Mehmet Tıraş, 16 Nisan referandum sürecini değerlendirdi

yt

 Mehmet Tıraş, 16 Nisan referandum sürecini değerlendirdi
12.04.2017 - 17:15
2383

-Sitemizde  uzun süre sayılacak  ve düzenli olarak yazanlarındansınız, kaç yıldır yazıyorsunuz?

“Altı yılı  sizin siteniz de olmak üzere toplam sekiz yıldır internette yazıyorum,yeni çağın ‘E’ gazetecilerindenim.

-İsterseniz sorumuza  güncel olan referandum süreciyle başlayalım,  nasıl değerlendiriyor sunuz?

Başta şunu belirteyim eşit yarışılmıyor bütün devlet imkanları iktidar tarafından yanlı olarak  kullanılıyor başta da Medya..TRT iktidarın açık borazanlığını yapıyor,muhalefete yok denilecek kadar süre tanıyor.Devlet  Bürokrasisi bir siyasi parti mensupları gibi aktif Evet için çalışıyor, buna Diyanet işler Başkanlığı  (DİB) da  dahil.

Hayır demenin suç olduğu, darbeci, hatta teröristlikle ve vatan hainliğiyle suçlandığı bir ortam var..Muhalefete güvenlik nedeniyle a miting veya yürüyüş şöyle dursun, kapalı salon taoplantıları verilmiyor. Evet demenin ise vatanperverlik olarak sunulduğu demokratik olmayan,eşit yarışılmayan  bir ortamda referanduma gidiyoruz.”

-Muhalefet özgür değil mi?

 “ Hayır diyenler terörstlikle suçlanıyorsa muhalif olanlara nasıl özgür diyeceksiniz.

Başbakan Binali Yıldırım söz vermişti OHAL döneminde referanduma gitmeyiz demişti ama Cumhurbaşkanı Erdoğan OHAL en güvenilir bir ortam diyerek, Başbakanı  her zaman olduğu gibi bertaraf ederek,düğmeye bastı.Hatırlarsanız Erdoğan Güneydoğu da uygulanan OHAL’i biz kaldırdık diye hep övünürdü ama şimdi OHAL’i ülkenin yedi bölgesine 81 iline  yaydı ve OHAL’i olağan bir sistem olarak, halka Evet dedittirerek meşrulaştırıp kalıcı hale gelmesini istiyor.”

-OHAL demokratik değil mi?

Değil..Hatta Viyana Komisyonunun Türkiye  raporunda da geçiyor; OHAL döneminde anayasa referandumu yapılamaz ,yapılırsa da demokratik itibar görmez diye.Bilindiği gibi Türkiye Viyana komisyonunun üyesi bir ülke,bir asil  bir de yedek hakimle temsil ediliyor komisyonda.OHAL ile  iktidar partisi erkler ayrılığını tekbir güçte topladı,yasama ve yargı yok gibi.OHAL ilanıyla 18 maddelik tek adam yasası gündeme geldi referandum süreci başladı.”

-OHAL’in sakıncaları ney?

OHAL demek yasakların uygulanması demek.Demokratik ortamı, OHAL ile  3 aylık periyotlarla askıya alıyorlar ve insanlara hiç bir anayasal haklarını kullandırtmıyor güvenlik nedeniyle  valiler ve kaymakamlar.

Referandumdan Evet çıkarsa OHAL’i kaldırabilirler artık ihtiyaç yok ama Hayır çıkarsa uzatmaya devam ederler. “

-Referandumdan Hayır çıkarsa uzatabilirler Evet çıkarsa artık ihtiyaç duymazlar diyorsunuz, biraz açarmısnız?

Cumhurbaşkanı Erdoğan bize OHAL 3 ay değil 12 ay uzatılsa yetmez dedi..Hatta bak OHAL ile ıvır-zıvırlar ortadan kalktı dediği grev,direniş ve gösterilerin yok olduğunu söylüyor.Bir de Eğer Evet çıkarsa OHAL bu sistemin yönetim modeli olarak meşrulaşacak.Bir yerde 16 Nisan’da  OHAL’i de oylamış olacağız Evet veya Hayır diyerek.”

-OHAL’den sonraki  gelişmeleri siz çok sık yazıyorsunuz biraz açar mısnız?

“ Can alıcı bir soru sordunuz.15 Temmuz darbe girişiminden 5 gün sonra yani 20 Temmuz’da ülke genelinde üç aylık OHAL ilan edildi. OHAL ile ilişkilendirilerek çıkartılan KHK’lerle  insanlar sorgusuz sualsiz tutuklandı,meslekten ihraç edildi,yargı baypas edildi,medya ve düşünce özgürlüğü rafa kaldırıldı, muhalif olanları  tutuklanacağım korkusu sardı.”

-Neler oldu?

Neler olmadı ki askeri darbelerde bile yaşamadık biz bunları..

OHAL’den sonra KHK’lerle 200 medya kuruluşu, gazete,televizyon,dergi,radyo,ajans, yayın ve 6 bin dernek kapatıldı.

150 bin kişi kamudan görevden uzaaklaştırıldı, açığa aldılar,meslekten ihraç edildiler, 42 bin kişiyi de tutukladılar.

3 bin 500 akademsiyen üniversiten atıldı..

2 bin 500 gazeteci işsiz kaldı.

147 gazeteci tutuklandı.

4 bin hakim savcı meslekten ihraç edildi.

İkisi Eşbaşkanları olmak üzere HDP’nin 13 milletvekili tutuklanarak hapishanenelere konuldu.

DBP’sinin Kürt coğrafyasındaki 85  il ve ilçe Belediye başkanları görevden alınarak cezaevlerine gönderilirken, yerlerine bürokrasiden kayyum atandı.

Bunların hepsi OHAL’e dayandırılarak çıkartılan KHK’lerle yapıldı ve ortada bir yargı kararı yok.Daha ilginç ve hukuksuz olan ne biliyormusunuz; KHK’lerle kamudan atılanlar mesleklerini uygulayamıyorlar,yani dokdor dokdorluğunu,avukat avukatlığını, Öğretmen de öğretmenliğini yapamıyor, böyle bir şey olur mu? KHK’lerle işten atılanlara özel sektör  iş vermiyor.”

-Yani yargısız infaz mı yapılıyor OHAL ile?

Aynen öyle.AKP hükümetinin onayladığı veya onaylamadığı bir tahliye veya yargı tutuklama kararı verdiyse, o hakim ve savcılar ya ödüllendiriliyor veya açığa alınıyorlar.OHAL’den sonra KHK’lerle yukarıda da kısaca değindim yargı devredışı bırakıldı.Daha bir hafta önce aylar sonra hakim karşısına çıkartılan tutuklu  21 gazeteci ve sanatçının tahliyesine karar veren hakimler açığa alındı ve tahliye edilen gazeteciler tekrar tutuklama kararı çıkartıldı.

Başka  bir örnek vereyim yakından takip ettiğim için söylüyorum; dostum Mehmet Altan 10 Eylül 2016 tarihinden beri tutuklu ve  tutukluluğu sekizinci aya girdi şuan   Silivri ceaevinde yatıyor,niçin tutuklandığını ne kendisi biliyor ne de Avukatı, ortada bir iddianname yok..Bu durum OHAL’den sonra tutuklanan bütün gazeteciler için geçerli.Gazetecilerin tutukluluğu hükümlülüğe dönüşmüş durumda.Avukat Ergin Cinmen’nin dediği gibi tutuklu değil bunlar tutuluyorlar.”

-Referanduma dönersek bu referandumun Evet cephesinin saldırgan tutumunu nasıl okuyorsun?

Cumhurbaşkanı Erdoğan dış poliitkada ki başarısızlığı ve  özellikle de Suriye politikasının sonucu üstünden okuyuorum bu hazımsızlığı.Başarısızlığını içeride gerginlik yaratarak ve dış düşmanlara bağlayarak,  kamplaştırarak muhalefeti susturmanın taktiği olarak oylarını konselide ediyor. AB üyesi ülkelerle Almanya ve Hollanda ile yaşadıklarımızda bundan kaynaklanıyor.

Erdoğan artık Türkün Türkten başka dostu yok yoluna girdi,Devlet Bahçeli ile ittifakı da bunu teyit ediyor.Ankara’nın Ortadoğu ve özellikle de Suriye de izlediği politikası duvara tosladı ve en sonunda; Rusya’nın öncülüğünde Astana bildirisyle Esad’ın kalacağının güvencesinin altına imza attı Türkiye.Halbu ki Erdoğan Esad’a altı ay ömür biçmişti,hatta Emevi camisinde namaz kılıp çay içip döneceklerdi.. Aradan beş yıl geçti Esad  güçlenerek iktidarını sürdürüyor.Artık bizim komşumuz Suriye değil Rusya oldu.Gerginlik ve çatışmacı bir siyaset AKP’ye oy getiriyor olabilir,iktidar ömrünü de uzatabilir ama  bu ülkeye huzur,barış ve  isitkrar getirmez..Hatırlanırsa Davutoğlu Başbakan iken IŞİD’in bombalı saldırısı sonucu,103 kişinin öldüğü Gar saldırısından sonra oylarımız arttı demişti.Bir de bizim çok ciddi bir mülteci sorunumuz var; şuan Türkiye’de 3 milyon Suriyeli,1 milyon Iraklı,Afganlı ve ve Pakistanlı, 500 bin de Afrikalı olmak üzere toplam 4 milyon 500 bin  mülteci yaşıyor ve çok büyük sorun yaratıyor.Hatay’da 500 bin suriyeli yaşarken, Kilis’in yarısı Suriyeli..Görünenden ve bilinenden daha çetrefil bir şekilde Türkiye’yi sıkıntıya sokuyor  Suriye iç savaşı.”

- 18 maddelik anayasa değişkliği üzerine dönersek ne getiriyor,ne götürüyor?

Bu anayasa yargıyı tek adama yani Partili Cumhurbaşkanına bağlıyor,Meclisi işlevsiz hale getiriyor,cumhurbaşkanının yargılanması ve denetlenmesi imkansız gibi bir hal alıyor.Demokrasinin kuvvetler ayrılığı kuvvetler birliğine dönüşerek tek adamın yetkisine teslim ediliyor.Erdoğan son beş yıldır Kuvvetler ayrılığı ayak bağımız diyordu.Mesela 18 meddenin üç maddesi  evet çıkarsa hemen uygulancak, 15 madde ise 2019 yılında yapılacak olan genel seçimden sonra uygulanacak.”

-Partili Cumhurbaşkanlığına geçilince yargının yapısı nasıl olacak?

Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden 12’sini direk partili Cumhurbaşkanı atayacak, üçünü meclis seçecek. Hakim ve Savcılar Kurulu(HSK) 13 üyeden oluşacak üye sayısının 4’nü Cumhurbaşkanı direk atayacak,iki üyesi ise Partili cumhurbaşaknının  atadığı Adalet bakanı ve müsteşarı HSK’nın doğal üyesi olacak, kalan 7 üye ise meclis seçecek.Meclis çoğunluğu da Partili cumhurbaşkanının seçtirdiği adaylardan olduğu için, üye sayısı partili cumhurbaşaknın istediği kişilerden olacak..”

-Meclis partili Cumhurbaşkanın önerdiği hakimleri seçceğinin garantisi var mı?

Bu soruyu yandaş,havuz medyasının esnaf takımı ve troller çok çarpıtarak  anlatıyorlar.Bir kere milletvekilleri ön seçimle belirlenmeyecek, partili cumhurbaşaknının belirlediği kişiler seçilecek, partili cumhurbaşkanının milletvekili yaptığı kişi, partili Cumhurbaşakanının   işaret ettiği kişilere nasıl oy vermez, bu kadar da saf olmanın bir anlamı var mı?”

-Evet çıkarsa devreye sokulacak olan üç madde hangileri?

“Birisi, Başbakanlığın yerini Partili cumhurbaşkanı alacak,başbakanlık böylece tarihe karışacak..ikincisi, bakanlar kurulu dışarıdan atanacak,milletvekillerinden atanan olursa milletevekilinin milletvekilliği düşecek.Üçüncüsü ise en can alıcı nokta HSK üyeleri hemen belirlenecek.Cumhurbaşkanın yardımcıları kaç kişiden oluşacak o sayı belli değil, bu bakanlar kurulunun sayısı için de geçerli.

-Neden üç madde devreye hemen giriyor da 15 madde 2019 yılına sarkıyor?

Soru da burada düğümleniyor ya..Madem bu 18 madde Türkiye’nin ‘bekası’ içinse neden 15 madde iki buçuk yıl sonra devreye girecek?”

-Evet çıkarsa Partili Cumhurbaşkanın yetkileri neler olacak?

Yargıyı konuştuk.Partili Cumhurbaşakanının yetkileri Saymakla bitmiyor:

Bütün bürokrasideki tepe yöneticilerini partili Cumhurbaşakanı atayacak.Genelkurmay Başkanı,MİT Müsteşarı,YÖK başkanını ve üyelerini,Üniversite rektörlerini,Valileri,kaymakamları, bütün Genel müdürleri atayacak buna büyük elçilikler de dahil.Partili cumhurbaşkanı heran  OHAL ilan etme, sınırsız da KHK’ler çıkartma yetkisine sahip.

Kısacası ülke bir parti devletine dönüşecek.

Azarbeycan’da İlham Aliyev ülkesini nasıl yönetiyorsa, Türkiye’de de partili cumhurbaşakanı öyle yönetecek.”

-Batılı ülkeler de böyle bir partili cumhurbaşakanlık sistemi yok mu?

Yok..Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk usülü yerli bir başkanlık sistem diye açıklayınca.11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül böyle bir yerli başkanlık sistemi kabul edilemez ve olamaz dedi..Erdoğan bal gibi olur diye Gül’e cevap verdi.Erdoğan Partili cumhurbaşakanı sistemiyle daha hızlı kararlar alınacak diyor.Bu zamana kadar 15 yıllık iktidarında  hangi sorunu çözmek istemişte  yasalar önüne engel olmuş?Bir de asker darbeleri önleycekmiş partili cumhurbaşakanlığı sistemi.”

-Partili Cumhurbaşkanlığı darbeleri önler mi?

Darbenin siyasi ayağının ortaya çıkartılmadığı bir yerde darbeyi nasıl  önleyeceksiniz?

-Sahi15 Temmuz darbesinin siyasi ayağı niye ortaya  çıkartılmıyor?

“Bizde bu sorunun peşindeyiz aylardır..

Bu darbenin medya ayağı var,sermaye ayağı var, banka ayağı var,yargı ayağı var,esnaf ayağı var, polis ve asker  ayağı var, kamuda kadrolaşma ayağı var..Ama siyasi ayağı yok .Bu nasıl oluyor?

Darbenin siyasi ayağı ortaya çıkartılmadıkça 15 Temmuz darbesi hep şaibeli olacak.

Kontrolü darbe kavramı darbenin  siyasi ayağı çıkartılmayınca ortaya atıldı. Bu iddia yabana atılacak ve yenilir yutulur bir iddia değil.

Bu darbenin içinde Bir tane milletvekili olmaz mı,bir tane büyük şehir belediye başkanı olmaz mı?

Bugün AKP’nin içinde de diğer partılilerde de bu darbenin siyasi ayağını temsil  edenler  var ama kimse bunu dillendirmekten korkuyor.Bir tane çıksın gerisi çorap söküğü gibi gelecek.Boşuna mı deniliyor 120 ile 180 arasında milletvekilinin  Bylock kullanıcısı olduğu,en az on tane  büyük şehir belediye başkanlarının ismi dolaşıyor.

Bakın AKP’li milletvekillerinden ABD’ye gidip te Fevtullah Gülen’i ziyaret etmeden,fotograf çektirmeden gelen bir tane kişi yok,fotograflar belgeler itiraflar  hava da uçuşuyor.MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın iki sefer Pensilvanyaya Gülen ile görüşmek için gittiğini, Gazeteci Fehmi Koru yazdı ama kimse yalanlamadı.Davutoğlu Gülen ile Dışişleir bakanı olarak görüştüm Erdoğan’ın bilgisi dahilinde diyor,bundan daha ciddi belge mi olur.”

-Neden üstüne gitmiyorlar?

15 Temmuz darbesinin izini sürdüğünüzde mevcut iktidar partisine götürüyor sizi.. Darbenin siyasi ayağı TBMM’de ve Belediyelerde bu açık ve net.Ne kadar Başbakan biz temizledik dese de hiç inandırıcı değil.15 Temmuz darbesinden sonra TBMM’de darbe komisyonu kuruldu, darbenin kilit isimlerinden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulisi Akar ve MİT Müsteşarı komisyona  ifade vermeye gelmediler.

Soruyoruz Evet çıkarsa darbenin siyasi ayağı ortaya çıkacak mı?”

-Darbenin siyasi ayağı Evet çıkarsa kapanır, Hayır çıkarsa gündem de kalır mı, demek istyor sunuz?

Evet çıkarsa darbenin siyasi ayağı tamamen kapatmaya çalışacaklar.Hırsız evin içindeyse kapıyı kiltlemenin ve sokakta hırsızı aramanın bir anlamı var mı?”

-Son sözlerinizi  alalım?

“Evet çıkarsa çok kötü sonuçlar olur, demokrasi ve hukuk ortadan kaldırılıyor yerini açıkça söyleyelim OHAL alıyor. Hayır çıkarsa demokratik bir anayasa için daha geniş toplum  kesimlerinin üzerinde mutabık kalacağı bir anayasa  metni üstünde anlaşma mutlaka olacaktır. Olma ihtimali de çok yüksek.

Partili Cumhurbaşkanlığına geçilince neyi çözeceğiz Allah aşkına:Kürt sorununu mu çözülecek,iş cinayleri mi durudurlacak,enflasyon mu inecek,işsizlik mi düşecek,gelir dağılımındaki adaletsizlik mi düzelecek,turizm mi canlanacak,insanların alım gücü mü artacak?

Bu 18 maddenin  içinde yazmıyor  ama  çoğunluk üstünden çoğulculuk kavramı buharlaştırılmış durumda;  muhalefete, sivil topluma ve azınlıklara yer yok.

Her ülkede bir iktidar vardır ama muhalefet yoktur muhalefet demokratik ülkelerde olur.

Bu anayasa geçerse açıkça söyleyelim bu sistemin adı lamı cimi yok ‘Tek Adam Rejimidir..

Tek adamın adaleti olmaz.

Dileriz sonuç Hayırlara vesile olur inşallah!..

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums