- 13.05.2016 00:00
Geçenlerde katıldığım bir toplantıda genç bir arkadaşım bana “toplumsal hoşgörüsüzlüğü nasıl aşacağız” diye sordu.
Ben de “mutlak doğrunun bizim tekelimizde olduğu düşüncesinden vazgeçerek” aşabiliriz dedim.
Sanırım bizim en büyük sorunumuz bu: Pek çoğumuz hakikati bizim bildiğimizi ve diğer insanların da bu hakikati öğrenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Ama bu “hakikatler” pek bir köşeli, pek bir “siyah-beyaz” netliğinde oluyor.
Hayatın gri tonları bizim hakikatlerimiz içinde yer almıyor.
***
Nedir bizi bu kadar katı yapan?
Dinin etkisi midir, “hakikatin sadece bir tane” olduğunu düşünmek?
***
Seküler kesimlerin katılığı nereden geliyor peki?
***
Neden bizim hakikatlerimiz sorgulanmaya, müzakereye, tartışmaya açık değil?
Neden düşüncelerimizden, kanaatlerimizden kuşku duymayı bir zayıflık gibi görüyoruz?
Neden düşüncelerimizi değiştirmek, döneklik gibi algılanıyor?
Neden, farklı düşüncelere sahip insanlarla kavga etmeden konuşamıyoruz?
***
Ne kadar uzun bir zamandan beri politikacıları televizyonda tartışırken göremiyoruz bir düşünün…
Tez ve antitezin çarpışmasından bir sentez doğacağı bizim düşünce kültürümüze yabancı…
O yüzden de tartışmayı bir zenginlik olarak görmüyoruz…
***
Sanırım pek çok okurum, bir süreden beri Ahmet Altan ve Ahmet Hakan arasında devam eden tartışmayı, benim gibi ilgiyle izliyordur.
Gönül ister ki, bu tartışma ekranlara da yansısın.
Ergenekon davaları, Taraf gazetesinin rolü, Hürriyet'in haberciliği gibi oldukça önemli konular tartışılıyor iki yazar arasında, ama havada uçuşan hakaretler nedeniyle, farklı düşüncelerin çarpışmasından doğacak zenginlik açığa çıkamıyor.
***
Ahmet Altan'ın, Ahmet Hakan'a yaptığı, televizyonda teke tek tartışma önerisi entelektüel bir düello çağrısıydı.
Ahmet Hakan'ın, tam da beklendiği üzere, Ergenekon mağdurlarıyla konuş, çağrısı da “Sen benim abimle, ablamla dövüş” cevabı oldu.
***
Bu iki yazarın, iyi bir moderatör yönetiminde birkaç “raunt” yapacağı tartışma Türkiye'deki tartışma kültürüne ciddi katkıda bulunur diye düşünüyorum.
Böyle bir programın ciddi reyting getireceğine de şüphe yok.
***
Pek çok kişinin ortak arzusu olduğu düşüncesiyle, Ahmet'lere bir çağrıda bulunuyorum:
Bu tartışmayı mutlaka yapın.
Tartışma başlıkları üzerinde anlaşın, dosyalarınızla çıkın ekrana…
***
Klavyelerin arkasından yürütülen bu çarpışmanın ekranlara taşınmasından inanın herkes faydalanır.
Tadından yenmez bir münazara olur.
Kim bilir, belki politikacılara da örnek olursunuz
Yorum Yap