Yeni Anayasa başka bahara mı kaldı

  • 2.05.2011 00:00

Meşhur hikayedir, bir dostu Aynştayn’a, ‘Üstat demiş, bana anlayabileceğim bir dille, evrenin nasıl yaratıldığını anlatabilir misin’

El cevap:

‘Galiba bir şeyler kıpırdıyordu!’

Aynştayn’ın verdiği bu cevabın soruyu soranı pek de memnu etmediği söylenir.

Türkiye’de de bir şeyler kıpırdıyor, sorunları tartışıyoruz, belli mesafeler de alınıyor, ama iş radikal çözümlere geldiğinde, ‘bir şeylerin kıpırdıyor’ olmasının ötesine de varamıyoruz.

Aradan otuz yıl geçmiş olmasına rağmen, Türkiye, 12 Eylül Anayasasıyla ve bu anayasanın yaratığı siyasi rejimle ciddi bir yüzleşme ve hesaplaşma yaşayamadı.

Yeni anayasa hep başka baharlara kaldı.

Hafta sonu Abant’ta gerçekleşen ‘Yeni Dönem,Yeni Anayasa’ konulu çalışma içerik bakımından ufuk açıcıydı.

12 Haziran seçimlerinin sonrasında siyasi gündemin en önemli maddesi yeni anayasa olacak gibi görünüyor. Dolayısıyla Abant’ta, dört temel başlık altında konuşulan konuların bir kitapta toplanması çok faydalı olur.

Doğrusunu isterseniz iki gün süren bu yoğun çalışmadan benim çıkardığım sonuç şu oldu:

Kürt sorununun çözümsüz kalması yüzünden, yaşadığı hafızanın ağır bedelleriyle hesaplaşmadan, Türkiye’nin, yeni bir anayasa yapması zor görünüyor.

Bu bakımdan yeni anayasa , Kürt sorunu nedeniyle devam eden iç çatışmayı da bitirmeyi hedefleyen bir anayasa olmak zorunda.

Dolayısıyla, yeni anayasa derken, çatışmayı bitirip, toplumsal barışı mümkün hale getirecek ve her iki halkın siyasi birliğinin yeniden inşa edildiği bir anayasa sürecinden söz ediyoruz demektir.

Kürt sorununda iki farklı ulusal psikoloji giderek güçleniyor, kimlikler çatışması üzerinden ciddi bir siyasi bölünme var.

Laiklik, başörtüsünün kamusal alanda kullanılması , Alevi yurttaşların talebi olan cemevlerinin ibadete açılması gibi konuların yarattığı toplumsal kutuplaşma, yerini giderek, uzlaşmaya ve müzakereye bırakırken, Kürt sorununda tam tersi bir durum söz konusudur. Yaşadığımız siyasi bölünme giderek derinleşiyor. Bu konuda diyaloga ve müzakereye açık bir siyasi iklimin şartları henüz oluşturulabilmiş değil.

Parti liderlerinin seçim meydanlarından verdikleri mesajlara bakıldığında, buna dair bir niyetin de olmadığı rahatlıkla görülebilir.

Bizi, Ergenekon, 12 Eylül Anayasa referandumu ve açılım sürecinin tetiklediği siyasi bölünme üzerinden ilerleyecek bir süreç bekliyor ve ne yazık ki, yakın zaman için, ufukta, bu sert siyasi kutuplaşmayı hafifletecek emareler görülmüyor.

Türkiye’de son on yılda askeri vesayetin sona erdirilmesi, Ergenekon ve balyoz darbe planları sebebiyle orduyu kapsayan soruşturmalar, 12 eylül referandumu gibi konularda, ortak bir siyasi mutabakat söz konusu değildi.

En temel sorunlarda uzlaşma ve müzakereyi benimseyemeyen bir toplumun kuşkusuz yeni bir anaya yapması da kolay değildir.

Özgürlüklerin ve temel hakların evrensel standartlarını hep görmezlikten gelmiş, evrensel sözleşmeleri, ‘bize uymaz, bizim şartlarımız çok farklı’ gibi gerekçelerle ret etmiş bir siyasi gelenekte, temel hakları pazarlık konusu olmaktan çıkarmak üstesinden öyle kolaylıkla gelinebilecek bir husus olmaktan uzaktır.

Yurttaşların sahip olması gereken temel özgürlükler ve haklar, Tanzimat’tan bu yana, merkezinde asker-sivil bürokrasinin bulunduğu bir siyasi yapının insafına ve takdirine bırakılmıştır.

Tanzimat’la başlayan bu gelenek, toplumun müzakere ve uzlaşma mirasının cılız kalmasına yol açmış, devletin bu alandaki blokajı, çok partili sistem geçildikten sonra da büyük oranda korunmuştur.

Oysa İspanya’dan Güney Afrika’ya kadar çok sayıda ülkenin farklı siyasi şartlarda oluşturduğu yeni anayasa yapım sürecinde temel haklar hiçbir şekilde rakibi zayıflatmaya yönelik bir siyasi pazarlık konusu olmamıştır.

İspanya’da, özerk bölgelerde yaşayan halkların özerklik statüsü ve özerkliğe ilişkin hakların eşitlik temelinde kullanılması, İspanya’nın siyasi birliğinin korunabilmesi bakımından son derece önemli bir gelişme olmuştur.

Bugün de İspanya’da mesela Bask bölgesinde sorun özerk hakların kullanılması bağlamında değil, ama Bask milliyetçilerinin bağımsızlık talebi nedeniyle gündeme gelmektedir.

Oysa biz de tam tersi bir durum söz konusudur.

Devlet ve hatta siyasi partiler, temel haklara ve özgürlüklere pazarlık mantığı ve zihniyetiyle yaklaşmaktadır.Bu zihniyet o kadar güçlü ki, Kürtler’in ana dille eğitim hakkı ve talebi, başörtüsünün kamusal alanda kullanılması ve ceme evlerinin ibadete açılması gibi haklar dahi, pazarlık konusu yapılmaktadır.

Bu geleneksel zihniyetin siyasi ve soysa maliyeti bugün öyle bir yerde duruyor ki, bu maliyetin yükünden kurtulamadan, demokratikleşme ve anayasa konusunda mesafe almak mümkün görünmemektedir.

Siyasi partilerin ulusal uzlaşmadan uzak bir politika izlemesi, yeni anaya yapım sürecinde daha derin bölünmelere yol açabilir.

Bu bakımdan, 12 Haziran sonrasında başlayacak yeni yasama dönemi umut vaat etmekten bir hayli uzak görünüyor.

Meclis çatısı altında ve yeni yasama döneminde başlayacak, muhtemel bir yeni anayasa girişimi büyük bir muhalefetle karşı karşıya kalabilir.

Kürt siyasetinin, eğer bir uzlaşma olmazsa, demokratik özerkliğin merkezinde yer aldığı alternatif anayasası zaten çoktan hazır. 12 Eylül referandumundaki boykot tavrı yeniden gündeme gelebilir.

CHP ve MHP’siyle, hayır cephesinde ciddi bir anlayış değimi beklemek de çok gerçekçi değil.

Dolayısıyla AK Parti, parlamento çoğunluğunu elde etse bile, bu partinin yeni anayasa vaadi havada kalabilir.

Yanılmayı çok isterim, ama bana kalırsa, bir dört yıllık yasama dönemi daha öyle görülüyor ki, yeni bir anayasa değil, ama kısmi reformlarla geçecek.

TMY ve Siyasi Partiler Yasası, belki üstünde mutabakat sağlanabilecek yegan konu haline gelen seçim barajının düşürülmesi gibi konularda iyileşmeler olacak, ama bu siyasi iklimde yeni bir anayasa çok da mümkün görünmediğinden, muhtemelen başka bahara kalacak.

orhanmir@hotmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • ilhan isiktas
    ilhan isiktas
    2.01.2012 22:06

    Yorumunuzu Giriniz...

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums