- 28.12.2014 00:00
İngiliz Exeter Üniversitesi, İngiltere Kraliyet Kuşları Koruma Derneği (The Royal Society for the Protection of Birds) ve Pan-European Common Bird Monitoring Scheme, kısa süre önce birlikte bir çalışmaya imza attı. Ecology Letters’ta yayınlanan çalışmanın çarpıcı sonucu şu, ülkelerin kalkınma yarışı kuşlara yaşayacak doğal ortam bırakmadı, 30 yılda Avrupa’da kuş sayısı 421 milyon azaldı. İnsanın etki alanı genişledikçe, yaban hayatı daha dar bir alana sıkışıyor, bu da yaban hayatının zamanla daha fazla kayıp vereceğini gösteriyor.
Nesli tehlike altında olan kuş türlerinden biri de turnalar. Turnalar, Anadolu’da masallardan türkülere, motiflerden danslara kültürün bir parçası. Turnaları yaşatmak, sadece doğanın değil Anadolu’nun doğa ile uyumlu yaşam kültürünün de yaşaması için önemli.
Dünyada 360 bin turna var, bunların 100 bin kadarı Türkiye üzerinden İsrail, Mısır, Sudan, Etiyopya gibi ülkelere göç ediyor, 10 bin kadarı Çukurova Deltası’nda kışlıyor. Kuzey Avrupa ülkelerinden Türkiye üzerinden göç eden turnaların kışı geçirmek için uğradığı en önemli duraklardan biri burası. WWF Türkiye’nin Çukurova Deltası’nda yürüttüğü “Turnalar Hep Uçsun” projesi kapsamında, Çukurova Deltası’nda turna gözlem aktivitesine katıldım.
Turna popülasyonunu korumayı amaçlayan proje, Türkiye’de bir kışlama alanında yapılan en kapsamlı çalışma niteliğinde. Projenin sorumlusu Kerem Ali Boyla’nın verdiği bilgilere göre, alanda kışlayan turnalarla ilgili daha güncel bilgiler elde edilmiş. WWF Türkiye ekibi, Çukurova Deltası’ndaki Akyatan ve Yumurtalık Lagünleri’nde kış aylarında gerçekleştirdikleri arazi çalışmalarıyla 16 gün turna sayımı yapmış, türe yönelik tehditleri tespit etmek ve ona özgü davranışları gözlemek için 5000 kilometre yol kat etmiş.
Lagünler, turna sürüleri için geniş ve güvenli geceleme alanları sunarken, tarım alanları ise göç sırasında ihtiyaç duyulan besin kaynaklarını sağlıyor. Turnalara yönelik tehditlerin başında, kuşların uyuma ve dinlenme için kullandığı yerlerde otlatma yapılması, balıkçılık, su rejimine müdahale ve yasadışı avcılık geliyor. Sadece zevk için ya da etini yemek için turnaları avlayanlar varmış. Türün üzerinde çok ciddi bir av baskısı var. Bununla mücadele edilmesi şart.
ARAS NEHRİ KUŞ CENNETİ KURTULACAK MI
Kuşlardan bahsediyorken Çağan Şekercioğlu’ndan söz etmeden geçmek olmaz elbette. Kuzey Doğa Derneği Başkanı ve Utah Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan TÜBİTAK Özel Ödülü’nü alırken bir ricada bulundu: “Benim için en büyük ödül Aras Nehri Kuş Cenneti’ni kurtarmanız olacaktır. Sizden bir ricam var, lütfen 2005’te keşfettiğim bilimsel araştırma alanım Aras Nehri Kuş Cenneti’ni yok olmaktan kurtarın, Doğu Anadolu’nun ilk Tabiat Koruma Alanı ilan edilmesini sağlayın.”
Aras Nehri Kuş Cenneti, Samsun Kızılırmak’tan sonra Türkiye’nin ikinci büyük kuş inceleme noktası. Bu alanda yılda üç kıtadan gelen yüzbinlerce kuş konup kalkıyor. 12 yıldır Kars, Iğdır, Ardahan, Ağrı ve Artvin’de doğa ve yaban hayatıyla ilgili çalışmalar yapan Şekercioğlu, 258 kuş türünü araştırıp dünyaya tanıtmış.
Türkiye’de her doğal alanın başına gelen burada da yaşanıyor, bölgeye HES yapılmak isteniyor. Ödül töreninde www.arasikurtar.org kampanyasında toplanan 55 bin imza ve 4000 yorumu Erdoğan’a teslim eden Şekercioğlu’na Erdoğan, “Hocam 55 bin imzayı bir kenara koy. Senin sözün kâfi. Konuyu Veysel Eroğlu ile konuşacağım” yanıtını verdi.
Geçen yıl National Geographic’in dünyada sadece 22 kişiye verilen Risk Alanlar Ödülü’ne layık görülen Şekercioğlu, o zaman yaptığımız röportajda, “Türkiye’de en büyük risk doğa bilimci olmak” demişti. Haksız değil, şimdi sırada Erdoğan’dan alınan sözün takipçisi olmak var…
*
Not: Doğaya ve yaşam alanlarına yönelik saldırılar her geçen gün artıyor. Bugün, Marmara’nın her köşesinden yaşam ve doğa savunucuları 28 Aralık Marmara Kent ve Doğa Mitingi için Kadıköy’de biraraya geliyor.
pelincengiz@gmail.com
Yorum Yap