KAPILAR ARALANDİĞINDA (22)

  • 13.07.2015 00:00

 BURSA, 11.07.2015

Bir ağaçta üç kez dört mevsim gördüğüm yıllardayım yine, demir parmaklıklar ardında. Anılar, anılar, anılar. Uzayıp giden Bursa Asfaltı boyunca, boylu boyunca...

Hiç unutmam çocukken İstanbul’daki Mehmet Dayımlara giderdik, genellikle yaz tatillerinde. Bursa Garajı’ndan bindiğimiz otobüs, Körfez’i dolanırdı o zamanlar. Herhalde arabalı vapur yokmuş.

Karamürsel-Gölcük arası, solumuzda tel örgülerle çevrili askeri tesisler görüldüğünde, gözüm nöbetçi kulübelerindeki askerlerde olurdu hep, el sallardım yol boyunca çocukça.

Mümkün müydü bilmek, yıllar sonra o tesisler içinde darbeci faşist generallerin kurdurduğu mahkemelerde yargılanacağımızı.

Yine hiç unutmam, eski Bursa Barosu Başkanlığı da yapmış olan avukatlarımızdan Oğuz ÖĞÜN, savunma yaparken şu cümleyi kurmuştu:

“Huzurunuzdaki bu saygıdeğer insanlar sadece inançları nedeniyle burada bulunmaktadırlar. Onlar ki; ellerinde kan, ceplerinde beş kuruş haram olmayan namuslu düşünce insanlarıdırlar.”

Dedim ya anılar...

“Ben işçi sınıfının sendikal örgütü DİSK’e bağlı T.Maden-İş Sendikası’nın bir üyesiyim. İşçi sınıfının demokratik kazanımlarını koruyarak, azgın sömürü sisteminin sınırlandırılması ve ortadan kaldırılması için demokratik mücadele verdim. Anayasal hakkımız olan; çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi, adil bir ücret, özgür sendika seçim hakkımız -referandum-, anti demokratik yasaların kaldırılması ve özgür bir yaşam için GREV’in yanında oldum. Bu nedenle huzurunuzdayım. “Her ne kadar bunları söylesem de Mahkeme Başkanı: “Bunları geç, konumuz bunlar değil, sen TKP üyesi misin, değil misin?” diye her sorduğunda; “Efendim, oraya geliyorum.” diyorduk.

Ben devamla; “Asıl 22 Temmuz 1980 günü eli kanlı faşist, tescilli katillerce katledilen Genel Başkanımız Kemal TÜRKLER’in katillerinin huzurunuzda olması gerekiyor, bizlerin değil. Bizler hak-hukuk ve sömürüsüz bir dünya için sendikamızın aldığı Grev kararını uyguladık.” diyerek devam ettiğim savunmamı ve tüm konuşulanları büyük bir dikkatle izleyen Mahkeme Başkanı Güner Albay araya girerek; “Eee, peki aldınız mı hakkınızı?” diye bir soru yöneltmişti.

Salonda büyük bir sessizlik hakimken, birkaç saniyelik şaşkınlığım ardından:

“Hayır, tabii ki alamadık efendim.” dedim.

“Neden?” diye sordu.

“Eee... 12 Eylül geldi de ondan.” demiştim. İçin için gülüşlerle diğer dostların savunmalarına geçilmişti anımsadığım.

Yıllar yıllara inanın “YIL” olduğunu unutturuyorcasına yükleniyor, zamansa hızla geçip önlerini açıyor adeta... Oysa durdurmak mümkün bu insaflı ve doğal akışı.

Bir an için neden kendimizi; “Ben haklıyım ama.” düşüncesinden sıyırmayalım ki?

Dünyayı yorumlamakla kalmayıp, değiştirmeye aday olmuş bu saygın insanlar, dostlar, yoldaşlar;

Otuzdört yıl sonra çok mu fazlaydık da azaldığımızda üzüntü duymak dışında hiç mi düşünmeyeceğiz kızgınlıklarımızı gömmeyi ve ‘BEN’i...

Bu anılar yolculuğundaHİÇBİRİNİZSİZ olmuyor inanın.

Yani bir eksikle değil hep bir fazla gerek bize…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums