Yolsuzluk liglerinin vazgeçilmez ülkesi Türkiye

  • 9.02.2016 00:00

17-25 Aralık operasyonlarının rüşvet, yolsuzluk, iktidar, iş dünyası, bürokrasi ekseninde ortaya dökülen siyasetteki ahlak yoksunlaşması ve çürüme dünyanın gündeminde. Bu kirli ilişkiler ağının gün yüzüne çıkıp, ABD’de Reza Zarrab’ı gözaltına alan Savcı Preet Bharara’nın iddianamesinin Türkiye’de pek çok canı yakacağı şimdiden aşikar. Öte yandan, Türkiye’nin dünyadaki yeri, uluslararası medyaya bir kez daha yolsuzluğun yaygınlığıyla ilgili olarak yansıdı. OECD’nin yolsuzluğun en yaygın olduğu ülkeler liginde Türkiye, 18 ülke arasında Meksika’nın ardından ikinci oldu.  

 

Malum, tüm dünyada yolsuzluk en büyük küresel sorunlardan sayılıyor artık. Çünkü yolsuzluk en temel insani değerlere ters düşüyor. Yakın zamanda bir araya gelen dünyanın en büyük yedi ekonomisini temsil eden G7 ülkeleri yolsuzluğun en büyük küresel sorunlardan biri olduğuna vurgu yaparak, sonuç bildirisinde Birleşmiş Milletler Yolsuzluğa Karşı Mücadele Anlaşması organizasyonunun (UN Convention Against Corruption) kurulacağını açıkladı. Artık yolsuzlukla mücadelede daha kurumsal ve uluslararası düzeyde bir takip mekanizması kurulabilecek mi hep birlikte göreceğiz. 

 

Gelişmiş ülkeler böyleyken, Türkiye’nin yolsuzluk konusundaki fotoğrafına bakalım.

 

Bilindiği gibi her yıl Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından açıklanan Yolsuzluk Algı Endeksi’nin bu yılki verileri Türkiye’nin konumunun giderek kötüleştiğini gösteriyordu. Türkiye, en büyük düşüş gösteren ülkeler arasında yer alarak 168 ülke arasında 66. oldu. Bu, Türkiye’de yolsuzlukla mücadelede işlerin hiç iyiye gitmediğinin en temel göstergelerinden biri. Bizde tam olarak neyin eksik olduğunu görmek için endekste en iyi performans gösteren ülkelerin karakteristik özelliklerine bakmak yeterli:

 

- Medya özgürlüğünün üst seviyede olması,

- Devlet bütçesine erişimin kolay olması, paranın nereden geldiği ve nereye harcandığının kamuoyu tarafından bilinebilmesi,

- İktidardakilerin ve gücü elinde bulunduran kişilerin, işlerini doğru ve dürüst bir şekilde yapması,

- Yargı kararlarının verilmesinde zengin ve fakir ayrımının yapılmaması, hükümetten veya gücü elinde bulunduranlardan tamamen bağımsız bir şekilde yargı kararlarının verilmesi.  

 

Türkiye, iş yapma kültürü ve yolsuzluk algısında hiçbir önemli gelişmeye sahip değil.

 

Papa Francis, “İnsan hakları sadece terörizm, baskı veya cinayetlerle çiğnenmez, büyük adaletsizlikler yaratan ekonomik yapılarla da işlenir” diyor. Bunu Türkiye örneğinde biraz daha açalım.

 

Ahbap çavuş ekonomisinde yükselme

 

The Economist’in 2014 yılında oluşturduğu bir endeks var: Crony Capitalism Index. Türkçe’ye ahbap çavuş kapitalizmi ya da ekonomisi olarak çevrilen bu endekste Türkiye 2014’te 14. sıradaydı. Temel olarak ahbap çavuş ekonomisinde, iş dünyasında başarılı olmanın yolu hükümet ve devlet yetkilileri ile yakın ilişkiler içinde olmaktan geçiyor. Klasik anlamda kapitalizmin önerdiği serbest piyasa ekonomisi gibi görünse de, bu tarz ekonomilerde başarı serbest rekabetle değil, iş dünyasındaki aktörlerin siyasi iktidar ve bürokrasi ile kurduğu ilişkiler sayesinde mümkün olabiliyor. Yine bu sayede ihaleler, teşvikler ve çeşitli destekler alan işadamları onlarla rekabet eden diğer aktörlere göre avantajlı hale geliyor.

 

İktidar da, şeffaflıktan, denetimden ve hesap vermekten uzak bir yapıda olunca, yandaş işadamlarının hızla semirdiğinin işareti endekslere hemen yansıyıveriyor. Hızla yükselen Türkiye, bu yıl açıklanan endekste hızla 8. sıraya oturdu. Diğer olağan şüphelileri tahmin etmek zor olmasa gerek, Rusya, Malezya, Ukrayna, Meksika, Çin, Hindistan ilk 10’da göze çarpan ülkeler.

 

Bir ülkenin iktidar mensupları, bürokrasisi, iş dünyası bu kadar kirliyken temiz kalmak mümkün mü? Türkiye gibi yolsuzluğa, haksızlığa, rüşvete, hal ihlallerine tepkisizliği ve seyirci efekti yüksek ülkelerde maalesef epey zor. Bunu ölçmek için de TEİD’in (Türkiye Etik ve İtibar Derneği) Özel Sektörde Etik Yönetim Performansı ve Yolsuzluk Algısı araştırmasına bakmak gerek. Araştırma, Türkiye’nin en büyük ilk 500 kurumu nezdinde özel sektör temsilcileriyle görüşülerek yapılmış.

 

TEİD Genel Sekreteri Tayfun Zaman, Dünya Bankası’nın analizlerinde gelişmekte olan ülkelerde yolsuzluğun orta ölçekli bir şirketlerde yüzde 22-27 arasında verim kaybına neden olduğunu söylüyor. Yüzde 5 civarı da şirketlerde iç işleyişte yaşanan suistimallerle kayıp yaşanıyor. Bu, özel sektörün en az devletler kadar işin içinde olması gerektiğini gösteriyor. Ancak, Türkiye’de bu konuda bir literatür yok. 

 

Araştırmada “Özel sektörde yaşanan yolsuzluk vakalarının ne kadar yaygın olduğunu düşünüyorsunuz” sorusuna verilen yanıtlar şöyle: Yüzde 2’si hiç yaygın değil, yüzde 17.7’si yaygın değil, yüzde 28.4’ü biraz yaygın, yüzde 31.5’i yaygın, yüzde 11.8’i çok yaygın demiş. Yani, toplamda katılanların yüzde 43’ü özel sektörde yolsuzluk olduğunu söylüyor. Özel sektörde en çok karşılaşılan etik dışı davranışlar da ilk üç sırada ise, şirket imkanlarını kişisel amaçlı kullanmak, İş yeri kurallarını yakın arkadaş veya aile fertleri için esnetmek ile bir işi hızlandırmak/yaptırmak için karşılığında bir vaadde bulunmak var.

 

Altı yılda hiçbir ilerleme yok

 

Yine geçtiğimiz günlerde Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin 2010 ve 2016 Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planları karşılaştırması, altı yıl boyunca yolsuzlukla mücadele konusunda somut bir ilerleme olmadığını gösterdi. Altı yıl sonunda 2010 Eylem Planı’nda yer alan toplam 28 maddenin sadece altısında sınırlı ilerleme kaydedilmiş, diğer 22 maddede hiçbir gelişme sağlanamamış.

 

Örneğin, özel sektör kuruluşlarında saydamlığın artırılması ve yolsuzluğun önlenmesi maddesinde ilerleme kaydedilemediği gibi bu madde 2016-2019 planından da çıkarılmış. Şirketlerin denetimi konusunda ise geriye gidilmiş, özel statüdeki şirketlere getirilen bağımsız denetim dışında önemli sayıda şirket için halen bir denetim mekanizması yok. 

 

Diğer yandan, Binali Yıldırım başbakanlığındaki 65. hükümet, Ahmet Davutoğlu döneminde oluşturulan “Türkiye'de Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Komisyonu”nu da kaldırdı. Hükümet, bu konuda herhangi bir çalışma yapılmasına gerek duymuyor olabilir ancak durumun onlar meseleyi halının altına süpürdü diye vahameti eksilmiyor. Yolsuzluğu dert eden bir toplum, bağımsız medya ve yargı olmadan da yolsuzlukla mücadele etmek zor.

 

Bir ülkede bireysel özgürlükleri baskıladığınız, şeffaflık ve hesap verebilirlikle ilgili mekanizmaları işlemez hale getirdiğiniz zaman, hatta demokrasiyi sandıktan ibaret gördüğünüz zaman, yolsuzlukla mücadele şansınız da azalmış oluyor. Yolsuzluk, yasal düzeni kadük hale getirip, demokrasi ve adil rekabet ortamını bozuyor, büyümeyi yavaşlatıyor, verim kaybına yol açıyor, barış ve güven ortamını zedeliyor.

 

PELİN CENGİZ / HABERDAR

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums