Girdap

  • 26.01.2012 00:00

Dün gece Budapeşte’de, Girdap adlı bale sahneye kondu. Girdap, adını günümüzün “modern” klasik müzik alanının en önemli bestecilerinden Philip Glass’ın bir eserinden alıyor.

Sahnedeki filiz gibi balet ve balerinlerin oluşturduğu insandan girdabın müziği aslında son derece sakin kalıyor çağrıştırdıklarına göre... Glass’ın müziklerinde hep böyle bir dinginlik var zaten. Her ne kadar kendisi, sürekli gerilim, macera ve hatta Drakula’yı konu alan her türlü yeni, eski çalışmanın film müziklerine imzasını atmış olsa da...

Drakula’nın memleketinin bulunduğu Transilvanya dolaylarında bugünlerde durum hiç iyi değil. Romanya’nın başkenti Bükreş’te, pazartesi günü dondurucu soğuğa rağmen sokakları dolduran göstericilerin ellerindeki pankartlarda, “Açlık ve fakirlik, Romanya’nın boğazına sarıldı” diyordu. Sağlık hizmetlerinde büyük kesintiye giden, sistemi neredeyse tamamen özelleştiren paket, bir anlamda, Romanya’da bir süredir devam eden ekonomik sıkıntılar ve sosyal huzursuzluğun tam manasıyla patlamasına neden oldu.

Bükreş, göstericilerce savaş alanına çevrilip duruyor birkaç haftadır. Macaristan’da, Budapeşte’de ise, geçen cumartesi yaklaşık 100 bin kişi, ülkenin en büyük gösterilerinden birini gerçekleştirdi. Bir nevi, “Cumhuriyet Mitingi” sayılabilecek bu gösteri, Avrupa genelinde yaşanan gösterilerin aksine, hükümeti desteklemek içindi. İflasın eşiğine gelen Macaristan’da hükümet karşıtı gösteriler de yaşanıyor... Facebook üzerinden örgütlenen Milla ve “Macaristan’da Basın Özgürlüğü için Bir Milyon Kişi” sloganıyla yolan çıkan hareket, 2 ocakta onbinlerce kişiyi sokağa çeken büyük bir gösteri düzenlemişti.

15 martta, yani Macaristan’ın 1956’da Sovyetler tarafından kanlı bir şekilde bastırılan özgürlük talepli isyanının yıldönümünde, hükümetin geçen cumartesi gerçekleşenden daha da büyük bir gösteri düzenlenmesi için hazırlık yaptığı söyleniyor. Cumhuriyet Mitingi benzetmesini yapmam da bu yüzden... “Macaristan’ın Barışı için Yürüyüş” adı altında örgütlenen hükümet yanlısı grupları, ülkenin en büyük gazetelerinden, sağ görüşteki Magyar Hírlap ve gene en büyük kanallarından Echo TV’nin patronu Gábor Széles destekliyor. Macaristan’ın en etkin ve tartışma yaratan (ırkçılıkla da suçlanan) köşeyazarı Zsolt Bayer de, hükümet yanlısı gösterilerin en büyük taraftarlarından... Gösterilerde, “çok barışçı” bir hava sergileniyor da, Avrupa Birliği’ne karşı son derece milliyetçi çıkışlar yapılmasından da geri durulmuyor.

Macaristan’ın, hatta, Avrupa’nın genelinin şu anki haline bu kadar da denk düşen “girdaptan” daha iyi başka da bir kelime yok herhalde...

Macaristan’da 2010’da iktidara gelen muhafazakâr parti Fidesz, ülkeyi bir girdabın içine sürükledi. Oyların yüzde 52’sini alarak parlamentoda anayasal çoğunluğu elde eden Fidesz, AKP’yi andıran bazı özelliklere sahip...

Bir kere, 1988’de Macaristan’da köklü bir dönüşüm yaşanırken, yepyeni bir siyasi hareket olarak tabandan gelen dinamik bir yapıya sahip Fidesz. Partinin başındaki Viktor Orbán, köyden kente uzayan bir başarı öyküsünün kahramanı. Muhafazakâr, dindar, milliyetçi... 1989’da, 1956 Devrimi hakkında yaptığı dramatik bir konuşmayla, Macar halkının duygusal damarına hitap ederek birden yıldızını parlattı ve adım adım ülke siyasetinin en kilit ve karizmatik ismi haline geldi.

Partisi Fidesz, 1990’ların başında, Avrupa kurumlarının bir parçası olmayı, “Batılılaşma” fikrini sonuna kadar destekliyordu. “Batılılaşma” konusu, zaten Macaristan tarihinin en büyük kırılma noktası aslında; tıpkı Türkiye’de olduğu gibi... “Avrupa ile olan ilişkimiz nedir?”, “Bizim kendi kimliğimiz Batılı mıdır, Doğulu mudur?”, Avrupa genelinden farklı dil ailesine bağlı ve köklerinin Orta Asya’ya dayandığına inanan Macaristan’ın, tarihi boyunca sorguladığı konular olmuş...

Partinin çekirdek yönetim kadrosu, taşradan gelip, ailelerinin ilk “okumuş” bireylerine dönüşen bir grup genç avukattan oluşuyor. 1990’ların ortasında, Fidesz, ancak kendisine “Batıcı, reformcu parti”den yeni bir ideolojik yapı oluşturabilirse egemen parti olmaya oynayabileceğini anlamıştı. Zira, “geleneksel” elitlerin, Budapeşteli entelektüel ve seçkin siyasetçilerin oluşturduğu zümre, Fidesz’in yükselmesine izin vermiyordu.

Fidesz, bu hedefini gerçekleştirdi de... Hıristiyan kimliğine ve aile değerlerine vurgu yapan yeni bir muhafazakârlık ekolü oluşturdu. “Modernleşme ama Macarlığımızı kaybetmeden, Avrupa’dan özerk ve bağımsız şekilde” diye bir çizgiyi benimsedi. Milliyetçiliği de, ideolojik yapısının odağına oturttu.

Ekonomik ve sosyal krizlerin kronikleşmesinin de etkisiyle, Fidesz 2010’da ezici bir çoğunluğu arkasına almayı başardı. 18 aylık iktidarda da, Macaristan’ın hemen hemen bütün hukuki yapısını değiştirdi. Yeni bir anayasa yapıldı, 25 yeni kanun onaylandı ve 339 yasa da ciddi biçimde değiştirildi. En önemlisi de, Macaristan’ın siyasi yapısı da değişti. Anayasa Mahkemesi, tüm partilerin üzerinden siyaseti şekillendirebilen bir “gözcü” konumundayken, konu mankeni konumuna indirgendi.

Fidesz’in, AKP ile paralellikler de içeren, “modernleşme ve muhafazakârlık” kavramlarıyla olan deneyiminin devamı yarına...

oneysezin@hotmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums