Reyhanlı katliamı ve ırkçılık

  • 19.05.2013 00:00

 Yazının başlığına bakıp Reyhanlı’da gerçekleştirilen katliam üzerine uzun politik yorumlar yapacağımı düşünmeyin.

İnce hesaplanmış, barış sürecini kesintiye uğratmak isteyen bir provokasyon girişimidir, nokta.

Sonrası tam bir netleşme sürecidir.

“Arap Baharı” halk ayaklanmaları ile diktatörlükleri teker teker devirmeye başladığından beri, Kemalistler ve Türk Solu’nun tamamına yakını, Müslüman ülkelerde devrimin Hristiyanlar ya da ateistlerce gerçekleşmesini beklercesine, küçümsedi, dudak büktü. Bu küçümseme, ayaklanmalar yayıldıkça, Suriye örneğinde daha da belirginleşip, aşağılamaya, diktatörlüklerin “utangaç” desteklenmesine dönüştü. Diktatörleri “unutup” ayaklananlarla uğraşmaya başladılar.

Tüm iç savaşlarda olduğu gibi, yüz binlerce Suriyeli topraklarını terk edip, “bizim” topraklara sığındığında, mültecilere karşı sokaklara dökülecek kadar pusulayı şaşırdılar.

Reyhanlı katliamından sonra mülteciler, yeniden ırkçı ve faşist saldırıların hedefi haline geldi. Basında bu saldırılara ve mültecilerin yaşamlarına dair haberler yer almaya başladı. Saldırının ardından mültecilerin linç edildiği “iddia” edildi, bunu bilmiyoruz. Ama kalemi eline alan herkes, “mültecilerin arabalarının tahrip edildiğini, eczanelerden ilaç alamadıklarını, hastaneye gidemediklerini, burada ölümü beklemektense kendi topraklarında bombalanmayı göze alıp geriye dönmek istediklerini” yazdı, bunu biliyoruz. Herkesin bildiği durum bu, kimisi utanarak, kimisi de utanmadan kabulleniyor.

Yüz bini aşan mültecinin kimlerden mürekkep olduğunu bilme şansımız yok. Ama aralarında binlerce çocuk, yaşlı, hasta, yaralı, sakat olduğunu bilmek için müneccim olmak gerekmiyor.

Düşünün, binlerce çaresiz insan ölümden kaçıp “bize” sığınıyor, ama bizim faşistlerimiz onların en temel insani haklarını engeller onlara saldırırken, bizim bazı “solcularımız” bu utanç için öfkeleneceğine, mültecilerin arasında direnişçi olup olmadığını soruyor.

Bizim ülkemiz de, 12 Eylül darbesinden sonra, on binlerce mülteci yollamıştı başka ülkelere. Bunlar arasında da binlerce “direnişçi” vardı. Hatta bunu yürüyüşlerle, yayın organlarıyla cümle aleme ilan ederlerdi. Kimseler itiraz etmezdi onların direnişine. Çünkü ahlakiydi, meşruydu, görevdi, haktı.

Esad denen diktatöre direnmek de aynen böyle ahlakidir, meşrudur, görevdir, haktır.

Bu coğrafyada ölümden kaçıp bize sığınanlara yapılan her saldırı, insanlığa yapılmış bir saldırıdır.   Bahaneler aramak, ırkçılığa sessiz kalmak, politik ikiyüzlülüktür, ahlaki olarak kirlenmektir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums