- 16.03.2014 00:00
Militarist kafaları dinlendirin
Annesi ve babası için elbette bizim tasavvur edemeyeceğimiz kadar çok şey ifade ediyor, bu ölüm. Bunu tartabilmek mümkün değil.
Ya Burak'ın öldürülmesi?
Bu çocukların cenazesi üzerinden sahte hümanizm maskesi takanlar veya manşetlerini karikatürvari vicdan gürlemeleriyle donatanları geçelim. Cumhuriyet tarihi boyunca bu tür meşgaleleri hiç eksik olmadı.
Derdim farklı.
Bir soruyla anlatayım: Berkin'in cenazesine olağanüstü duyarlılık gösteren bu sınıfın bu ülkedeki tarihsel siyasal misyonunun Berkin'in ölümüyle ilgisi yok mu?
Bu sınıf Gezi eylemlerinden, muarızlarına karşı en fazla meşruiyet devşirirken, bunun külfetine neden sadece Alevi yurttaşlar katlanmış durumda.
Ve Alevi yurttaşları gerçekte sokağa döken şey ne? Sorular çok.
Ama önce hayatın basit bir kaç gerçeğini hatırlayalım: Bana ait olmayan şeyi koruma yükümlülüğüm yoktur.
Bana ait olmayan şey benim hayatımı belirlemeye başlıyorsa, ona itiraz ederim.
Bana ait olmayan şey beni yok etmeye kalkarsa, onu yıkarım.
Bu benim lüksüm.
Koçgiri isyanından başlayalım.
Dersim katliamından...
Topluma hiçbir şekilde sormadan anayasal düzen dayatan, sonra kendi parti ideolojilerini anayasal ilkeye dönüştürüp akabinde katliama girişenler, hangi ideolojik, ekonomik ve siyasal seçkin sınıfına mensup? Aleviler gibi tüm inanç gruplarına tam da özgürlüğü garantilemesi gereken "laiklik" ilkesinin anayasaya konduğu bir tarihte "Alevi" oldukları için Dersimlilerin katledilmesini gerekli gören, geri kalanlarını da ideolojik beyin yıkamalarından geçirerek devşiren zihniyet ve sınıf hangisi?
Devlet tanımlı bir Sünni İslam anlayışına göre eğitimin ve kültürel hayatın biçimlenmesinin mimarları kimler? Ocak kültürünün yok edilmesine ve Alevi geleneğinin kesintiye uğramasıyla birlikte, onları radikal ve marjinal ideolojilere adeta teslim edenler kimler?
Ve tabii Kürtler, gayrimüslimler ve "beyaz" sınıfına mensup olmayan Sünni Müslümanlar gibi Alevileri de siyasal karar mekanizmalarından dışlayan kimler?
Bu mimari projeyi üreten, bugüne kadar gelmesini sağlayan, bugün değişmemesi için canla başla mücadele edenler kimler?
Toplumsal çatışmaları hem üreten hem de çözümünü engelleyen ve halen içinde yaşamaya mahkum kılındığımız bu anayasal düzen kimin eseri? Uzakta aramaya gerek yok.
Hem Berkin'lerin ölümünün müsebbibi düzenin yılmaz koruyuculuğu yapan, hem de Berkin'ler ölürken bunu siyasal muarızlarına karşı uluslararası bir kampanyanın harcına dönüştürenlerden söz ediyoruz.
-
Bana ait olmayan şeyi koruma yükümlülüğüm yoktur.
Bana ait olmayan şey benim hayatını belirlemeye başlıyorsa, ona itiraz ederim.
Bana ait olmayan şey beni yok etmeye kalkarsa, onu yıkarım.
Bu benim lüksüm.
Bu mimari proje ayakta durdukça Alevi'nin, Kürt'ün, gayrimüslimin ve beyazın dışındaki Sünni Müslüman'ın lüksünü anlarım.
Peki bu mimari projenin sahipleri ile onun batıni, derin ve totaliter yeni bileşenine ve liderinin tutumuna ne demeli?
Çok açık! O mimari projeyi üretenler, dışlanmışların bu lüksünü nasıl istismar edeceğini de en iyi bilenlerdir.
Onlara söylenecek söz yok.
-
Sözüm Ankara'ya ve tüm siyasi partilere.
Aynı mimari projeyle devam edecek misiniz? Yoksa artık, "toplumun tüm farklılıklarının iradesini yansıtan ve yine onun tarafından işletilen, kontrol edilen, sevk ve idare edilen, bu yüzden "benim" diyebileceği bir anayasal düzen zamanı" diyecek misiniz?
Berkin'ler ve Burak'lar ölmesin diyorsanız, çok fazla düşünmeyin. İnanın artık "dağdaki çoban" da bu gerçeği görüyor.
Bir siz kaldınız!
Yorum Yap