‘Paralel devlet’ niye safsatadır?

  • 4.12.2014 00:00

 Balyoz ve Ergenekon darbe girişimleri davalarının sanıkları ve savunucuları, bu davaları milli orduya karşı “Fethullahçı kumpas” ilan ettiler.

Başında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olduğu AKP yönetimi de, 17–25 Aralık büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasıyla karşılaşınca hemen bu çok kullanışlı “teori”ye sığındı. Soruşturmayı örtbas için bunun “Fethullahçı paralel devlet” tarafından tezgâhlanan bir darbe girişimi olduğu iddiasını ortaya attı. Bu iddiayla Hizmet Hareketi’ne karşı başlattığı cadı avını, Emniyet ve HSYK’dan sonra şimdilerde Yargıtay ve TSK saflarına yayma çabalarını yoğunlaştırıyor. Beklenebileceği üzere bu çabalarında askeri vesayet yanlılarından güçlü destek görüyor. “Paralel devlet” iddiasıyla güttüğü amacın sadece büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını örtbastan ibaret olmadığı, bütün devlet cihazını kendisine tabi kılmak olduğu görülüyor.

Ben bunu görenlerden birinin de Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç olduğunu düşünüyorum. Sayın Kılıç, geçen eylül ayında “paralel yapının yargıyı ele geçirdiği” iddialarıyla ilgili olarak gazetecilere yaptığı açıklamalarda şöyle diyordu: “Belge ve bilgi olmadan insanlar itham edilerek çok ciddi yanlışlar yapılıyor… Şu şucu, bu bucu diye fişlemeler yapılıyor. Ve bu fişlemelerle, kurum amirinin bunu çözmesi isteniyor. Bu fevkalade yanlış ve kabul edilemez bir durum. Eğer böyle bir şey varsa, bunun bilgisi ve belgesi ortaya konur. Gerekli yerlere söylenir ve gerekli yer de gereğini yerine getirir. Bana da böyle fişleme usulü bir liste geldi, ben o listeyi kaldırdım attım.” (Gazeteler, 01.09.2014.) Ne var ki Sayın Kılıç, geçen hafta Hürriyet gazetesinden Murat Yetkin’e verdiği demeçte farklı konuştu. Özetle, Yargıtay’a (Yetkin’in ifadesiyle) “Gülencilerin” hakim olduğunu; Yargıtay’ı ele geçirmek için hükümetle bu “hakim grup” arasında mücadele yaşandığını; “siyasi aktörlerin, sivil toplum kuruluşlarının yargıyı ele geçirme çabasından vazgeçmesi” gerektiğini söyledi. (29.11.2014.) Hangi ortamda? Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, Yargıtay Başkanı Ali Alkan’ı Yargıtay yasasında yapılacak değişikliklere yönelttiği eleştirilerle “paralel”e “dolaylı da olsa destek” vermekle suçladığı; Yargıtay eski başkanı Sami Selçuk’un “Son dönemlerde kimilerinin yarattığı paralel yapı diye bir suç tipi ceza hukukunda yoktur… Kimse bana günlük siyasetin diliyle ‘paralel yapı’dan sakın söz etmesin ve yargıyı da kendileri gibi siyasetin içine çekmeye kalkışmasın...” dediği ortamda.

AKP yönetiminin cadı avını Yargıtay ve TSK saflarına yayma çabalarını yoğunlaştırdığı bu ortamda “paralel devlet” iddiasının neden (Sayın Selçuk’un yerinde ifadesiyle) “safsata” olduğunu bir kez daha açıklamakta yarar görüyorum. Öncelikle, bağlı olduğum ilke ve değerleri belirtmem gerekir. Ben Kemalist ya da Marxist değilim; liberal, yani özgürlükçü ve çoğulcu demokrasiye inanıyorum. Bana göre din (inanma) ve vicdan (inanmama) özgürlüğü, en temel insan haklarından biridir. Dini inançların hepsini “irtica (gericilik)” olarak görmem. Bana göre “irtica” insan hakları ve demokrasi düşmanlığıdır. Bu anlamda “irtica”nın hem dinsel hem de laik olanları vardır. Ben bunların ikisine de karşıyım.

Liberal demokrasinin temel kurumlarından biri, hukuk devletidir. Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri halen yürürlükte olan anayasanın 10. maddesinde de ifadesini buluyor: “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir… Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır...” Yani kimse anadili, etnik kökeni, derisinin rengi, cinsiyeti, siyasi görüşleri, dini inancı veya inançsızlığı gibi nedenlerle ayrımcılığa uğratılamaz. Yani kimsenin sadece Kürt, Alevi, Nusayri, gayrimüslim, kadın, Marxist, Nakşibendi, Nurcu ya da “Gülenci” olduğu gerekçesiyle kamu görevine talip olması, kamu görevine girmesi engellenemez. Kimse bu gerekçelerle kodlanamaz, fişlenemez, takibe alınamaz, kamu görevinden dışlanamaz.

Hukuk devletinin başka bir temel ilkesi, yargı bağımsızlığıdır. Yargı bağımsızlığı, yargıçların hükümet; siyasi, etnik veya dinsel bir grup dahil hiçbir dış etki altında kalmaksızın, kimseden talimat almaksızın, hukuk kuralları ve vicdani kanaatleri doğrultusunda karar vermeleri anlamına gelir. Yargı bağımsızlığı, yargıçların siyasi görüşlere, etnik kimliklere veya dinsel inançlara sahip olmamaları anlamına gelmez. Böyle bir şey zaten mümkün değildir. Siyasi görüşü olmayan, etnik aidiyeti veya inanç tercihi olmayan yargıç bulunamaz.

Hukuk devletinin yine başka bir temel ilkesi, suçun ve cezanın şahsiliğidir. Eğer “Gülenci” oldukları iddia edilen kamu görevlilerinin kanunlara aykırı davrandıkları, suç işledikleri, mensup oldukları dinsel gruptan aldıkları talimatla davrandıkları iddia ediliyorsa, bunun adil bir yargılama sürecinde, her biri için tek tek, delilleriyle kanıtlanması gerekir. Bu yapılmadıkça, hiçbir “Gülenci” cezalandırılamaz. Diyelim ki, bir veya birkaç “Gülenci”nin suç işlediği adil yargılamayla sabit oldu. Bu durumda dahi bütün “Gülenciler” suçlu ilan edilip cezalandırılamaz. Başka bir ifadeyle hukuk devletinde Mc Carthycilik, cadı avcılığı yapılamaz.

“Fethullahçı paralel devlet” iddiasının bir “safsata” olduğunu ilk kez geçen mart ayında Yargıtay eski başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk şu sözlerle açıklamıştı: “Yargıda bulunduğum 41 yıl içerisinde yargı imamı diye biriyle karşılaşmadım ve düşümde bile görmedim. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Kamuoyunu yanıltmanın bir âlemi yok. Bunlar bir iddiadan ibarettir. Bana göre, açık söyleyeyim, safsatadan ibarettir. Bu iddia konusunda bugüne kadar hiçbir kanıt, delil ortaya konulmamıştır. Paralel devlet olduğu ve onun mensubu bazı yargıçların, savcıların iktidarın üzerine yürüdüğü söyleniyor. Eğer böyle birisi varsa, bu bir kişiyse, 5 kişiyse, 5 yüz kişiyse, 5 bin kişiyse tek tek gösterirsiniz, onlar hakkında gereği yapılır. Bunu yapmaz, sürekli bu sözlerle insanları kandırmaya çalışırsanız, o sizin bileceğiniz iş...” Aynen öyle.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums