- 23.01.2015 00:00
Her seçiş bir vazgeçiştir.
AKP Gezi protestolarına “darbe girişimi” demeyi tercih ederek, kendisine oy vermeyen insanlarda biriken öfkeyi anlamaktan, onlarla barışma umudundan vazgeçti. İnsanları panzerlerin altına yatıracak kadar neyin öfkelendirdiğini anlamaya çalışsa, Türkiye bir tek adam rejimine yönelmeyecek; toplum böyle umutsuz bir şekilde birbirinden ayrılmayacaktı.
* * *
Meclis’te yapılan oylamada AKP büyük bir seçim daha yaptı. Yüce Divan’a sevk etse sadece bireylere atfedilecek, belki aklanacak, belki mahkûmiyet getirecek olan bütün suçlamaları bir parti olarak üzerine aldı.
* * *
Yüce Divan oylamasıyla AKP, kangren olan organları kesip atmak yerine, hastalığın bütün vücuda yayılmasını tercih etti. İyileşme umudunu tamamen ortadan kaldırdı.
* * *
Bundan sonra göreceğimiz tek şey büyük bir hızla meydana gelecek olan çürümedir. Vicdanının sesini dinleyip, bakanları Mahkemeye sevk etme yönünde oy kullanan AKP’li vekilleri daha şimdiden, hain ve darbeci olarak ilan ettiler.
* * *
Bundan sonra rejim her yerde hain, darbeci ve paralelcileri “tespit” edip, onlardan kurtulacak. Ta ki, medya çıtını çıkaramaz hale gelinceye, bütün kurumlar AKP’liler tarafından işgal edilinceye ve tek adamın mutlak iktidarı kuruluncaya kadar...
* * *
Tarih bize, siyasal iktidarların bir kere temel tercihleri yanlış yapıp, belli eşikleri geçtiklerinde sonradan meydana gelecek tahribat ve dejenerasyonun sınır tanımadığını gösteriyor.
* * *
AKP’li bir vekil reklam arasından ve başlayacak bir filmden bahsediyor ya...
O reklam arası, Gezi protestolarına verilen cevapla sona ermişti zaten. Başlayan film ise, tarihte onlarca kere tekrarlamış olan, “iktidarın yozlaştırdığı, mutlak iktidarın mutlaka yozlaştırdığına” ilişkin bir filmdir.
Defalarca sahnelenmiş bu filmi bir kere daha Türkiye’de görmek üzüntü ve keder vericidir..
Yorum Yap