Birlikte özgürleşmeye mahkûmuz

  • 13.12.2012 00:00

 Kürt milliyetçiliğinin yükseliş dönemindeyiz. Yaşadıkları ülkelerin her birinde Kürtlerin içinde bulundukları koşullar da, tercihleri de çok farklı.

 

Türkiye’nin özelliği, Kürtlerin büyük çoğunluğunun batı bölgelerinde yaşaması; son on yılda demokratikleşme yönünde (silahlı ayaklanmayı anlamsızlaştıracak ölçüde) yol almış olması. Bu nedenlerle Türkiye’den ayrılmak isteyen Kürtler hayli marjinal. Bunun için PKK, Talabani’ye gidip anayasadan etnik temelde ayrımcılığın kalkması ve genel af ilanı halinde silahları susturmak değil bırakmaya hazır olduklarını söylüyor. (Hasan Cemal, Milliyet, 16 Kasım)

Irak Kürdistanı’na gidip de, Türklerin ve Kürtlerin kaderinin ortak olduğunu görememek için gözleri milliyetçilikten kör olmak gerekir. Hasan Cemal Irak Kürtlerinin liderleri, gerek Barzani, gerekse Talabani’nin “Türkiye ile en iyi ilişki neyse onu kurmak istediklerini…”  de nakletti. Bunun (herkesin bilinçle ya da bilinç altında bildiği) tek bir nedeni var: Türkler ve Kürtler ancak birlikte özgürleşebilirler. Kürtler özgür değilse, Türkler de özgür olamaz. Bunun tersi de aynen geçerli.

AKP hükümetinin izlediği, Suriye’deki halk ayaklanması sonucunda güçlüklerle karşılaşan “komşularla sıfır problem” politikasının en başarılı sonucunun Ankara–Erbil arasındaki siyasi, iktisadi ve kültürel yakınlaşma olduğu muhakkak. Irak Kürdistanı’nda gerek iktidar partileri KDP (Safin Dizayi, Abdüsselam Raşit İsmail) ve KYB’den (parti sözcüsü Azad Cundiyani) üst düzey yetkililerle, gerekse muhalefetteki Goran hareketinin lideri Noşirvan Mustafa ile görüşme fırsatı bulduk. Hepsi, her şeyden önce Türkiye’nin Kürtleriyle barışmasını istiyor, bekliyor. Bu takdirde Türkiye, bütün Kürtlerin saygı ve bağlılığını kazanacak; Kürt milliyetçiliği Türkiye için tehdit olmaktan tümüyle çıkacak.

Türk–Kürt yakınlaşmasının bugün en büyük pürüzü PKK ayaklanması ise, en büyük güvencesi Türkiye ile Irak Kürdistanı arasında derinleşen ekonomik karşılıklı bağımlılık. Irak, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı; bu ticaretin yaklaşık % 70’i de Kürdistan bölgesiyle.  Türkiye’nin bölgenin petrol ve doğalgazına, bölgenin de Türkiye’nin know–how’ına ve yatırımlarına gereksinimi büyük. Irak Kürtleri doğal kaynaklardan elde ettikleri geliri sosyo-ekonomik kalkınmaya yatıramadıkları takdirde, “petrol laneti” denen çukura düşebilirler.

Batı basınında dün yer alan haberlere göre, Ankara yılbaşından bu yana Erbil ile kapsamlı bir anlaşma için görüşüyor; hükümetçe desteklenen yeni bir Türk şirketinin, bölgede petrol ve doğalgaz çıkarmasını ve bunları uluslararası pazarlara taşıyacak boru hatları yapmasını öneriyor. Irak Kürdistan Bölge Yönetimi (IKB) Başbakanı Neçirvan Barzani, görüşmeleri teyit etti. Washington ise böyle bir anlaşmanın Kürdistan’ın özerkliğini güçlendirerek Bağdat’ı İran’a yakınlaşmaya iteceğinden endişeli. (Washington Post, 12 Aralık 2012.) Bağdat’ın, Taner Yıldız’ın Erbil’e inmesini neden engellediği iyice anlaşılıyor.

Bölgeyi iyi tanıyan bir gözlemci şunları söyledi: “Ankara, IKB ile bir paket mutabakata varabilir. TPAO, TPIC, BOTAŞ benzeri, ama onlardan ayrı bir uluslararası şirket kurulabilir. Bu şirket IKB sahalarına ortak olup, depolama ve yüzey tesisleriyle, boru hatlarıyla altyapıyı kurmaya başlayabilir. Ceyhan’da, IKB’nin de ortak olacağı, küresel ölçekli bir rafineri inşasına girişilebilir. Burada stratejik hedef, Türkiye ile IKB’nin ‘karşılıklı bağımlılık’ temelinde, bir daha hiçbir zaman boşanamayacak şekilde birbirlerine bağlanması.”

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums