- 25.09.2015 00:00
İnsanlar vardır, onları sevimli, çekici kılan ne varsa, hepsini de bir kusur olarak görürler kendilerinde...
Hâlbuki onlar o çelişkileriyle, o “tuhaflıklarıyla” çok güzel ve çekicidirler.
* * *
Bir tek kendileri göremezler bu güzelliği; hayat boyu, kendilerini yontup, yük olarak gördükleri bu güzellikleri kendilerinden uzaklaştırmaya çalışırlar.
Hayatlarının bir noktasında yaralanmışlardır çünkü...
O yara, o zayıflık duygusu, o çaresizlik hissi, onları renkli kılan her şeyi bir yük, bir zaaf, bir çıban gibi görmelerine yol açar...
* * *
Bütün o “çelişkilerden” kurtulabilirlerse, mutlu olacaklarına inanırlar...
Onlara göre mutluluk, onları “renkli” kılan bütün özelliklerinin baskı altına alınmasına, ses geçirmez duvarların arkasına hapsedilmesine bağlıdır...
* * *
Ben Türkiye’yi de böyle bir birey gibi görüyorum.
Bu ülkeyi korkunç çekici kılan renkleri, çelişkileri, farklılıkları, atılması gereken bir yük gibi görünüyor gözümüze...
* * *
O kadar çok insan, herkes kendisi gibi olursa mutlu olacağına inanıyor ki...
Doyumsuz bir lezzet alıp, hayatlarımızı zenginleştirecek farklılıklarımız, hayatı çekilmez kılan büyük bir eziyete dönüşüyorlar...
* * *
Kendine güvenen bir ülkede, her birisi kuyumcunun vitrinine konulup gururla sergilenecek zenginlikler, bizim gözümüzde utanılacak zaaflara dönüşüyor.
Neredeyse, üzerinde durduğumuz muazzam zenginlikten hicap duyuyoruz.
Devasa bir kavimler, dinler, diller, mezhepler, ırklar ve kültürler kubbesi olan bu ülkede, bütün bu zenginliği bir yük gibi taşıyoruz üzerimizde...
* * *
Kendi güzelliğinden yaralanmış bir ülke burası...
Devayı hep bu zenginliğin inkârında arıyoruz...
* * *
Bu ülkenin bütün zenginliklerinden büyük keyif duyacağımız, bütün yaralarımızın kapanacağı, huzur ve sükûneti bulacağımız günlerin yakın olması dileğiyle, bayramınızı kutluyorum.
Yorum Yap