- 18.06.2012 00:00
CHP'nin sürpriz bir şekilde Ak Parti'ye getirdiği Kürt sorunu konusundaki teklifler siyaset dünyasında konunun tekrar tartışılmasını sağlıyor. 30 yıldır süren düşük yoğunluklu savaşın sonunda kazanan yok ve fakat büyük acılar var.Tekliflerin içindeki en önemli konu akil adamlar önerisidir. Eski Dyarbakır milletvekili Abdurrahman Kurt'un çeşitli mahfilerde gündeme getirdiği akil adamlar önerisine CHP'lilerin de sıcak bakarak gündem etmesi çok önemli bir gelişmedir. Zira yıllardır süren çözümsüzlüğün ilacı akil adamlar önerisi olabilir.
Akil adamlar her toplumda örneğine rastlayabileceğimiz bir örnek. Ama özellikle doğu toplumlarında sorun çözme kabiliyeti yüksek bir olgudur. Mahkemelerin bile çözümsüzlükleri aşamadığı ortamlarda toplumda sözü dinlenir kişiler devreye girer ve sulhü sağlar. Bu mesele de hakikaten tam da böyle bir aşamadadır. İki taraf da artık silahın çözüm olmadığını anlamış durumdadır ve fakat onları ortak bir noktada buluşturacak irade ortada yoktur. Bu noktada artık her kesim tarafından uzlaşı ile tespit edilmiş temsil kabiliyeti yüksek, müzakere kültürü mevcut kişiler devreye girmelidir. Bu kişilerin en önemli özelliği her iki tarafında ömemsediği şahsiyetler olması ve uzlaşmacı yanlarının ağır basmasıdır.
Başbakan'ın "milletin seçtiği kişiler bellidir, ayrıca başka kişiler aramaya ne gerek var" sözü ise akil adamlar konusunun daha da önem kazanmasıyla daha anlayışlı bir çizgiye gelebilecektir.
Devletin Oslo görüşmelerinin başarısızlıkla sonlanması kimseyi yanıltmasın. Başbakan risk alarak bu görüşmeyi yaptırmıştır ve sonunda yaptığına pişman edilmiştir. Bu yüzden direkt olarak PKK ile görüşme konusunu artık rafa kaldırmıştır. Ancak her iki tarafın kabul edebileceği akil adamlaın muhatabı her kesimle görüşerek bu konuda adım atmasında ne mahzur vardır. Siyasetçi olmayan ve fakat toplumsal kesimler üstünde ağırlığı olan kişilerin belki uzun sürecek çetrefilli bir konu ile uğraşmasının bize kaybettireceği ne olabilir? Bu tekliflerin bereketi de oluşmuş ve Leyla Zana da önemli bir adım atarak başbakan'ın çözüm gücüne inandığını belirterek çok önemli bir yakınlaşma sergilemiştir. Selahattin Demirtaş'ın alenen eleştirdiği Zana çıkışını korumak, geliştirmek zorunluluğu hepimiz üzerinde vardır.
Akil adamlar sadece tek bir kesimin önereceği kişiler olmamalıdır. Sağ, sol, Alevi, Sünni, Türk, Kürt vd. dini ve etnik kesimlerden saygın şahsiyetler olmalıdır. Baskın Oran, İsmail Beşikçi, Şerafettin Elçi ,Yılmaz Ensaroğlu, Mustafa Akyol, Orhan Miroğlu, Ahmet Altan ilk akla gelen entellektüel camiadan kişiler. Bunlara farklı kesimlerden kişiler eklenebilir. Bu isimler üzerinde uzun süre düşünülebilir geniş bir kadro oluşturulup sonra yürütme kurulu oluşturulabilir. Ama herkesin sorunun daha da büyümesini önleme sorumluluğu vardır. Hiç kimsenin bu pozitif girişimi engelleme gibi bir sorumsuzluğu olmamalıdır.
Radikal gazetesinin önemle üstünde durup akil adamlar listesi hazırlattığı bir zaman diliminde islami camianın yayın organlarının da konunun önemine binaen akil adamlar listesi üzerine yoğunlaşması faydalı olur diye düşünüyorum. Aşılamayacak sorun yoktur. Yeterki mantıklı ve zamana uygun olan önerileri tespit edebilelim.
Yorum Yap