Özellikle seçimlere parti olarak girme kararı aldıktan sonra HDP’ye yönelik ilgi daha da arttı. Hemen herkes 7 Haziran Seçimlerine HDP’nin damga vuracağı, seçim sonuçları ve oluşacak iktidarı en çok etkileyecek partinin HDP olacağı konusunda hemfikir.

Yapılan kamuoyu yoklamaları HDP’nin yüzde 10 dolayında oy alacağını ortaya koyuyor. HDP’nin yüzde 10 barajını aşacağına yönelik tahminler ağırlıkta olmakla birlikte, kuşkusuz ki baraj altında kalma olasılığı da var. HDP’nin barajı aşması durumunda en az 55-60 milletvekili çıkaracak olması ve baraj altında kaldığında ise bu milletvekillerinin büyük çoğunluğunun AKP’ye gideceğinin bilinmesi HDP’nin önemini daha da arttırıyor.

Bu gerçeğin farkında olan AKP, iktidarını sürdürebilmek ve başkanlık sistemini hayata geçirebilmek için HDP’yi baraj altına itme gayretinde. Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere AKP’den HDP’ye yönelik bir sözlü saldırı başlatılmış durumda. Daha önceleri en büyük hedef olan CHP’nin yerini bu kez HDP aldı. HDP’nin barajı aşmasının başkanlık hayallerinin sona ermesi, hatta iktidarın riske girmesi anlamına geldiğini iktidar çok iyi görüyor.

AKP yöneticilerinin HDP’ye yönelik suçlamaları arttıkça ülkenin çeşitli yerlerinde HDP’ye yönelik saldırılar da artıyor. Bilecik’te, Uşak’ta, Rize’de, Balıkesir’de, Bursa’da HDP bayrakları indiriliyor, yakılıyor, binalarına saldırılıyor. Pazar günü açılan Mudanya ilçe örgütünün bayrakları açılış öncesi indirilmiş, açılış sırasında da küçük bir ırkçı grup açılışı önlemeye yönelik provakasyon yapmaya çalışmış, HDP’lilerin soğukkanlı tavırları olayları önlemiş.

Demokrasiden, milli iradeden söz edenler yasal bir siyasi partinin faaliyetlerini önlemeye çalışıyorlar. Demokrasiyi sadece kendileri için geçerli sayanlar, farklı kimlik, inanç ve düşünceye tahammülü olmayan tek tipçi ırkçılar HDP’nin gelişiminden rahatsız oluyorlar. Yıllardır “Türk”, “Sünni Müslüman”, “erkek” kimliklerinin egemenliği ile yaşayanlar, buna destek olanlar Kürtlerin, Çerkezlerin, Alevilerin, diğer inançların, kadınların, emekçilerin, LGBTİ bireylerin eşitliğini kabul etmek istemiyorlar.

Bir yandan AKP’nin kendi egemenliği için en büyük tehlike gördüğü HDP’ye yönelik korkusu; diğer yandan ırkçıların, tüm mağdur ve farklıkların HDP’de birleşmesi karşısında duyduğu korku ile birleşiyor, HDP’ye saldırıya dönüşüyor. Ancak bu saldırıların başarıya ulaşması olanaksız. HDP, halkın tüm kesimlerinden büyük destek alıyor ve gün geçtikçe büyüyor. Diktatörlüğü önleyecek, demokrasiyi geliştirecek tek gücün HDP olduğunu artık herkes görüyor.

HDP bu ülkede toplumun farklı kesimlerinin bir arada siyaset yaptığı bir parti ve farklılıkların bir arada, eşit olarak, barış içinde yaşamasının güvencesi. HDP güçlü biçimde Meclis'e girdiğinde ülkenin birliği, bütünlüğü de güvence altına alınmış olacak. HDP’nin baskılarla, zorla meclis dışına itilme çabaları ise, olsa olsa ülkenin parçalanmasından yana olanları sevindirir, onların amacına hizmet eder.

HDP’nin seçim bildirgesi HDP’nin amaçlarını çok açık biçimde özetliyor. Hâlâ HDP’ye “bölücü” gözüyle bakanlar ya “kör” ya da bilinçli olarak konuyu çarpıtmaktadırlar. HDP’nin seçim bildirgesinden bir paragraf ile yazıyı bitirmek istiyorum;

“HDP, bütün halkların farklı kimlik ve kültürleriyle, anayasal güvence altında birlikte yaşaması, geleceğimizin ve kalıcı barışımızın sağlanması için çalışacak. Coğrafyamızdaki bütün halkların, çözüm süreci ekseninde daha da belirginleştirdiği birlikte yaşama iradesini sonuna kadar savunacak”.

twitter.com/aserdaresen

Bursaport