Ölümcül kimliklerden arınmaya ve hayata

  • 8.11.2014 00:00

 Türkiye yüzlerce yıllık travmaların gelip biriktiği bir memleket. Hiç bir travmasıyla yüzleşmemiş.

Osmanlı’dan ayrılan devletler gibi yüz yılın başında ulus devlet olmaya karar verdik.

Lakin Türkiye çokuluslu Osmanlıdan geriye kalan bir diğer ulusun kurduğu bir ülke değildi. Türkiye küçülmüş bir Osmanlıydı aslında. İki yüz yıllık gerileme döneminin ve çöküşün yol açtığı travmaların daha sert ve daha keskin bir şekilde gelip sıkıştığı alana dönüştü. Travmalar çözümlenmeden birikti, üst üste bindi.

Bu gerçek 1920’lerde fark edildi ve ona göre bir çözüm üretildi. Bu çözüm kimliklere hapsolmayan ve travmalar ile yüzleşmeye imkân sağlayan bir birliktelik formülüydü. Anadolu’yu adeta diriltti.

Türkiye 1921 Anayasası ile kendi tarihinin ilk ve tek doğru hamlesini yapmıştı aslında. Arınma imkânı doğmuştu.

Ama bu hamleyi ayakta tutacak sosyo-kültürel dinamikler ve iktidarlar oluşamadı.

Ölümcül bir kimlik projesi hızla bu coğrafyanın doğasına uygun olmayan bir sisteme dönüştü. Sözleşme parçalandı. Toplum kimlikler kalıbına dökülmeye ve ona göre formatlanmaya çalışıldı. Toplum hiçbir travmayla yüzleşmeden yeni bir cendere içine sokuldu.

Kimlikler kapanına kısılmış, hayatın, insan doğasının hiçbir talebine cevap vermeyen sanal mecralarda, geçici rahatlamalarla avutuldu.

Şimdi bize ait olmayan kimliklerin ölümcül kavgalarını veriyoruz.

Barış ölümcül kimliklerden arınmayla mümkün. Barışa sadece mahkûm değiliz. İçimizdeki kızgınlıkların ve gerginliklerin önemli bir kısmı barışa duyduğumuz arzunun da bir göstergesi...

Neyse ki Türkiye’de bunun farkında olanlar da var. Ölümcül kimliklerden sıyrılıp, yüzleşmeye, iyileşmeye, ötekine dokunmaya, ideolojinin keskinliklerinden, reaksiyonerlikten kurtulmaya ve barışı tesise odaklanmış olanlar...

Onlardan biri de “Her şeyi Bırak Barışa Bak!” kampanyasında vücut buldu.

Aktivist Cengiz Alğan’a teşekkürle, bu kampanyanın çağrı metninin bir kısmını sizin dikkatinize sunuyorum:

“Bugüne kadarki bütün barış denemelerimiz eski devlet aklının duvarlarına çarpıp parçalandı. Yıllarımızı, canlarımızı, çocuklarımızın geleceğine yatıracak kaynaklarımızı, uzadıkça anlamsızlaşan bir savaşta heba ettik. Ortak aklımız, ortak vicdanımız, bizi bize bağlayan bin yıllık hukukumuz, hakikatimiz felç edildi. Gerçekte var olmayan bir düşmanlığın peşinden 30 yıl sürüklenerek, gençlerimizi namluya sürülen mermiler gibi harcadık. Hep birlikte harcadık.

Şimdi ilk defa barışa bu kadar yakınız. Tarihimizin toplumdan en yüksek desteği alan yerli ve bize has projesi Çözüm Süreci’yle, ilk defa barışın kapısına kadar geldik. Artık barışın ışığını görüyor, sıcaklığını hissediyoruz. Elimizi tutsak dokunacağız. O kadar yakın, o kadar gerçek.

Ama yine yolumuza taş koyanlar var. Hükümet devirme girişimleriyle, sokak isyanlarıyla, itibarsızlaştırma kampanyalarıyla gözümüzü, gönlümüzü, dikkatimizi barıştan uzaklaştırmaya çalışıyorlar. En küçük aksaklıkta ‘Süreç çöktü. Böyle barış olmaz’ korosu devreye giriyor. Küçük ama etkili bir azınlık, aklımızı çelip bizi yeniden savaşa sürüklemek istiyor.

Bütün Türkiyelilere çağrımızdır:

Çözüm süreci, kesintiye uğratılan bin yıllık kardeşliğimizin yeniden tesisine sunulmuş büyük bir imkândır. Gerçek potansiyelimizi açığa çıkaracak büyük bir fırsat, büyük bir nimettir. Yeni Türkiye’nin kuruluşunda bir sıçrama tahtasıdır. Sadece bizim değil, bugün kanlı oyunlarda perişan edilen sınır komşularımızın da aydınlığa çıkış anahtarıdır.

Gelin bu defa savaş çığırtkanlarına izin vermeyelim. Onlar bir avuç, biz milyonlarız. Yeni Türkiye’nin yeni ortak aklını hep birlikte inşa edelim. Barışın ağır yükünü bir avuç fedakâr insanın omuzlarına bırakmayalım. İstasyonda tren bekler gibi barışı bekleyip, kenardan seyretmeyelim. Kardeş soframızı el ele, omuz omuza kurup, barışın tatlı meyvelerini hep beraber yiyelim. Bu sofrada hepimize yer var.”

* * *

Barışın sıcaklığı elimizi yakar diye korkup, ölümcül kimliklerin soğukluğuna yine sığınmayalım... 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums