Sistem değişikliği için yüzde kaç destek gerekir?

  • 21.03.2017 00:00

 Türkiye’de referandumda, güvenilir ve geçerli sonuçları olan kamuoyu araştırmalarına göre, yüzde 50’ye yüzde 50 gibi bir tablo söz konusu.

Olağanüstü Hal Koşulları içinde bir ülkede, devletin gücü, yekpȃre bir iktidarda toplanmışken, kamuoyu anketlerinde yüzde 50’ye yüzde 50 tablosu, “tercih gizleme” şüphesi uyandırıyor herşeyden önce…Dip dalga, sessiz çoğunluk bir “Hayır” kesiminin varlığı; bu sonuçlara bakıldığında, hiç de uzak gözükmüyor. Referandum günü, anketörlere verdiği yanıtın tersine oy kullanacak birçok seçmen söz konusu olabilir…Kamuoyu anketi yapmak için kapıya gelenlere, referandumda “Evet” oyu kullanacağını söylemenin bir ürkütücü yanı yok; ama, “Hayır” kampanyası yürütenlerin uğradığı saldırıları, açık iktidar ve “devlet” telkinini görüp de, “Hayır” tercihini alenen ortaya koymanın ürkütücü yanları ise var.

Kaldı ki, diyelim ki, anketler bire bir gerçeği yansıtıyor ve yüzde 50’ye yüzde 50 bir referandum tablosu var ortada…
Ülkenin yüzde 100’ünü yakından ilgilendiren değişiklikler yapacak referandumda, yüzde 50’yi en fazla birkaç puan geçecek bir “Evet” oyunun çıkması, meşrȗ ve kalıcı bir sistem değişikliği yaratabilir mi?
Siyaset biliminin penceresinden, veriler üzerinden konuşarak bakarsak, kapsamlı anayasal veya sistemsel değişiklikler yapan bir referandumun nasıl bir çoğunlukla geçtiğinin önemi büyük.
Tabii, herşeyden önce, referandumun kendisinin nasıl bir sistemde yapıldığının önemi de öyle.

2014 tarihli, Matt Qvortrup’un editörlüğünü yaptığı “Dünya Genelinde Referandumlar” (Referdums Around the World) kitabında, 1793 yılında yapılan tüm referandumlar incelenmiş. Ortaya çıkan profile göre, dünya tarihindeki referandumların yaklaşık yüzde 50’si “Evet”, yüzde 50’si “Hayır” oyuyla sonuçlanıyor. “Evet” sonucu çıkan referandumlar, genelde Asya ve Afrika’daki otokrasiler.
Bazı ülkelerin tarihinde hiç referandum yok (örneğin Malezya); bazılarınınkinde ise çok (İsviçre).

Ya sistem değişikliği veya anayasaya çok kapsamlı değişiklikler öngören referandumlar?
Sistem değişikliği açısından, Türkiye’nin referandumu ile karşılaştırabilecek referandumlardan biri 1979’daki İran referandumu.
Eğer, “kurucu” derecede bir referandumdan bahsedilecekse, bu örnek algısal çağrışımlarıyla oldukça yakın. Yapısal olarak baktığımızda, İran’da da, 1906 Anayasası, Belçika Anayasası’nı model almıştı ve (Senato ve Meclis) ile beraber parlamenter sistemi öngörüyordu. Mart 1979’da, İran’da Monarşi’nin sonraki altı aylık süreçte gerçekleşen ve sistemsel değişikliğe gitmeyi öngören referanduma katılım, yaklaşık yüzde 75 oranında oldu. Oylamaya katılanların yaklaşık yüzde 98’i de “Evet” oyu kullandı.

Türkiye’de, 15 Temmuz darbe girişiminin “seçkinlere ve halka karşı oligarşiye” karşı “milletin zaferi/devrimi” olduğu metaforları da algısal olarak bu örneği çağrıştırıyor. Veya çağrıştırmaya çalışıyor. Yoksa, İran’ın yapısal olarak o zamanki durumu ve bu referanduma doğru giden süreçte İran’da yaşananlar, Türkiye’den oldukça farklı.
Ruhullah Humeyni, yani Ayetullah Humeyni, referandum öncesi; “Millet, İslami bir Cumhuriyet istiyor; bir kelime eksik veya fazla değil. Sadece bir Cumhuriyet değil, demokratik bir Cumhuriyet değil, demokratik İslami Cumhuriyet değil. Bu cumhuriyeti tarif etmek için ‘demokratik’ demeyin. Bu Batı taklididir” demişti.
Türkiye’de, referandumda “Haç ve Hilȃl”in savaşının yaşandığı gibi söylemler kullanılıyor; fakat, o dönemin İran’ı olan biten, dahası Şiilik ve siyasi ideoloji daha bayağı derin politik ayrımlar var. Herşeyi geçtim, İran’da kullanılan “Evet” oyu bile “İslam yeşilini” yansıtmak için tasarlanmıştı.

Türkiye’de sistemsel değişiklik için hedefler büyük, yapısal şartlar farklı…
Bir de, bugünlerde Türkiye’ninki ile karşılaştırılan Azerbaycan’daki referandum örneklerine bakalım…
Azerbaycan’ın da 2001’den beri bir parçası olduğu Avrupa Konseyi’nin Venedik Komisyonu’nun, “bir başkana sınırsız kez seçilme hakkı tanıyan bir anayasa değişikliği, büyük bir geri adımdır” diye nitelediği 2009 seçimine…

Bu referandumda, farklı maddelere, yüzde 87,14 ilȃ yüzde 91.76 arası değişen oranda “Evet” denmişti. Katılım oranı, yüzde 71 idi.
Azerbaycan’da 2016’da yine, anayasa değişikliği yapıldı; bu sefer de değişiklikler, yüzde 89 ilȃ yüzde 95 arasında değişen oranda “Evet” oyu aldı.
Türkiye’nin son referandumu, 2010 yılında idi; bu referandum esnasında ben Türkiye’de değildim. O dönem aklımda çok başka şeyler, bambaşka kavak yelleri vardı. Dolayısıyla, o referandumun tartışmalarından tamamen uzak kaldım. Bunlar işin kişisel kısmı; bizi ilgilendiren somnuç kısmına bakarsak, yaklaşık yüzde 58’lik bir “Evet” oyu söz konusu. “Hayır”lar ise, yüzde 42’de kalmıştı. Bu referanduma, seçmenlerin yüzde 74’ü katılmıştı ki; bu da oldukça düşük bir orandı Türkiye ortalamasına göre…
Türkiye için, bu kadar kapsamlı, sistemsel değişiklik öngören bir referandumun herşeyden önce önündeki engel, 2010 referandumu…2017’nin sonuçları, sandıktan ne çıkarsa çıksın, 2010’daki “Evet” oyunu aşmadıkça, bu kadar kapsamlı bir değişikliği meşrȗlaştırmakta zayıf kalır.
Diş macunu tübünü sıka sıka, yüzde 50’yi aşabilmek mümkün dahi olsa, sandığın getireceği sadece huzursuzluk olur…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums