Ada atlarına merhamet eden yok mu?

  • 21.07.2015 00:00

  1 ay kadar önce sevgili bir ahbabım, Büyükada'da yeni yaşamaya başladığı evinden Çankaya Caddesi'ne çıkıyor ki-

Sürücüsünün (artık ne oldu, neden korktularsa) zapt etmekte zorlandığı iki at son sürat giderlerken, karşıdan gelen faytonla şiddetle çarpışıyor!
Ve bir at anında ölüyor, diğeri ağır yaralanıyor; Fatoş o at da mutlaka ölmüştür kanaatinde.
Facebook'taki hayvanseverlerin sayfalarında çıkmış fotoğrafları o korkunç kazanın.
Bir hanımefendi canhıraşça bağırıp tepkisini ortaya koyuyor.
(Sonra da fotoğraflarını çekiyor.)
Fatoş sarsıla sarsıla ağlamaya başlıyor.
O kadar.
Kalabalık, merak duygusunu doyurmasının akabinde, sessizce dağılıyor.
Adalarda yaşanan fayton kazalarında birçok at hayatını kaybediyor
 
 Asıl vahimi, sitenin bekçisi daha sonra Fatoş'a adada yaşayacaksa, bu tarz fayton kazalarına, at ölümlerine alışmasını öğütlüyor!
Türkler'de adet olduğu, benim dehşete düşmeme mahal olduğu üzere.
Şimdi hakikaten merak ediyorum; adalarda fayton sürmek için ''kullanılan'' atların durumunu merak eden, dahası çalıştırılma, yaşama koşullarını sorgulayan hayvanseverler yok mu?
Onlara sesleniyorum: adadaki atların insanlıkdışı / hayvanlıkdışı koşullarda çalıştırılmasına, hayatlarının bir 
eziyet silsilesinin ardından sonlanmasına bir DUR! demeli. 
 
Fatoş o günden beri faytona binmiyor.
Haklı da.
Kendini Formula 1 yarışçısı zannedip muhtelif deparlara kalkan ''hız hasstası'' faytoncular da var. 
(Aynen yolu boş bulunca manyağa bağlamakta beis görmeyen taksiciler misali.)
Adada yaygın olarak kullanılan / kiralanan bisikletlere ''kıl'' olup faytonlarını inadına bisikletçilerin üstüne süren, kaldırımlara filan çıkıp yayaları tehdit eden ''arıza ağbi'' faytoncular da.
 
Atların HANGİ koşullarda yaşatıldığı da, sorgulanmaya değer.
Yeterince sağlıklı besleniyorlar mı? Gereken aralıklarda su içmeleri temin ediliyor mu?
İyi koşullarda barınıyorlar mı? Gerektiği kadar dinlenebiliyorlar mı?
Bütün bunlar, çoğunlukla mükemmelen yerine getiriliyor da olabilir. Dilerim, öyledir.
Ama bu mühim konuda bilgilendirilmemiz şart.
Hesap verebilirlik, demokratik toplumun olmazsa olmazı.
Üstelik her konuda!
 
Bazı faytoncuların Büyükada caddelerini yalnızca kendi tekellerinde olması gereken pistler sanmaları; yayaların 
haklarını hiçe sayma tercihleri, alışkanlıkları bir yana- (Ki, bu mevzu da NİYE bir yana olsun?)
Böylesine insan ve hayvan hayatına saygısız ve kaygısızca fayton sürenlerin, atlarına GEREKTİĞİ GİBİ 
bakma ihtimalleri, nedir acaba?
 
Bir başka mevzu da, illa da Büyükada'da aradıklarını (her neyse, artık) bulan, akın akın gelen Arap turistler.
Ve de: yeşil- alan özürlü bir şehir olarak kurgulanan İstanbul'un muhtelif köşelerinde haklı olarak bunalarak,
adaya akın akın çıkartma yapan Yerli Turistler.
 
Gelsinler, gitsinler , pek tabiidir ki diyeceğimiz yok da-
Bir tarafa üç kişi, karşı tarafa üç çocuk, altı kişi bir faytona doluşup ücreti ucuza getirmek için, ada turuna çıkmalarına diyeceklerimiz var!
Aralarından bir kısmının hatırı sayılır kilolarda olduğunu da hesap ederseniz-
Yahu ''6 İncecik Kişi'' dahi doluşsa bir faytona, iki gariban atın onları ada boyunca çekip taşımasının nasıl 
bir eziyet olduğunu / olacağını tahayyül edin.
Faytonlara binen kişi sayısına kısıtlama getirilsin.
Ve ASLA bu makul sayı aşılmasın: Pazarlık mevzusu yapılmasın! 
 
Atların hayat koşulları iyileşecekse, (ki, şart bunun olması) fayton ücretlerine ciddi zamlar yapılsın.
Diyelim adada yaşayanlar, orda evi olanlar için ayrı bir tarife, yılda / ömürde bir kere gelecekler için ayrı bir tarife uygulansın.
Yarım ya da tam tur fiyatlarının oldukça yüksek tutulması , bir çözüm olabilir.
 
Mesela Venedik'te ne denli pahalı gondola binmek.
Ya da Central Park'ta faytonla şöyle bir gezinmek arzusu içini kaplıyorsa, acayip dolarlar bayılmak zorundasın.
 
 
Central Park
 
 
 Central Park'ta fayton çeken atların güçlülüğünü, kuvvetini, heybetini, bi de süslülüğünü gözünüzün önüne getirin bi.
Demem o ki: dünyanın her yerinde atların çektiği bir faytonla dolaşmak ciddi bir lükstür. Ve öyle olmak zorundadır.
Yani gerekirse az olsun, öz olsun adalardaki atlı faytonlar da.
Susuzluktan, açlıktan, yorgunluktan canı çıkmış atlar habire kırbaç yiyip fayton çekecek, Arap Aile de ucuza 
ada turu yapmış olacak!
 
Burda, akülü fayton seçeneği de değerlendirilebilir.
Ancak bu seçeneğin ''suyunu çıkarma'' ihtimalimiz de, içimi korku dalgalarının basmasına neden oluyor!
İtiraf edeyim.
  
Sürat ve kaza yapan, saygısız, mütecaviz fayton sürücüleri uyarılsın, gerekirse meslekten men edilsin.
''E, giden at canıdır, kaza oldu öldü işte!'' kafasındaki rahatsızlar, faytonculuk yapamasın.
Çok çok hassas davranılması şart, kimlerin faytonculuk yapabileceği hususunda.
(Burada da, belediye otobüslerinin şoförlerini hatırlayıp ürpermeden edemedim.)
 
Atlarını canları, öz çocukları gibi gören faytoncular da, vardır eminim.
Adalardaki TÜM faytoncuların, kendini at babası gibi gören, hakiki hayvanseverlerden oluşması şart!
 
Merhamet sahibi hayvanseverlere sesleniyorum:
Adalarda (sabahtan akşama!) fayton çeken atların durumlarına bir bakalım. 
Bize hangi koşullarda çalıştırıldıklarıyla ilgili, bilgileri / belgeleri versin Adalar Belediyesi.
İçimiz rahat etsin. 
Adalarda yılda kaç at ölüyor? Çalışma koşulları kesin kurallara bağlı mı?
BU kurallara harfiylen uyulmakta mı?
 
Atların ağzı var, dili yok.
Onları bu güçlüklerle dolu hayatlarında çaresizliklerinin içinde yapayalnız, bırakmayalım.
O güzelim varlıkların haklarına sahip çıkalım.
Onlar için ve kendi iç huzurumuz için gerekli bu.
 
 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums