Bölünmüş bir ev

  • 26.07.2015 00:00

 Bundan 157 yıl önce, geçmişin “Yeni Dünyası”nda bir konuşma yapıldı.

Dönemin senatörlerinden Abraham Lincoln, Amerika’da bir konuşma yaptı; konuşmada, “Kendine karşı bölünmüş bir ev, ayakta kalamaz” dedi.

Orijinal hâliyle; “A house divided against itself cannot stand”.

Bugün de, Türkiye’nin durumunu, “kendi içinde bölünmüş bir ev” kadar da güzel anlatan bir benzetme, metafor yok.

Türkiye siyasetinde bu kadar gündem maddesi olan Kobane ve çevresinde, geçmişin “Suriye topraklarında” birbiriyle çatışmaya giden IŞİD ve diğer radikal cihatçı örgütler bir yanda, PKK/ PYD Kürt gruplar öte yanda savaştı, savaşıyor. Çoğu zaman da, aynı kökenden insanlar, Kürtler, farklı cephelerde çatışıyor.

Cephenin bir yanındaki IŞİD, savaş hukuku tanımayan, İslam kaynaklı söylem kullanarak şiddetin en ağır ve kural tanımaz biçimini, düşmanlarına layık gören bir örgüt. Bir IŞİD üyesi, ölse de, öldürse de “Cennetlik”. Batı ülkeleri kadar, Kafkaslar ve Japonya, Hindistan gibi hiç beklenmeyecek ülkelerden katılımla büyüyen bir örgüt IŞİD. Türkiye’den binlerce genç de, IŞİD söylemlerinin cazibesine kapılıp, saflarına katılmaya gitti, gidiyor.

IŞİD’in pimini çektiği şiddet olaylarında, son bir haftada, Suruç’ta 32 kişi; ardından da, Diyarbakır, Adıyaman ve Urfa’da güvenlik güçlerinden, asker, polis derken altı kişi yaşamını yitirdi –tümü gencecik insanlardan bahsediyoruz.

Şimdi, Türkiye’de hükümet ve devletin, “yeni” bir politikası var; tüm “terör örgütleri ile eş zamanlı mücadele”. IŞİD, PKK, DHKP-C’ye aynı anda operasyonlar yapılıyor.

Muhtemelen, Suriye’ye bir kara harekâtı da, “bir ara” gerçekleşecek. TSK, zaten Suriye sınırında, muhtemelen 2-3 Ağustos’taki YAŞ kararları sonrasında kesin emri verilecek, bir “güvenlikli bölge” operasyonuna hazırlanmaktaydı.

Suriye sınırı boyunca “ABD-Meksika sınırı örneğinde olduğu gibi” duvar örme projesi de, gene gündemde…

Türkiye’de devlet, belli ki, kendisine yönelmeye başlayan IŞİD tehdidinin dallanıp budaklanmasını engellemeye çalışırken, Suriye’nin Kuzeyinde, “Batı Kürdistan” olarak da nitelenen bölgede, Rojava’da, PKK/ YPG’nin güçlenmesinin önünü kesmek için de askerî tedbir alıyor olacak.

Batı İttifakı çerçevesinde de, NATO ve özellikle ABD ile işbirliği ile IŞİD’e karşı cepheyi daha “doğrudan” açıyor olacak. Böylece, Batı ile olan ilişkiler rayına konacak.

İç ve dış politikada, bir içerik değil, tarz ve üslup değişiminden bahsediyoruz. İçerik ve yönelimde, hedeflerde değişme olmazken, “algı yönetiminde”, Türkiye içi ve dışına verilen imajda, daha incelikli tavırlar benimsenecek. Bu yönelim, zaten seçimler öncesinde de vardı; AKP, zaten Batı İttifakı ile ilişkilerini düzeltmeye, negatif algıları kırmaya çalışıyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu, dahası istihbarat ekibi ve devlet kurumları, seçim sonrası belli ki, çok daha koordineli, çok daha uyumlu çalışıyorlar.

AKP, üslup değişikliğini özenle inşa ediyor.

Vitrindeki değişim süreci, iç politikayı da doğrudan etkileyecek, şekillendirecek. Olası sonuçları öngörmek zor değil.

Önümüzdeki dönemde, hâlâ iktidarda olan, hükümetin sahibi AKP, kendi üzerinde biriken iç siyaset stresini, MHP- HDP zıtlaşması ve radikal Türk milliyetçiliğinin ağırlığını MHP’nin devir alması ile atmaya çalışacak. MHP, “terörle savaşan” AKP’nin “arka bahçesine” dönecek.

HDP, “PKK ve IŞİD’in aynı kefeye konmasına” karşı çıkacak. Bunun üzerine, HDP üzerinde, “PKK bağını kes, örgütü kına” baskısı yaratılacak.

Bu süreçte, CHP ile HDP arasında oluşan paslaşma, diyalog ortamı baltalanacak. CHP üzerinde, koalisyon ortaklığı ihtimali baskısı ile “tüm terörle mücadelede” hükümete destek olması istenecek. Karşı çıkan CHP’liler ve hükümete muhalif isimler de, “terör örgütü yanlısı”, “koalisyona karşı oyunbozan” olarak damgalanacak. Böylece, CHP, politikasızlaştırılıp, tutumsuz çizgiye geri itilecek. “Ekonomi teknokratlığı” rolüne sıkışacak.

Muhalefet partilerinin açıkları, zaafları bu şekilde, istismar edilerek, AKP’nin güçlenmesi sağlanabilir. Çok zeki hareketler bunlar.

Türkiye’nin devlet dışı güçleri, medya- muhalif siyaset- sivil toplum, bu algı operasyonuna karşı duracak basireti gösterebilir mi? Zor…

Ama…

Kendine karşı bölünmüş bir ev de, ayakta kalır mı? Bu da zor…

oneysezin@hotmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums