Oyalama politikalarıyla bir yere varılamaz

  • 28.10.2014 00:00

 Türkiye’nin önde gelen Kürt siyasilerinden biri olan Kemal Burkay, Hak–Par’ın 6. Büyük Olağan Kongresi’nde son iki yıldır sürdürdüğü başkanlık görevine veda etti.

Burkay, Kürtlerin kimlik haklarını savunduğu için otuz yıl İsveç’te siyasi mülteci olarak yaşadıktan sonra 2011’de yurda dönmüş ve 2012’de Hak–Par’ın genel başkanlığına getirilmişti. Veda konuşmasında Burkay, “çözüm süreci”nde gelinen noktayla ilgili haklı tesbitlerde bulundu. Özetle şunları söyledi:

“MİT ile Abdullah Öcalan arasındaki görüşmelerle gündeme gelen ‘çözüm süreci’, çatışmaların sona ereceği, ülkeye barış geleceği umudunu doğurdu. Ne var ki, PKK güçlerinin ancak küçük bir bölümünü sınır dışına çekmekle yetinirken, amacı PKK’ya silah bıraktırmaktan ibaret olan hükümet de çözüme yönelik ciddi adımlar atmaktan kaçındı. Sorun, PKK’nın silah bırakmasıyla değil Kürtlerin temel haklarının tanınmasıyla çözülebilir.”

Burkay, kongreden birkaç gün önce Bugün TV’ye yaptığı açıklamalarda da yıllardır koruduğu temel bakış açısını tekrarladı: “Türkiye’de federal bir sistem oluşabilir. Kürt halkının çoğunlukta olduğu bölge, federal bir bölgeye dönüşebilir… Biz bunu istiyoruz. Biz ayrıca demokrasi istiyoruz. Başımıza PKK gibi bir örgüt gelsin, bize adeta geçmişi aratsın istemiyoruz. Çünkü PKK demokrasiyi bilmiyor. PKK’nın halka ve diğer siyasi örgütlere yaklaşımı demokratik olmadı hiçbir zaman.” (Bugün, 22.10.2014)

Burkay’ın dile getirdiği Türkiye Kürtleri arasında “PKK vesayeti” korkusu, hiç şüphe yok ki, Türkiye’nin Kürt sorununun çözümünde hiçbir şekilde görmezden gelinemeyecek hususlardan biridir. PKK’nın Kürt kimliğinin yegane temsilcisi olma iddiasıyla ve silahlarıyla iradesini dayatma politikalarının Türkiye Kürtleri arasında yaygın bir korku kaynağı olduğu muhakkak. Bu korku nedeniyle Türkiye Kürtlerinin en az yarısı, Kürtlüğün ifadesi üzerindeki engelleri kaldırmakla yetinen AKP iktidarına oy vermekte. Bu yüzdendir ki, başta Hak–Par, KADEP ve Hüda–Par olmak üzere Kürt partileri, PKK’ya karşı tavır almakta.

Ne var ki PKK’nın Türkiye hükümetlerinin asimilasyonu baskı ve şiddetle sürdürme politikalarının bir sonucu olarak Türkiye Kürtlerinin geri kalanının desteğini kazanmış olduğu da bir gerçek. Burkay ve başkalarının iddia ettiği gibi, PKK’nın kuruluşuna Kürt siyasi hareketini kontrol altına almak amacıyla Ankara öncülük etmiş olabilir. Ama herhalde kimse bugün gelinen noktada PKK muhatap alınmaksızın Türkiye’ye ve Kürtlere barış getirmenin mümkün olabileceğini söyleyemez. Burkay’la birçok noktada benzer düşünen rahmetli Şerafettin Elçi’yi, PKK’nın desteğiyle BDP’den milletvekili seçilme tercihini yapmaya götüren gerçek de buydu.

Açıktır ki Türkiye Kürtleri üzerinde “PKK vesayeti” korkusunu ortadan kaldırmanın iki temel gereği var: Birincisi, Türkiye Cumhuriyeti anayasasının PKK dahil bütün Kürt siyasi partilerinin ortak oldukları temel talepleri karşılaması. Yani Türkiye’nin bir yurttaşlar devleti olarak yeniden tanımlanması, anadilde eğitim hakkının tanınması, idari yapının merkeziyetçilikten kurtarılarak yerinden yönetim temelinde yeniden örgütlenmesi. İkincisi ise ayrılıkçılığı terk eden, taleplerinin karşılanması halinde şiddeti de terk edebileceği işaretlerini veren PKK’ya demokratik, barışçı, meşru, yasal siyaset yapma yolunun açılması. Bunun için siyasi af ve PKK militanlarının normal hayata kazandırılmalarını sağlayacak öteki önlemlerin alınması.

Evet, Ankara bu yönde adım atmakta geciktikçe, ne Türkiye şiddetten ve bölünme tehlikesinden kurtulabilir, ne de Türkiye Kürtleri “PKK vesayeti”nden... Burkay haklıdır: “Oyalama politikalarıyla bir yere varılamaz…”

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums