Dalgakıran Mahkemesi

  • 12.04.2014 00:00

 Türkiye’de Anayasa Mahkemesi, sürekli kabaran taarruz dalgasının hedefindeki hak ve özgürlükleri koruyan bir dalgakırana dönüştü.

Oysa Anayasa Mahkemesi, böyle bir görev üstlensin diye kurgulanmış değil.

Bu Mahkeme, Türkiye’de sağ iktidarların kronik sorunu olan, yürütmenin sürekli yetki alanını genişletmeye çalışması ve yargının da, bu sınır tanımazlığı engelleme çabasının yarattığı gerilime bir çare olarak, 1961 Anayasası ile kuruldu.

Ama bu çatışmanın doğurduğu meseleler süregeldi; Anayasa Mahkemesi de hep, bu gerilimin gergin aktörlerinden bir oldu.

Yalnız, şimdi “eskiyle” “yeni” arasında ciddi bir fark var. Anayasa Mahkemesi tarihi boyunca, hep askerî vesayet sözkonusuydu. Bugün, artık, eli silahlı bir devlet kurumu, siyaset üzerinde baskı oluşturmuyor.

Ancak, eski travmaların cinleri şişeden çıkarılmaya çalışılıyor ki; hak ve özgürlükler alanının, bizzat, ipteki tek cambaz sivil iktidar tarafından boğulmakta olduğu göze batmasın.

Anayasa Mahkemesi’nin, bugün temel hukuki dayanağı 1982 Anayasası. Ve, geçirdiği tüm tadilatlara rağmen, hâlâ bir “askerî darbe anayasası” vasfını koruyan bu hukuki metin bile, içine sürüklendiğimiz bu tuhaf ve korkunç noktada, “özgürlükleri korur” hâle geldi.

Bu utanç da, hepimize yeter herhalde.

Yürütmenin her alanı kaplamaya çalışan hoyrat aşırılığından dolayı, Anayasa Mahkemesi, “Konjonktürel Kahraman Demokrat” olmak zorunda kalıyor.

Yeni anayasa beklerken, eski darbe anayasasının mahkemesi, “demokrasi umudu” oluyor.

2010’daki referandumda anayasaya yapılan “reform” kabilindeki değişiklikler, ne kadar kısıtlı demokratikleşme adımı olsalar da, AKP’ye “fazla” geliveriyor.

Macaristan ve Türkiye; malum, her iki ülkede de, “çoğunlukçu” iktidarlar, “halk devrimi” yaptıkları iddiasıyla, yasama, yürütme, yargıyı tekeline alıyor.

2013’te, Macaristan’da da “Anayasa Mahkemesi Krizi” yaşanmıştı.

Meclis’te anayasal çoğunluğa sahip Fidesz iktidarı, Anayasa Mahkemesi’ni, sürekli ayağına dolaşan bir engel olarak gördü. Gerçekten de, Macaristan Anayasa Mahkemesi, 1989’da demokrasiye geçiş sırasında, ülkedeki demokratik dengelerin sigortası olarak kurgulanmıştı.

Türkiye’de bu denli büyük tartışma yaratan “bireysel başvuru hakkının”, Macaristan vatandaşı olmayanlar için de güvence altına alınmış bir hak olduğuna dikkat çekersek, Budapeşte’deki Anayasa Mahkemesi’nin özgürlükler açısından standart farkı daha iyi anlaşılır herhalde.

2013’te Fidesz, sahip olduğu parlamento gücünü kullanarak Macaristan Anayasa Mahkemesi’ni bir günde, “mega-değişiklikler” adı verilen bir paketle, resmen vitrin süsüne çevirdi.

Zaten, 2012’de Fidesz, başka hiçbir parti, siyasi taraf ya da sivil toplumun görüşünü, rızasını almadan, toplumsal uzlaşma aramadan, ülkenin Anayasa’sını baştan aşağı değiştirmişti. Hıristiyan Muhafazakâr görüşler doğrultusunda yazılan ve hak-özgürlükleri budayan, milliyetçi vurguları pek ağır bu Yeni Anayasa, daha bir yıl geçmeden daha da kısıtlayıcı bir metne dönüştürüldü. Anayasa Mahkemesi’nin, 1989’da öngörülen “demokrasinin koruyucusu” olma özelliği de yok edildi.

Türkiye’deki muadili, bakalım, ısrarlı “gayridemokratik” tsunamiler karşısında, daha ne kadar “ezkaza dalgakıran” kalabilecek?

 

PINAR SELEK İÇİN

1998’de yeni gazeteciliğe başlarken, Pınar Selek, sanıktı. Yıl 2014, Selek müebbetlik.

Türkiye Hâlâ Tanığız Platformu da, 16 yıldan beri Selek’le dayanışmaya çalışıyor.

Selek ve devletin düşman biçtiği tüm masumlar üzerinde kurduğu tahakkümü protesto etmek isteyenler, 13:00’te Galatasaray Lisesi önünde buluşuyor.

Selek’e karşı dalgayı da artık kıralım.

oneysezin@hotmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums