parlamenter sistem üzerindeki ısrârını temellendirecek fazlaca bir sermâyesi olmadığı ortada. Tezi üreten AK Parti. Bu tez, içeriği şu veyâ bu; bir “yenilik” vaad ediyor. Türkiye'nin “devrimci” yüzünü temsil ettiğini iddia eden bir partinin, mevcutta direnmesi tuhaf bir durum olsa gerekir. Bu tutucu durumu taşımak hayli zor olsa gerekir. Normal olarak beklenmesi gereken, devrimci iddalara sâhip CHP'nin, en az Cumhurbaşkanlık Sistemi kadar radikâl bir başka modeli teklif etmesidir. CHP ise, bunun tam tersine bürokratik battallığı içeren mevcut sistemin sürdürülmesinden yana. Güçlendirilmiş Parlamenter Sitem dediği modelin ise muhtevâsı yok…

CHP'nin Referandum stratejisi 4 aşamadan oluştuğu anlaşılıyor. İlk yaptığı şey, sistem değişikliğini mümkün mertebe “trajik” bir mesele olarak tanımlamak oldu. Sistem değişikliğini bir rejim değişikliği olarak sundu. Daha sonra “Tek adamcılık” temasını devreye soktu. Böyle yaparak “kararsızları” bir kafa karışıklığının içine sokmayı hedefledi. Üçüncü aşamada ise “sâkin”, “düşük profilli” bir kampanyayı başlattı. Burada kullandığı dilin ise “kuşku”, “vehim” ve “korku” üretmeye mâtuf spekülatif bir dil olduğunu söyleyebilirim. Hâsılı CHP'nin yaptığı kararsızları olabildiğince kararsız bırakıp, bunun meyvaya durmasını beklemek oldu. Dördüncü aşamanın ise bu nâzik meyvaları, yere düşürmeden dalından toplamaya adandığı anlaşılıyor. İşte bu aşama çok kritik.

CHP, kâğıt üzerinde kendi hesâbına “akılcı” sayılabilecek bu stratejinin her aşamasında hata yaptığını da kaydetmeliyiz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun 18 maddeyi okumadığı ve anlamadığını gösteren beyânı bunun tipik örneğidir. Spekülasyon yapacağım derken, getirilen teklifte Başbakan ile Cumhurbaşkanının çatışması durumunda ne yapılacağını sorması gaf kelimesi ile bile açıklanamayacak kadar vahimdi. Ama, son düzlüğe göre tasarlandığı anlaşılan dördüncü evrede yapılan gaflar daha da vahim. Yürüttüğü konsolidasyon siyâsetinde ölçüyü kaçırıp “kontrollü darbe” gibi bir değerlendirmede bulunması dalından toplamayı umduğu meyvaları yerlere düşürdüğünü gösteriyor. “Evetçileri denize dökmekten” bahsedenler ise bu hatâlara “tuz biber” ekiyor. Hâsılı son düzlükte CHP, yine yapacağını yapıyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums