Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz

  • 5.01.2015 00:00

 Başında fiilen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olduğu AKP'nin 1 Kasım'da yüzde 49 oy ve (son sayımda) 317 milletvekili ile kazandığı büyük seçim başarısında rol oynayan başlıca etkenleri şöyle özetleyebilirim:

İktidarın muhalifleri “hain” ilan ederek toplumu kutuplaştırması; emrindeki medya ile gerçekleri tepetaklak etmesi; muhalefetin yardımıyla seçmenin önemli bir kısmını istikrarın ancak tek – parti hükümetiyle sağlanabileceğine ikna etmesi; MHP'nin Bahçeli, HDP'nin de PKK “hendeği”ne düşmesi.

Elbette ki yönetimin seçimle belirlendiği herhangi bir ülkede, bir partinin  yüzde 49 dolayında oy toplaması, büyük başarıdır. Ne var ki, tek başına yüzde 49 ya da 59 oy ne siyasi, ne de ekonomik istikrarın güvencesi olabilir. İstikrar ancak yurttaşların temel hak ve özgürlüklerinin saygı gördüğü yerde mümkündür. Ne yazık ki, bu seçimin başta gelen olumsuz sonucu, yüzde 49'un otoriterleşmeye onay vermesiyle toplumda kutuplaşmanın zirve yapması. Açıktır ki, toplumun AKP'ye oy vermeyen yarısı Erdoğan yönetimine, Cumhuriyet tarihinde belki hiç görülmediği ölçüde büyük bir tepki duyuyor.

Birbirinden çok farklı kesimler AKP iktidarından alabildiğine hoşnutsuz. Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana kimliklerinin inkarına karşı direnen Kürtlerin gönüllerini kazanamayan hiçbir iktidar uzun süreli olamaz. AKP iktidarı Kürtlerin en azından bir kısmının desteğini geri almayı başardıysa da, ülkenin en büyük dinsel azınlığı olan Alevilerin hemen tamamı, inanç özgürlükleri kısıtlandığı, kendilerine Diyanet dini dayatılmak istendiği için, en azından 1990'lardan bu yana çok şikayetçi. Hayat tarzları itibarıyla belki Türkiye'nin en büyük azınlığını oluşturan toplum kesimi fena halde hoşnutsuz. Dindar Sünnilerin bir kısmı AKP iktidarını, temel hak ve özgürlüklerin, bu arada inanç özgürlüğünün düşmanı, İslam'ın en temel ahlaki ilkelerine sırt çeviren bir menfaat çetesi olarak algılamakta.

Yükselen işsizlik, enflasyon, azalan ihracat, dış ve iç yatırımlar, gerileyen ekonomik büyüme oranı emeğiyle geçinen toplum kesimlerinin yaşam koşullarını giderek olumsuz etkiliyor. Ekonomideki gidiş devam ettiği takdirde bu kesimdeki hoşnutsuzluğun artması kaçınılmaz. Mülkiyet hakkının bile tehdit altında olduğu koşullarda iş adamlarının iktidarın desteğini alamayan kesimi ya gazaba uğrama korkusuyla sesini çıkarmıyor ya da sessiz homurdanıyor. Hoşnutsuzlar geniş bir tabana yayılmakla kalmıyor, düne kadar birbirlerine karşı tavır almış olan farklı siyasi eğilimlerden gruplar, giderek otoriterleşen iktidara karşı ayrılıklarını bir kenara bırakarak birleşme eğiliminde.

Muhalefet partilerinin aczi karşısında, hukuk devletinin ihyası umudunu taşıyanların gözleri AKP içindeki, gidişin tehlikelerinin farkında oldukları izlenimi veren Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Ali Babacan gibi siyasilere dönmüştü. Şimdi aynı gözler, 1 Kasım gecesi “balkon” konuşmalarındaki uzlaştırıcı olunacağına, hak ve özgürlüklere saygı gösterileceğine dair sözleri nedeniyle Başbakan Davutoğlu'na çevrildi. (Erdoğan'ın 29 Ekim'de Saray'a davet etmediği Arınç ve Babacan “balkon”da Davutoğlu'nun hemen arkasında ortaya çıktılar.)

Galiba görmezden gelinmeye çalışılan nokta, gerek AKP'nin son seçim zaferinin, gerekse bizzat Davutoğlu'nun Erdoğan'ın eseri oluşu. Seçimin hemen ertesi günü gazetecilerin tutuklanması, 18 ilde “kumpas” baskını, 54 hakim ve savcıya yurtdışı yasağı getirilmesi, Başsavcılığın Hrant Dink davası iddianamesini (iddiaya göre, belirli isimlerin zanlılar arasından çıkarılması için) ikinci kez iade etmesi, hiç akıldan çıkarılmaması gereken “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözünü hatırlatıyor. Daha dar bir çevrenin unutturmaya çalıştığı bir nokta da, “paralel yapı” safsatasının “devlet içindeki her türlü illegal yapılanmayla hukuk içinde mücadele” için değil, tam tersine hukuk devletini yerle bir etmek için kullanıldığı. Benim 1 Kasım'dan çıkardığım sonuç, Türkiye'nin bir “seçimli otokrasi”ye doğru bir büyük adım daha attığı. Askere dayalı otoriterliğin yenilmesi en az yarım yüzyıl sürdü. Sandığa dayalı otoriterliğin yenilmesinin o kadar uzun sürmeyeceği, sanırım yapabileceğim en iyimser yorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums