- 31.03.2014 00:00
MHP ve BDP de bu seçimlerin parlayan yıldızları. BDP'nin 'demokratik özerklik' talebi de büyük bir destek almış gibi görünüyor.
Daha sandıklar kapanmamıştı… Oğuz Atay’ın sözleri dolandı dilime: "Ne evet diyorum, ne hayır, reddediyorum, ret."
Erdoğan’ın büyük bir el çabukluğuyla yolsuzluk soruşturmalarını gözümüzün önünden kaçırıp, yerel seçimleri, "Yolsuzluk olduğuna inanıyor musunuz" referandumuna çevirme çabasına benim cevabım bu. Bu sorunun cevabını verebilecek tek yer yargıdır ki onun da ümüğü, nefessiz bırakıncaya kadar sıkılmış durumda.
Yargının ümüğünü sıkması ve buna rağmen toplumun AK Parti’ye büyük bir sille indirmemiş olması, Erdoğan’a belli bir süre kazandırmış gibi görünüyor. Ama her halükârda Türkiye’yi ciddi bir huzursuzluk ve istikrarsızlık dönemi bekliyor. Meşruiyet sorunu ve kutuplaşma siyasetinin doğrudan sonucu olarak, AK Parti Türkiye’yi yönetme konusunda ciddi bir şekilde zorlanacak.
Cemaat bu seçimlerin kaybedeni gibi görünüyor. Cemaat her ne kadar Mansur ve Sarıgül’ün yüksek oy oranlarında pay sahipliği iddia edecek olsa da yurt çapında CHP oylarının düşmesinin müsebbibi olarak görülecek. En azından Erdoğan bu sonuçları, cemaatin siyasal ve sosyal desteğinin zannedildiği kadar yüksek olmadığı olarak yorumlayacak. Dolayısıyla da cemaate yönelik 'cadı avının' hız kazanacağını öngörebiliriz.
Ben bu satırları kaleme aldığım sırada Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanlıkları CHP ve AK Parti arasında, tenis topu gidip geliyordu. İster kazansınlar, ister kaybetsinler Sarıgül ve Mansur’un Türkiye’nin yakın gelecekteki siyasi yaşamında ciddi birer yerlerinin olacağı görünüyor. Sarıgül, İstanbul’u kaybederse kısa sürede CHP genel başkanlığı için ciddi bir adaya dönüşecek. Yerel seçimde toplumun bütün kesimlerinden oy alabildiğini gösterdi. Mansur Yavaş da başkanlığı kaybetmesi durumunda, seçimlerden sonra muhtemelen kurulacak 'merkez sağ' bir parti için ciddi bir başkan adayına dönüşmüş olacak. Yani, Mansur ve Sarıgül’ün küçük oy farklarıyla kaybetmeleri, belki de gelecekten bakıldığında AK Parti için sonun başlangıcı olarak görünecek.
MHP ve BDP de bu seçimlerin parlayan yıldızları. Büyükşehir belediye sınırlarının en ücra yerlere kadar uzanması; CHP-cemaat koalisyonunun kaçırdığı oylar; sokaktan uzak duran görüntü MHP’ye olan desteği epey arttırmış gibi görünüyor. BDP’nin 'demokratik özerklik' talebi de büyük bir destek almış gibi görünüyor. Seçimlerden sonra özerklik meselesi Türkiye’nin gündemine oturacak.
Saat 22.00 sularında benim gördüğüm Türkiye manzarası budur.
Pek çok enteresan siyasi gelişmeye gebe olan bu seçimlerin hepimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Yorum Yap