Bunlar yazı yazmanın çok zor olduğu zamanlar. Kafanızın içindeki zembereği durduramıyorsunuz. Kalbiniz bir tarafa, düşünceleriniz bir başka tarafa çekiştiriyor.

                                             * * *

Savcı Kiraz’ın hikayesi anlatılmak için yakanızdan çekiyor. Lisede okumak için terzilik yapmış, Dicle hukuktan İstanbul’a yatay geçiş yapmış, tanıyan herkesin saygıyla, sevgiyle söz ettiği bir hukuk insanının hikayesi duruyor bir tarafta...

Tek suçu, Berkin Elvan dosyasının kendisine düşmüş olması. Öyle anlaşılıyor ki, o dosyanın ilerlemesi için tek gayret göstermiş kişidir bu savcımız...

                                             * * *

Öbür taraftan militanların hikayesi var. Bir şey yaptıklarını zannederken bambaşka şeyler yapan insanlar bunlar. Berkin Elvan için adalet aradıklarını zannediyorlar mesela... Halbuki, o odada savcının kafasına silah dayadıkları andan itibaren, küçük bir çocuğun öldürülmesi hikayesini de rehin alıyorlar. O küçük çocuğun ölümünün ardından bir anneyi yuhalatabilen bir zihniyetin kendisini meşrulaştırması için o değirmene su taşıyorlar. Militanlar yüzlerine taktıkları maskeler, kafaya dayadıkları silahlarla iç güvenlik paketine arka çıkıyorlar. Avukatların onlarca yıl mücadeleyle elde ettikleri üstlerinin aranmadan adliyeye girme haklarını bir günde tartışmalı hale getiriyorlar...

                                            * * *

Diğer yandan çok rahatsız edici sorular var...

Militanların nasıl ellerini kollarını sallayarak adliyeye girdiklerinden tutun; savcının bastığı “panik butonuna” neden cevap alamadığına; güvenlik güçlerinin neden bu olayla ilgili bir istihbaratı önceden toplayamadıklarından savcının korumalarının neden kısa bir süre önce uzaklaştırıldığına kadar pek çok soru cevaplandırılmayı bekliyor...

                                            * * *

Odadaki herkesin öldüğü bu rehine operasyonunun nasıl icra edildiğini de araştırmak yargının ödevidir. Neden bizim polisin elinde bu tür olaylarda, bayıltıcı, uyutucu bir gazın havalandırmadan içeri verilmesi gibi bir şık yok? Neden tek şık silahla müdahale etmek? Bu operasyon ne kadar iyi planlandı ve icra edildi? Militanlarla pazarlıklar ne kadar iyi bir şekilde yapıldı? Savcı tam olarak ne zaman öldürüldü?

                                            * * *

Sorulması ve cevaplandırılması gereken çok fazla soru bulunuyor...