- 17.12.2012 00:00
Taraf'ın bir aktör olarak bu alandan silinmek istenmesi ve Altan'ın istifası önemli bir başka dönüm noktasını gösteriyor.
12 Kasım tarihinde Taraf gazetesinden Neşe Düzel’e verdiğim mülakatta, Şemdin Sakık’ın Ergenekon davasında verdiği ifadenin arkadan meydana gelebilecek bazı gelişmelerin ilk habercisi gibi göründüğünü söylemiştim. Sakık’ı yönlendirenlerin bir taşla birkaç kuşu vurmayı hedeflediklerini düşündüğümü belirtmiştim. Haklı çıkmaktan memnun olmayacağım kehanetlerde bulunmuştum.
Sakık’ın ‘gizli tanıkken’ birden kimliğini ifşa etmesi ve mahkeme önünde verdiği ifade, oldukça karmaşık bir sürecin işlemekte olduğunu gösteriyordu. Sakık bir taraftan kimliğini ifşa ederek hem sanıklarda haklı bir öfke yaratıyor hem de tüm gizli tanıkların üzerine ciddi bir soru işareti konduruyordu. Gizli tanık olmak için gereken hiçbir vasfı (çok kritik bilgiler vermek ve bunu yaparken yaşamının tehdit altında olması gibi) taşımıyordu Sakık. Sakık aynı ifadesinde Taraf ve Ahmet Altan hakkında da ciddi bir karalama kampanyası yürütüyordu. Hem Ergenekon davasına hem de o davanın medyada en çok tanınan destekçilerine aynı anda ciddi darbeler indiriyordu.
Basında Tarhan Erdem, Roni Margulies, Murat Belge ve ben Türkiye’nin darbe sathı mahallinden tamamen çıkmadığını belirten yazılar kaleme aldık. Geçenlerde Murat Belge, eğer bir daha darbe olursa Ergenekon ve Balyoz davalarında meydana geldiği öne sürülen haksızlıkların bu işin bahanelerinden birisini oluşturacağını söyledi. Gerek Margulies gerekse Belge, kasım ayında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda yapılan bir törende, üzerlerinde Ergenekon ve Balyoz sanıklarının resimlerinin bulunduğu tişörtler giyen eski subayların öğrencilerin arasına girerek eylem yaptıklarına dikkat çektiler. Yani bu davaların aslında hiçbir sorgulamaya yol açmadığını, darbecilerin bütün ezilmişlik ve yenilmişlik duygularına rağmen sürekli olarak öfkelerini bilemeye devam ettiklerini anlatıyordu yazarlarımız.
Ben Murat Belge’nin tespitinin çok önemli olduğunu, eğer başkaca koşullar da olgunlaşıp bir darbe yapılırsa Ergenekon davalarının bu işin önemli gerekçelerinden birisi olacağını düşünüyorum. Bu davalarda meydana gelen haksızlıklardan ziyade, bütün bu davaları içeriği olmayan birer komplo gibi göstermeye çalışanların da bilinçli ya da farkında olmadan aynı stratejiye hizmet ettiklerini düşünüyorum.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden Ergenekon ve Balyozcuların açtıkları davalarda “Tutuklamalar makul bir şüpheye dayanmıyor, deliller çürük gibi” bir karar çıksaydı, hükümetin alaşağı gideceği bir süreç başlayacaktı bence. AİHM’den çıkan kararlar sessizlikle geçiştirildiyse bile, birinci el kaynaklardan biliyorum ki, dünya çapında faaliyet yürüten insan hakları örgütleri üzerinde, bu davalara ilişkin negatif raporlar çıkarttırmak için muazzam bir lobi faaliyeti yürütülüyor.
Gerek davalarda yapılan yanlışlar ve gerekse en baştan itibaren yürütülen ve hiç ara vermeksizin devam eden muazzam propaganda sayesinde Ergenekon davalarına verilen toplumsal destek azaldı, davaları siyasi bir komplo gibi gösterenler tekrar psikolojik üstünlüğü ele geçirdiler. Silivri’deki gösteri, davaların medyadaki tartışılma biçimleri bu psikolojik üstünlüğü net bir şekilde ortaya koyuyor.
Bütün bu süreçte Taraf gazetesinin bir aktör olarak bu alandan silinmek istenmesi ve Ahmet Altan’ın gazeteden istifası önemli bir başka dönüm noktasına işaret ediyor. Altan’ı Ergenekoncular falan istifa ettirmedi şüphesiz. Artık tam olarak iktidar olduğuna emin olan ve çatlak sesler istemeyen Başbakanımız uzun süreden beri Altan’ı açtığı davalarla canından bezdirmişti zaten. Taraf’ın ve patronlarının ciddi bir ekonomik kuşatma altında olduklarını da biliyoruz. İşte bu atmosfer içinde gerek Ergenekoncuları gerekse Başbakan’ın koşulsuz destekçilerini aynı anda sevince boğan istifa haberleri gelmeye başladı.
Davalar itibarsızlaştırıldı, Taraf bertaraf edildi ve şimdi de artık darbe olmayacağına dair teskin edici sesler işitiyoruz. Ertuğrul Özkök, Murat Belge’ye cevabında, darbe sayfasının kapandığını, tanklar tekrar meydana çıkarsa herkesin el ele tankların önüne çıkacağını söylüyor. Evet, ben de Silivri’de gösteri yapanların darbe anında tankların önünü kesip üstüne çıkacaklarına eminim. Halay çekmek ve göbek atmak için...
Yorum Yap