Garo Paylan: Amasız fakatsız eşitlik öneriyoruz

Garo Paylan, etnik kimliği Ermeni olsa da, kendi deyimiyle kuruculuğunu yaptığı HDP içinde milliyetçilikten arındığını söylüyor. Paylan, yüzyıl önceki soykırımın, AKP zihniyetiyle Kamp Armen’e vurulan kepçeyle sürdürüldüğünü belirtti

Garo Paylan: Amasız fakatsız eşitlik öneriyoruz
15.05.2015 - 12:26
4266

 Garo Paylan, etnik kimliği Ermeni olsa da, kendi deyimiyle kuruculuğunu yaptığı HDP içinde milliyetçilikten arındığını söylüyor. Paylan, yüzyıl önceki soykırımın, AKP zihniyetiyle Kamp Armen’e vurulan kepçeyle sürdürüldüğünü belirtti

 
Günay AKSOY

HDP İstanbul 3. Bölge 2. Sıra Milletvekili Adayı Garo Paylan, Ermeni Okulları yöneticisi. HDP ve HDK’nin oluşum süreçlerinde bulunan Paylan, HDP’nin kurucu üyeleri arasında yer alıyor. Gazetemize konuşan Garo Paylan, HDP’nin farklı kimlik ve inançların bir arada, ön yargısız bir şekilde nasıl ortak cümleler kurduklarını anlattı.

Birçok farklı kesimden insanların bir araya geldiği HDP, halklar bahçesine dönüştü. Bir Ermeni olarak siz de HDP’de yer aldınız. HDP bunu nasıl başardı?

Biz bütün kimliklere eşitlik çerçevesinde bakıyoruz. Yani hiçbir kimliği alt veya üst çerçevede tanımlamıyoruz. Bütün kimliklerin demokratları HDP’de. Sonuç olarak diğer partilerde de farklı kimlikler var ama onlar efendilerinin kimliklerine biat edenlerdir. Yalnızca “hoşgörü çerçevesinde bakıyoruz” denilenlerdir. Halbuki bizde “hoşgörü” kelimesi bile bir hiyerarşi belirtir. Bizim partimizde bütün kimliklere eşitlik çerçevesinde bakılıyor. Bunu 4 yıllık yoldaşlık serüvenimde net biçimde gördüm. Hiçbir amamız yok. Hiçbir ön yargımız yok. Hepimiz belli mücadelelerden geldik. Halklar, kadınlar, ekolojistler, sol-sosyalist kesimlerden gelenler ve Kürt Özgürlük Hareketi’nden gelenler kendi cümleleriyle geldi ve ortak cümleler oluşturduk. Bir baktık ki aslında cümlelerimiz çok benzer ve birbirimizin hassasiyetlerini öğrendik. Yol arkadaşlığı çerçevesinde o ön yargıları aşındırıp ortak cümlelerimizi kurduk.

AKP ve CHP’de Ermeniler kimlik olarak kabul edilmezken, HDP’den sonra bu durum neden tersine döndü?

HDP’nin siyaset alanı diğer partileri bu yönde zorluyor. Ama Ermeni topluluğunun büyük bir çoğunluğu eşitlik temelinde bakıyor. Ben Garo Paylan olduğum için Ermeniler bana oy vermeyecek. Ben hayata eşitlik çerçevesinde bakan HDP’nin bir milletvekili adayı olduğum için Ermeniler, HDP’ye oy verecek. Ben “padişahım çok yaşa” diyen bir Ermeni olsam AKP’de olurdum. CHP’de olan bir Ermeni benim kadar şanslı değil. Çünkü soykırımdan rahatlıkla bahsedemiyor. AKP ve CHP adayları içinde en şanslı adayım. Geçmişimle yüzleşme meselesini özgürce ortaya koyabiliyorum. Eşitlik temelinde bir gelecek kurma paradigmasının aktörüyüm. Bu anlamda partimle gurur duyuyorum.

Ermeni Soykırımı’nın 100. yılında Erdoğan, ‘İstersek 100 bin Ermeni deporte ederiz’ dedi. Erdoğan’ın bu sözleri yüzleşme açısından neyi ifade ediyor?

Erdoğan geçen yıl başbakanken yayınladığı mesaj önemliydi. Samimiyet aramadık. Bizim mücadelemiz devlet katında bir üzüntü beyanını almaktı öncelikle. Ancak bu yıl bu geri adımı yaşadık. Soykırımın başladığı gün olan 24 Nisan’da Çanakkale’de bu gündemi başka bir gündemle değiştirmeye çabalayan bir cumhurbaşkanı gördük. Bu da bizim acımızın bir kez daha çiğnenmesidir. 70 bin kişiyiz ve yanlızca İstanbul’da kaldık. Oysa 77 milyon insanımız aynı zihniyetin yaşadığı, kol gezdiği ve her gün birimize kıydığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. Oysaki bu soykırımla yüzleşmek demek o zihniyeti mahkum etmek demek aslında.

Erdoğan’ın Ermenilere yönelik söylemleri seçime yatırım mı?

Milliyetçilik, ırkçılık ve dini kullanmak çok kolaydır. Ama barışı örgütlemek çok daha zordur. Barışı tuğla tuğla örgütlersiniz. Ama milliyetçilik yaptığınızda duvara bir vurursunuz çok daha büyük kitleleri etkilersiniz. Erdoğan tekrar kötülüğü yayıyor. Belki bunun nihayetinde bir iki puan oy kazanabilir ama Türkiye’yi kaybetme riski var. İnanın HDP olmazsa bugün Türkiye yangın yerine dönüşebilir. Çünkü barış diyen, kardeşlik diyen size bir saldırı olursa bile iki adım geriye atın diyen bir tek biz varız. Hrant’ın dediği gibi “Barışı büyütmek, iyiliği büyütmek çok daha zor bir şey.”

7 Haziran’da halk dur diyebilecek mi?

Türkiye insanı her şeyin farkında. Erdoğan’ın götürmeye çalıştığı yer tehlikeli bir yer. Ama hala kamplaşmış kutuplara ayrışmış bir toplum var. Çünkü herkesin bir hikayesi var. Mütedeyyinlerin kaygıları, Alevilerin kaygıları var. Biz Ermenilerin kaygıları var. “Sizi deporte ederiz” diyen bir cumhurbaşkanı var. Bütün partiler tek bir mahalleye oynuyor, tek bir kimliğe oynuyor. HDP ise amasız, fakatsız herkese eşitlik öneriyor. Herhangi bir kimliği öne koymuyor.

Başbakan Davutoğlu meydanlarda Ermeniler ve HDP’yi yuhalatıyor. Başbakan’ın bu ‘nefret’ söylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben açıkça söylüyeyim. AKP, yüzyıl önce ittahatçıların günümüzün muhafazakar versiyonu oldular. AKP bütün kimliklere parmak sallıyor. Bize biat edin yoksa başınıza bir şey gelir diyorlar. Bu yılki taziye mesajında çok önemli bir cümle vardı. Geçen yıl bütün Ermenileri taziyelerken, bu yıl “masum Ermeniler”e taziye diliyoruz diyor. Kimdi “masum” olmayanlar, eşitlik isteyenlerdi. O dönem eşitlik isteyen Ermeniler vardı. Bunun için mücadele edenler tıpkı Kürt Özgürlük Hareketi gibi. Ben onlar için katli vacip biriyim. Herkese çağrım bu kötücül zihniyete, dini kullanarak diğerlerini sömüren zihniyete dur demeleridir. Bu günaha ortak olmayın.

HDP beyannamesi halklara nasıl bir gelecek ön görüyor?

HDP’de bir araya gelirken, hepimizin cümlelerinin ortak olduğunu gördük. Beyannamede belki bir veya iki yerde Kürt kelimesi geçiyor. Diğer halkların isimlerinin geçme ihtiyacını duymadık. Bir yerde Ermeni, bir yerde Alevi kelimeleri geçiyor. İlla tanımlamamız gerekmiyor. Çünkü hangisini yazarsak bir tanesi eksik kalır. O yüzden biz “Bizler” dedik. Kürtler artık sadece Kürtler özgürleşsin diye mücadele vermiyor. Ben Roboski’ye gidiyorum, Rojava’ya gidiyorum. Mücadelemi böyle vererek iyileşiyorum. Çerkes arkadaşlarım da benim yanımda durarak iyileşiyor. Çünkü biz hastalıklı toplumuz. İyileşmemizin yolu da birbirimizin yanında durmak. Hem geçmişimizle yüzleyeceğiz. Hem de ortak bir eşit gelecek kuracağız. Büyük insanlık çağrısı o nedenle büyük ses getirdi.

HDP büyüme ve yayılma döneminde yerelde ne gibi sancılar ve zorluklar yaşadı?

Dalga dalga katılımlar sürüyor. Merkezden oluşturduğumuz ortak cümleler yerellere yayılıyor. Yerelde çoğulculuk arayışı da daha üst seviyeye çıkıyor. Bende de Ermeni milliyetçiliği vardı. O milliyetçilikten arındım. Bir araya gelmek panzehirimiz oluyor. İyileşme böyle bir şey. Bütün örgütlerimizin bunu yapması gerekiyor. Yerel mekanizmalarımızın çoğulculaşma arayışına girmesi lazım. Milliyetçilik bir araya gelerek aşılır. Bizler sadece güller bahçesi değiliz. Ortaya koyduğumuz ilkelerle gelin hep beraber iyileşelim diyoruz. Önce kendi içimizde iyileşelim ki bu iyliği her tarafa yayabilelim. İçimizdeki travmalardan arınalım. Bunu ancak birbirimize dokunarak başabarabiliriz.

Soykırımın devamını o kepçede gördük

Kamp Armen’in yıkım kararını  nasıl değerlendiriyorsunuz?

Orası bir Ermeni Vakfı’na aittir ve gasp edildi. Üzerinde de çocuk emeği vardı. Yani buldozerin yıktığı tuğlaları çocuklar koymuştu. Harcını çocuklar yapmıştı. Ama o zihniyet bir daha o buldozerin kepçesinde oraya geldi. O kepçeyi tutan operatör oranın hikayesini bilmiyordu. Ama ona anlattığımızda benim de çocuklarım var ve yetim hakkını yıkamam deyip geri çekildi. Soykırımın devamını o kepçede gördük. Hani Erdoğan diyor ya, tarihçilere bırakalım bu meseleyi. O zaman bugünden başlayalım geriye doğru dönelim. Gelin Tuzla’dan başlayalım. Gasp edilmiş bir malımız var. Önce o malı iade edin. Sonra Roboski’nin adaletini verelim. Sonra daha geriye gidelim Sivas’a bakalım. Daha geriye gidip Varlık vergisine bakalım. 6-7 Eylül olaylarına bakalım ve Soykırıma gelelim. Madem başından başlayıp bugüne gelemiyoruz. Bugünden başlayalım.

Kamp Armen konusunda somut bir projeniz varmı?

Kamp Armen, Ermeni Vakfı’nın parasıyla satın alınmış bir yerdir. 1973’te bu devletin yargıtayı yabancı vakıflar mülk satın alamaz diye bir karar çıkardı. Düşünebiliyor musunuz binlerce yıllık bir kadim halkın vakfına yabancılar dedi. Böylece vakfımızın malına el konuldu. Biz diyoruz ki burası bir devlet tassarufuyla gasp edildi. Burası kamulaştırılmalı ve hak sahibine iade edilmelidir. 1500 Ermeni çocuğu ordan geçti ve emekleri var. Çözeceksek Kamp Armen’den başlayalım, kamulaştırın ve iade edin. Aksi takdirde bizim nöbetimiz devam edecek.

 

Rüzgar bizden yana esiyor

Yunanistan’a gidip Syriza zaferini yakından takip ettiniz. Bu rüzgar HDP’yi nasıl etkileyecek?

Bizi etkileyen iki rüzgar var. Birincisi Rojava ve Kobanê’deki özgürlük rüzgarı. İkincisi hemen batımızdaki Yunanistan’daki Syriza rüzgarı. Syriza ve partimiz çok benzeşiyor. Orada da yıllardır süren ve CHP’ye benzeyen Pasok partisi vardı. Sağda da AKP’ye benzer sağ bir parti vardı. Ama tüm bunlardan öte kimliklerle derdini çözmüş, eşitlik temelinde bakan, sol politikayı savunan bir partinin yükselişini gördük. Syriza oradaki müslüman Türk kesiminin yüzde 90 oyunu aldı. Çünkü diğer partiler eşitlik temelinde bakmıyorlardı. Oradaki azınlık dedikleri yani şu anda eşit olmayan müslüman kesimin yüzde 90 oyunu aldı. Bu anlamda bize çok benziyor. Kobanê rüzgarının da Syriza zaferinin de buraya yansımaları olacak. Syriza’nın da desteklediği HDP, seçimlerden başarıyla çıkacak.

http://ozgur-gundem.com/haber/133850/amasiz-fakatsiz-esitlik-oneriyoruz

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums