Kürtlerin acı bedeni

  • 10.12.2012 00:00

 Sürekli başkalarını suçlamak yerine, biraz da kendi içimize dönüp bakmak için küçük, el içi kadar bir ayna...

Klavyenin başında ikilem içinde kıvranıyorum. Ruhum başka bir yazı yazıyor, zihnim bambaşka. Ruhuma kulak veriyorum, bakıyorum o da yine zihnim tarafından kandırılmaya çalışılıyor, onun da yazdığı yazı iki ayrı yöne savruluyor. 
Kendini sabote eden, acılara tutunan, bir türlü acısını bırakmayan insanları anlatmak istiyorum aslında. Zihnim, bir kurnazlık yaparak müdahil oluyor: “Buradan işi Kürt sorununa getir” diyor. 
Örselenmiş ebeveynlerin örselediği, mutsuzluğu, huzursuzluğu bir eroin zulası gibi sürekli yanında taşıyan bu ülkenin ezici çoğunluğunu anlatmak istiyorum. Ama aklım, batıdakilerin bin beterini yaşamış Kürtlere kayıyor. Yüz yıllardır aşiret baskısı altında inlemiş, sonra devlet tarafından tarifi zor zulümlere maruz bırakılmış Kürtlere. 
Ya aslında kimse acılarını bir kenara bırakmak istemiyorsa? Ya görünürde mutlu olmak istiyorken gece sokağa fırlatıp attığımız sigara paketini sabah çılgınca arar gibi mutsuzluğun peşinden koşuyorsak? Ya, o mutsuzluğu sürdürmek, acılarımızdan kopmamak için her türlü provokasyonu yapmaya hazırsak? 
Şimdi size aşağıda Eckhart Tolle’den birkaç paragraf sunacağım. Bu satırları ister kendi içinizdeki mutsuz insanı, ister acılara tiryaki olan tanıdıklarınızı ve isterse ‘dağla’ mistik bağlantı kurmuş Kürtleri anlamak için okuyun. Tolle, kendisine acılardan kimlik inşa edenlerin, yarattığı ‘acı bedeni’ (pain body) ve onun nasıl olup da tekrar tekrar ruhlarımızı ele geçirdiğini anlatıyor: 
“Hatırlanması gereken ilk şey şudur: Kendinize acıdan bir kimlik inşa ettiğiniz zaman, artık ondan kurtulamazsınız. Kimliğinizin belli parçaları duygusal ıstırabınıza yatırım yaptığında, bu acıdan kurtulmaya ilişkin her girişime bilinçdışı bir direnç geliştirir veya süreci sabote edersiniz. Çünkü kendinizi bir bütün olarak tutmak istersiniz ve acı artık sizin kimliğinizin temel bir yapıtaşı haline gelmiştir...” 
“Acı beden, diğer bütün varlıklar gibi, var olmaya devam etmek ister ve onun varlığını sürdürebilmesinin tek yolu, sizin onunla farkında olmadan özdeşleşmenizdir. Akabinde, o ayaklanır, sizi ele geçirir, siz halini alır ve sizinle yaşam bulur. İhtiyaç duyduğu gıdayı sizin aracılığınızla temin eder.” 
“Acı beden sizi ele geçirdiğinde, daha fazla acı istersiniz. Ya mağdur veya fail olursunuz. Acı çektirmek veya acı çekmek ya da her ikisini aynı anda istersiniz. Aslında bu ikisi arasında da çok fark yoktur. Tabii ki bu süreçlerin bilincinde değilsinizdir ve hararetli bir şekilde acı istemediğinizi savunursunuz. Ama dikkatli bir şekilde bakın ve şunu göreceksiniz: Düşünme biçiminiz ve davranışlarınız, başkalarına ve kendinize acı çektirmek üzere inşa olmuştur.” 
Bilmiyorum, bu satırlarda kendinize, tanıdıklarınıza ve bir türlü bitmek bilmeyen Kürt meselemize ilişkin bir şeyler buldunuz mu? Bakın ‘bir şeyler dedim’, yani her şey değil, her şeyin açıklaması değil; tabloda neden bir rengin başat olduğuna dair bir açıklama belki de... 
Neden bu kadar mutsuzluğa temayül ettiğimize, neden silahın, dağın bu kadar çekici olduğuna ve neden barışa giden yolun bin bir tuzakla dolu olduğuna, neden sürekli kavga etmenin ve kan dökmenin barışmaktan çok daha kolay olduğuna ilişkin küçük bir not. 
Sürekli başkalarını suçlamak yerine, biraz da kendi içimize dönüp bakmak için küçük, el içi kadar bir ayna... Durup bir bakmak isteyenlere...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums