- 6.06.2014 00:00
İktidarın bireyden özür talep ettiği yerde otokrasi, bireyin iktidardan talep edebildiği yerde özgürlük yeşeriyor.
Başbakan Erdoğan Metin Feyzioğlu’na babasının kullandığı bir oydan dolayı bir fatura çıkarmıştı hatırlarsanız. Turan Feyzioğlu’nun Deniz Gezmişler’in idamı için 'evet' oyu kullanmasını kastederek “Sen önce bunun hesabını” ver demişti.
Bir konferansta Metin Feyzioğlu’na bu defa bir vatandaş sormuş, bu idamlar için özür dileyip dilemeyeceğini. Başbakan bir yol açınca, o yoldan mutlaka yürüyecek birileri...
İnsan Başbakan'ın başkalarına hesap sorarken kullandığı kepçeye karşın kendisinin çay kaşığıyla bile hesap vermeyi reddetmesi ve bunun olağan karşılanması karşısında gerçekten hayrete düşüyor.
Başbakan hesap soracağı zaman iş 'genetik mirasa' kadar geriye gidebiliyor. Onun radarına girdiğiniz zaman, babanızın, dedenizin yapıp ettiklerine kadar sorumlu tutulabiliyorsunuz.
Bu terazi olağanüstü derecede çarpık ölçüyor. Başbakan hükümetler ve devletler için kullanılacak bir teraziyi bireyler için kullanıyor. Hiç kimse babasının günahlarından dolayı sorumlu tutulamaz. Ama devletler, hükümetler, tüzelkişiler için devamlılık esastır.
Örneğin Sivas’ta Madımak Oteli'nde insanları canlı canlı yakan canilerin çocuklarını bu katliamdan sorumlu tutamayız. Ama katillerin 26 avukatının nasıl olup da AKP’de bir biçimde çok etkili yerlere geldiğini sorabiliriz.
Ali İsmail Korkmaz’ı döve döve öldüren katillerin hiçbir akrabasından hesap soramayız, özür bekleyemeyiz ama bütün bunları hükümetten bekleriz.
Feyzioğlu’ndan babasının kefaretini soracak kadar hassas terazi kullanan Başbakan'dan beklenen o kadar çok özür var ki...
Roboski’de bombalarla parçalananlardan tutun da Berkin’in kalabalıklara yuhalatılan annesine kadar...
Başbakan’ın birer sözüyle işlerinden atılan yüzlerce gazeteciden, “Ali’siz Aleviler” diye aşağılanan vatandaşlarımıza kadar...
Ve bu özür listesi her geçen gün uzayıp gidiyor.
Soma’da tokatlanan vatandaşımız da Rize İkizdere’de HES’e karşı eylem yaparken feci şekilde dayak yiyen başörtülü Hava Hanım da özür bekliyor.
İktidardakilerin bireylerden özür ve özeleştiri talep ettiği yerde otokrasi, bireylerin devletten ve hükümetten bunları talep edebildiği yerde özgürlük ve demokrasi yeşeriyor.
Bizdeki 'özür terazisinde' özgürlüklerin ve demokrasinin ağırlığı her geçen gün uçup gidiyor.
Yorum Yap