‘Stalingrad ruhunu’ çağıran Kremlin

  • 6.02.2015 00:00

 Devlet Başkanı Putin’in Rusya için, önceki gün ortaya koyduğu vizyon çok yabancı gelmeyecek; “Güçlü, bağımsız bir devlet; 1000 yıllık tarihi, muazzam gelenekleri, toplumsal ve ulusal olarak ortak değerleri ve hedefleri olan büyük ülke”.

Putin’in, Rusya için zaten vurgulayageldiği “büyük devlet, güçlü ülke” idealinin bir kez daha altını çizdiği yıllık ulusa sesleniş konuşması; yani “başkanlık” hitabı, ülkedeki en önemli siyasi olaylardan biri sayılıyor. Şimdiye dek 11 ulusa sesleniş konuşması yapan Putin’in, her bir konuşması yaklaşık bir saat sürüyor. Putin yönetimi eliti, yani Rusya’nın siyasetine yön veren yaklaşık bin kişinin katıldığı bu konuşmalar satır aralarında, Kremlin’in zihin dünyasında geçen yıldan kalan hesapları ve bunların gelecek yıla yansıtılacak yönlerini ortaya koyuyor. Konuşmanın geri kalan tarafları, iç politikaya yönelik idealler ve icraatlarla dolduruluyor. İşin dış politika kısmında, kartlarını (tabii açmak istediği kadarını) bu konuşmalarla ortaya koyuyor Kremlin. İç politika kısmındaysa, dış politika için üretilecek toplumsal rızaya dair iştah kabartıcı süslemeler yer alıyor.

Açılan kartlarda ne var peki? Her şeyden çok ve önce Suriye ve bağlantılı olarak da Türkiye…

Putin, Türkiye’den bahsederken, önceki günkü konuşmasında (ve diğer açıklamalarında da) kişisel bir kızgınlık ve husumet tonlaması ile konuşuyor. Ancak, ilk açıklamalarında “Türkiye” diyerek bir bütünden bahsederken, şimdi “Türk halkı” ve “Türk seçkinleri” arasında bir ayrım yapıyor. Bu yaklaşımın da çeşitli sebepleri var elbette. Bir kere, şimdiye kadar yapılan Rusya misillemelerinin başlıca mağduru sıradan Türkiye vatandaşları. Rusya yerleşmiş, Rusya ile ticaret yapan, orada eğitim görenler… Israrla, “çalışkan, yardımsever ve yetenekli Türk halkını”, “Türk seçkinlerinden” ayrı tutarak da, misillemelerin şimdiye kadar vurduğu kesime aslında düşmanlığı olmadığını iddia ediyor Putin…

Türk seçkinleri”, sadece Erdoğan ve çevresi değil Kremlin’e göre. Bu “yönetici elit” kavramını ben şöyle yorumluyorum: bu vurgu aynı zamanda, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne de gidiyor. Tabii, TSK’nın NATO bağları ve onunla da beraber Pentagon nezdindeki ağırlığı var Kremlin’in zihninde.

Bugün, ABD yönetimine de baktığımızda, Rusya ile hiçbir şekilde işbirliği yapılamayacağını ve Putin’in “bir numaralı düşman” olduğunu öngören başlıca tarafların biri, Pentagon. Buna karşılık, Washington’da “demokrasi çizgisinden kayan Türkiye, görünüşte müttefik veya diyalog ortağı olup da ABD çıkarlarına aykırı hareket eden Ortadoğu ülkeleri” yerine, pekâlâ Rusya ile ortaklık veya en azından “çıkarlar doğrultusunda akıllıca işbirliği” yapılabileceğini öne sürenler de var.

Kremlin, “IŞİD petrolleri” açıklamalarıyla, kendi elinde olmayan bir kartı ele geçirmeye oldukça yaklaşıyor –Batı İttifakı ülkelerinin yakınlığı, belki de ileride de Suriye konusunda desteği…

Türkiye’nin, AKP yönetimi ve özellikle de Erdoğan’ın, Batı kamuoylarında epey aşınmış imajına, bir darbe daha indiriyor Kremlin yönetimi. Böylece, Batı ülkelerinin, Türkiye ile “çıkarlara dayalı işbirliği” yaklaşımı da, uluslararası kamuoyunda iyice antipatiyle karşılanma yoluna giriyor.

Öte yandan da, Rusya yönetimi, kendi iç desteğini sağlamlaştırmış oluyor. Putin’in hitabında özellikle ön plana çıkan kesim, “gençler ve çocuklar”; onların eşit fırsatlara sahip olması gerektiği vurgusu ile de Kremlin, geçmişe sık sık atıfta bulunan söylemini geleceğe bağlamış oluyor. Putin’in konuşmasında geçen ifadelere bakılırsa, organik tarımdan sağlıklı yaşama, Rusya nüfusunun uzayan yaşam beklentisi ve nüfus artışına, ülkeyi parlak bir gelecek bekliyor. Gelecek nesillerin refahı, sağlığı, bereketi ve afiyeti de bir tek şeye bağlı; bugünün savaşını kazanmaya…

Türkiye’de de benzer söylemleri hep duyuyoruz.

Putin’e dönersek; konuşmasının en başı da, Suriye’deki savaşın gereğini, “Eğer onları, şimdi Suriye’de durdurmazsak, savaşı buraya taşıyacaklar…” diye açıklıyordu. Konuşmanın sonu ise, 19. yüzyılın sonunda periyodik tabloyu oluşturan –yani kimyayı yerli yerine oturtan, düzene koyan Rus bilimadamıDmitry Mendeleyev’in bir sözüne atıfla bitiyordu; “Aramızdan dağınık duranlar yok olacak. Gücümüz birliğimizdir; iç zenginliğimiz ve barış sevgimizin doğal gelişimidir”.

Peki, bu konuşmada olmayan neydi?

Ukrayna…

Çünkü Rusya’nın bu savaşı (tıpkı Suriye Savaşı’nın Türkiye’ye verdiği zarar gibi), ülkeye çok zarar verdi, veriyor. Şimdi “Stalingrad ruhunu” canlandırma zamanı…

oneysezin@hotmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums